Kürt mücadelesi kompleks bir yapıdadır-ZİNAR YILDIZ

Kürt mücadelesi kompleks bir yapıdadır-ZİNAR YILDIZ
23 Sep 2021   00:21

Zinar Yıldız

Tam da Türkiye’de seçim tartışmaları üzerinden bir hareketlenme başlamışken özellikle de yükselişte olan demokrasi cephesini geriye çekmeye dönük hareketlenmeler, ne Kürt mücadelesine ne de Türkiye demokrasi mücadelesine hizmet ediyor.

Bu tartışmaların, kendisini muhalefet sanan ve aslında tek amacı iktidar olmak olan bir partinin başkanı tarafından başlatılması da ayrıca anlamlı oluyor. Son yapılan tüm anketler aslında demokrasi bloğunun Türkiye’de temel muhalefet bloğu olduğunu göstermektedir. O nedenle iktidar koltuğuna oturabilmek için ortaya çıkan demokratik değerlerle yüklü özgürlükçü alternatifleri zayıflatmak ve dağıtmak amacıyla bu tartışmaların ortaya atılması manidardır. Özellikle Kürdistan coğrafyasında neredeyse bütün potansiyelini kaybetmiş AKP karşısında yükselişe geçen HDP’yi geriye çekmek için ihale muhalefete verilmiştir. Bunun bir Erdoğan görevlendirmesi olduğu açıktır.

Diğer yandan Kürt hareketini bölme, parçalama, içten çatıştırma çaba ve girişimleri ne yeni, ne de son olacak bir yaklaşımdır. Kürt özgürlük hareketi tarihi boyunca bu tür girişimler, özellikle de gladio eksenli planlamalar, her zaman olagelmiştir. Kürt özgürlük hareketi bu özel savaş stratejilerine yabancı değildir. Bir süredir başur ve rojava üzerinde bu çabalar yoğun olarak yürütülmektedir. Başurda Kürtleri birbirleriyle çatıştırma çabalarında PDK üzerinden sonuç almaya çalışıyor. Rojava’da, devrimi gerçek öncü yapısından koparma ve ENKS gibi işbirlik-hain kesimlere teslim etme girişimleri her geçen gün derinleşiyor. Ancak bunlar Kürdistan özgürlük hareketinin hassas ve bilinçli yaklaşımlarıyla boşa çıkarılıyor. Şimdi de Kuzey Kürdistan ve Türkiye’de, muhalefet olduğunu iddia eden, ama iktidar kuyrukçuluğundan başka hiçbir işe yaramayan kesimler bir muhataplık tartışmasına yol açarak yükselişe geçen Demokrasi Bloğunu geriye çekmeye çalışmaktadır.

Kürt özgürlük mücadelesi 50 yıllık bir önderlik deneyimi ve tecrübesiyle her geçen gün daha da güçlenerek bu günlere gelmiştir. Bu elli yıllık mücadele tarihi birçok kazanım yaratmış ve farklı boyutlarda aynı amaca hizmet edecek şekilde genişleyerek, büyüyerek devam etmektedir. Mücadelenin ideolojik, askeri, siyasi, diplomatik, kültürel ve daha birçok ayağı kurumsallaşarak neredeyse dünyanın genelinde bir demokrasi gücü haline gelmiştir. Bu bütünsellik içerisinde hiçbir alan bir diğerinin alternatifi ya da karşıtı olmamış, simbiyotik bir yapı içerisinde süreklilik sağlanmıştır. Bir alanı, kurumu ya da kişiyi merkez alarak karşıtlaştıran ve birbirinden koparan yaklaşımlar ya çok bilinçsizce popülizm hastalığından kaynaklı ortaya çıkmış ya da bilinçli bir plan dahilinde tasfiye hareketi olarak geliştirilmiştir.

Kürt özgürlük hareketi bir önderlik hareketidir. Bunun anlamı temel ideolojik, stratejik ve ilkesel duruş, tutum ve yaklaşımların önderlik tarafından belirleniyor olmasıdır. Önderlik çizginin kendisidir. Önderlik bir kişi değil kurumdur. Bu kurumun muhatabı kişi olarak Rêber Apo şahsında somutlaşan önderlik kurumunun kendisidir. Rêber Apo bu görevini yerine getirirken yıllar boyunca sürekli taktik önderlik sorunları üzerinde de çalıştı. Sürekli olarak ortaya koyduğu stratejiyi yaşamsallaştırması gereken taktik önderliklerin kendi görevlerini yerine getiremediği konusunu eleştirdi. Mücadele alanlarından sorumlu taktik önderliklerin kendi sorumluluklarına sahip çıkması gerekliliği Rêber Apo’nun temel eğitim konusuydu.

Şimdi bugün yine bir muhataplık tartışması ortaya çıkıyor. Rêber Apo en ağır tecrit koşullarındayken, en basit yaşam ihtiyaçları bile karşılanmazken, Rêber Apo’yu bu şekilde tartışmaya koymak mücadele sorumluluklarından kaçmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmemektedir. Mücadele alanları olarak temel gündemimiz Dem Dema Azadiyê ye Hamlesi çerçevesinde yeni bir direniş sürecini başlatmak olmalıyken kim neyin muhatabı tartışmasına girmek mücadeleyi geri çekmek ve hamleyi boşa çıkarmak anlamına gelir.

Tabi ki mücadelenin her boyutu kendi çalışma alanından birinci derecede sorumlu olarak direkt muhataptır. Her bir mücadele alanının kendi içerisinde özgünlükleri bulunmaktadır. Ancak tüm alanlar ortak bir amaca hizmet etmektedir; o da Kürt halkının özgürlüğünün sağlanması ve demokratik ulusun inşasıdır. Bu amaca giden yolda hiçbir alan bir diğerinin alternatifi ya da karşıtı değildir. Zaten istese de hiçbir alan tek başına buna güç de getiremez.

HDP, Kuzey Kürdistan ve Türkiye’de Kürt halkının özgürlüğü ekseninde Türkiye’yi demokratikleştirme mücadelesinin siyasi muhatabıdır. HDP aynı zamanda Önderlik projesi olarak bir Türkiye partisidir. İmralı’ya alternatif olma gibi bir kapasitesi yoktur ve amacı olmamalıdır. Bu çerçevede sömürgeci-işgalci yerel ve hegemon güçlerin Kürt özgürlük mücadelesini parçalamak ve birini diğeri eliyle tasfiye etme amaç ve girişimlerini doğru anlayıp alet olmamak herkesin sorumluluğundadır.

Temel gündemimiz mücadeleyi büyütmek ve özgürlüğümüzü elde etmek olmalıdır. Doğru olan; başka hiçbir gündeme yer vermeden “Demokratik Türkiye, Özgür Kürdistan” mücadelesinde düşman oyunlarına gelmemektir. Bunun için de herkes kendi mücadele alanının sorumluluklarının bilinciyle hareket etmelidir.

 ANHA