KJK’den Şengal ve Rojava'ya yönelik saldırılara ilişkin açıklama

KJK Koordinasyonu, Şengal ve Rojava’ya yönelik Türk devleti tarafından düzenlenen son saldırılara ilişkin yaptığı açıklamada, Şengal’in özyönetimini tasfiye etme ve Rojava devrimini bitirmenin amaçlandığını belirtti.

KJK’den Şengal ve Rojava'ya yönelik saldırılara ilişkin açıklama
21 Aug 2021   10:57
HABER MERKEZİ

KJK Koordinasyonu yaptığı yazılı açıklamada, “AKP-MHP faşist rejiminin 16-17 Ağustos’ta Şengal’e yönelik ardından Rojava’da 19 Ağustos’ta Tıl Temir askeri karargaha yönelik saldırılarında Êzidî halkımızın onurlu, öncü evlatları ve özgürlük savaşçıları Hemîd Sadun (Qîran Sîba), Xidir Şeref (Pîr Xidir),  Ramî El Salim (Ronî), Meytem Xidir Xelef  (Serhed Zemar), Sosin Bîrhat (Sosin Mihemed), Egîd Girkêlegê (peyvan Ramedan), Rubar Hesekê (Eli El-Xerze) ve Seyfullah Ehmed ile sağlık çalışanları Elî Reşo Xidir, Sedo Îlyas Reşo, Hecî Xidir ve Muhlise Sîdar şehit edilmiştir”  diye hatırlattı.

Açıklamada devamla şu ifadeler yer aldı:

“Tarihten günümüze kadar egemen güçlerin soykırım ve katliamlarıyla karşı karşıya kalan Êzidî halkımıza, Rojava halkımıza ailelerine, başsağlığı diliyoruz. Şengal’de yaralanan yurtsever ve savaşçı arkadaşlara da acil şifalar diliyoruz.

Şengal katliamları tarihsel olarak Êzidî halkına uygulanan soykırımların bir devamıdır. Êzidî halkımız sürekli bir ferman korkusu içinde tutulmak istenmektedir. TC. faşist AKP-MHP hükümeti işbirlikçisi DAİŞ eliyle yapamadığı Êzidî soykırımını bu kez direk kendisi gerçekleştirmek istemektedir. Êzidî fermanlarını yenileyerek Êzidîler şahsında tüm Kürtlere karşı geliştirdiği ırkçı, milliyetçi, vahşi saldırılar gerçekleştirmektedir. Êzidî halkımıza karşı geliştirilen bu saldırılar ve çirkin, ahlaksız antlaşmalar, Rojava’ya yönelik sürekli geliştirilen saldırılar aynı zamanda Önder APO’ya yönelik geliştirilen uluslararası komplonun da güncellenerek uygulanmasıdır. Kürdistan’ın tüm parçalarında AKP-MHP faşist darbeci rejimi Kürtlere ve halklara karşı soykırım savaşı yürütmekte, yeni Osmanlıcı politikalarını gerçekleştirmek istemektedir. Bu nedenle Şengal’e, Rojava’ya dönük bu katliamlar ve saldırılar aynı zamanda Irak ve Güney Kürdistan halklarına da yönelik bir katliam ve güneyi işgal planlamalarının bir parçası olmaktadır.

‘KAZIMÎ, TC’NİN SOYKIRIM SAVAŞINA TESLİM OLDU’

Şengal’de YBŞ Komutanı Sait arkadaşın hedeflenmesi Irak başbakanının Şengal’i ziyaret edeceği güne denk getirilmesi ve katliam sonrası Kazimi’nin herhangi bir açıklama yapmaması manidardır. Êzidî halkının acıları zirvedeyken yine aynı gün 9 Ekim anlaşmasının uygulanacağına dair Kazimi’nin yaptığı açıklamalar TC. soykırım savaşına teslim olduğunu, ortak olduğunu göstermektedir. Bu antlaşmanın TC. Irak ve KDP arasında Êzidî toplumunun özyönetim ve öz savunmasını tasfiye etmeyi amaçladığı bilinmektedir. Êzidî toplumunu öz savunmasız, öz yönetimsiz bırakmak soykırım demektir. İşbirlikçi-ihanetçi güçler Şengal fermanında Êzidî toplumunu korumayarak katliamına nasıl yol açtıysa bugün de işgalci güçlerle ittifak halindedir. TC. Devletinin saldırıları karşısında tavır almak yerine Şengal halkının büyük bedellerle elde ettiği kazanımları yok etmek isteyen güçlere hizmet etmesini Şengal halkı ve Kürt kadınları unutmayacaktır. 

‘ROJAVA DEVRİMİ BİTİRİLMEK İSTENİYOR’

Rojava devrimi insanlığın umududur. T.C. devletinin saldırıları sadece Kürt halkını soykırımdan geçirme politikası değildir. Aynı zamanda ABD, Rusya gibi güçlerin desteği ile Rojava devriminin iradesi kırılmak isteniyor. İnsanlığın özgürlük umudu olan Rojava devrimi bitirilmek isteniyor.

Dikkat edilirse bugün Afganistan da Dünyanın en gerici gücü olan Taliban resmi olarak tanımaya hazırlanan ABD, Rusya, AB ülkeleri Rojava ve Şengal de özgürlük savaşçılarının istem ve taleplerini görmezden geliyor. Radikal kadın özgür çizgisini savunan Şengal ve Rojava hedefleniyor. Özerk yönetim statüsünün kabulüne yanaşılmıyor.  ABD Afganistan’a kadınların özgürleşmesi temelindeki bir propaganda ve söylemle gitmişti. ABD Afganistan halkına özgürlük getirmediği gibi alternatif radikal özgürlük çizginin gelişimini de engelledi. Sonuçta Afgan halkını ve kadınlarını en gerici, kadın düşmanı bir güç olan Taliban’a teslim etti. ABD’nin Afganistan, Irak, Suriye politikaları tam bir fiyaskodur. DAİŞ ile nasıl Ortadoğu alt üst edilmişse şimdi de Taliban ile Asya kıtası başta İran hedeflenmek üzere alt üst edilecektir. Halklar ve kadınlar büyük savaşların, göçlerin, yıkımların içine bu güçlerin çıkarları için atılacaktır.  Orta ve güney Asya coğrafyası ve burada yaşayan halklar, kadınlar ABD ve Çin arasında ki mücadelenin kurbanı haline getirilecektir. Tüm bu siyasetler ABD ve Rusya, AB gibi ülkelerin iki yüzlü politikalarının en somut göstergesi olmaktadır.

‘TC DÜNYANIN GÖZLERİ ÖNÜNDE SOYKIRIM SUÇU İŞLİYOR’

Şengal ve Rojava saldırılarıyla Dünyanın gözleri önünde TC. Faşist devleti soykırım ve insanlık suçu işliyor. TC. Devletli resmi DAİŞ’tir. Uluslararası kurum ve devletlerin sessizliği bu katliamlara onay verdiği, teşvik ettiği anlamına gelmektedir. Êzidî soykırımını tanıdıklarını söyleyen Avrupa devletlerinin bile TC. Devletinin faşizmi karşısındaki bu tavırsızlığı ikiyüzlü politikalarını bir kez daha göstermektedir.

Yakın tarih de göstermiştir ki öz savunma sistemi ve güçleri olmayanlar özgürleşemez köle kalırlar. Dolayısı ile Êzidî ve Rojava halkımızın da kendilerini korumaları için öz yönetimleri ve öz savunmaları mutlaka korunmalı ve geliştirilmelidir.  Kadınlar ve halk olarak öz savunmamızı, öz gücümüzü, öz yönetim mekanizmalarımızı daha da güçlendirmeli, büyütmeliyiz.

Rojava’nın ve Şengal’in özerk statüsü tüm uluslararası güçler tarafından tanınmalıdır.  Kürt halkı bulunduğu her yerde T.C. faşist devletine karşı direnmelidir. Diktatör Erdoğan kendisinin en zayıf zamanını yaşamaktadır. Yalanlarının hepsi açığa çıkmış, maskesi düşmüştür. Toplumda meşruiyeti kalmamıştır. Türkiye çetelerin, mafyaların, silah ve uyuşturucu kaçakçılarının eline düşmüştür. Toprakları parsel parsel satışa çıkarılmıştır.  Devlet en son orman yangınlarında ve sel felaketlerinde çok daha somut ve açık görüldüğü gibi hiçbir tedbir alamamaktadır. Çünkü Erdoğan ve bahçelinin tüm çabası, yoğunlaşmaları kendilerini ve çevrelerini zenginleştirmektir.

‘MÜCADELE HER ZAMANKİNDEN DAHA FAZLA YÜKSELTİLMELİ’

Bu temel de Türkiye’de ve Ortadoğu’da, Dünya’da demokrasi ve özgürlük güçleri birleşmeli ve bu faşist iktidarı yıkmalıdır. Kadınlar demokrasi ve özgürlük güçlerinin öncüsü olarak her zamankinden çok daha fazla en önde mücadeleyi yükseltmelidirler.

Bu temel de Şengal’e yönelik soykırım savaşını yürüten TC. ve işbirlikçilerine karşı başta Kürt halkı ve kadınları olmak üzere özgürlük ideali olan tüm kadınları ve halkları, demokratik toplum güçlerini bulundukları her yerde mücadele etmeye, Şengal’i, Rojava’yı tüm Kürdistanı sahiplenmeye çağırıyoruz. Ulusal birlik ruhumuzu ve mücadelemizi güçlendirelim ve büyütelim. Faşist Türk devletinin güneyde ki varlığına karşı güney halkımız tepki göstermeli ve kabul etmemelidir. Türk devleti güney Kürdistan işgalini derinleştirme ve kurumlaştırma peşindedir. Kadınlar olarak demokrasi ve özgürlük mücadelesine öncülük edelim. Halkımızın, kadınların, demokrasi ve özgürlük güçlerinin birlikte direnişiyle kazanan mutlaka biz olacağız. Özgürleşen Kürdistan’da özgürce yaşayacağız. Herkesi mücadeleyi ve direnişi yükseltmeye faşizmi yıkmaya çağırıyoruz.