Derar: Yardımlar tüm Suriye için gereklidir

Reportaj Summay

Derar: Yardımlar tüm Suriye için gereklidir
28 Jun 2021   03:01

Küçük Grubun Roma’da yapacağı toplantıyı değerlendiren MSD Eş Başkanı Riyad Derar, yardımların yapılması ve kapıların açık tutulmasının tüm Suriye halkına katkı sunacağını belirtti.

ABD, DAİŞ’e Karşı Uluslararası Koalisyon üyelerinin katılımıyla 28 Haziran tarihinde İtalya’nın başkenti Roma’da Suriye konulu toplantı gerçekleştirecek. DAİŞ karşıtı uluslararası koalisyonda yer alan 7 üst düzey temsilcinin yanı sıra Suriye krizine olumsuz etkileri olan Türkiye ve Katar da bu toplantılara davet edildi. Türkiye ve Katar’ın Suriye’de terör gruplarını desteklediği birçok uluslararası rapora da yansımıştı. MSD Eş Başkanı Riyad Derar konuya ilişkin ANHA’nın sorularını yanıtladı.

*Uluslararası Koalisyonun gerçekleştireceği toplantıya dair değerlendirmeleriniz nedir?

Mısır, Almanya, Fransa, Ürdün, Suudi Arabistan, İngiltere ve ABD Dışişleri Bakanları bir araya gelecek. Bu birliktelik daha çok Arap ve batılı devletlerden oluşuyor. Suriye’deki siyasi sorunun çözümü tartışılacak. Yeniden inşa ele alınacak. Bu grup Suriye’de işlenen suçları kınadı. Suriye’de milyonlarca insan yerinden göç etti, binlerce insan yaşamını yitirdi. Okullar, hastaneler ve sivil yerleşim alanları zarar gördü.

Küçük Grup Temsilcileri Güvenlik Konseyi’nin sivilleri korumadığını, insani yardımları sağlayamadığını ve Suriye’de kimyasal silahların kullanılmasını görmezden geldiğini kaydetti. Grup teröre karşı savaşta ve siyasi çözümün sağlanmasında her zaman desteklerini sunmuştur.

Bu toplantı insani yardımları genişçe ele almalıdır. Suriye’deki engeller kaldırılmalıdır. Kapılar açık tutulmalıdır. Demografik yapıyı değiştiren adımlar engellenmelidir. Bu adımların atılması halinde devletler terör karşısında başarı elde edebilir. Rusya’nın Astana süreci ile Suriye’yi parçalatıp Şam Hükümeti’nin iktidarına sunmasının da karşısında durulacaktır.

*Katar ve Suriye bölgedeki kötü pratikleri ile öne çıkan ülkeler olmasına rağmen her iki ülkenin de toplantıya çağrıldığı belirtiliyor. Bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?

Katar ve Türkiye’nin çağrılmasındaki amaç Rusya’nın önünü kesmektir. Rusya daha önce Şam Hükümeti’nin Katar ve Türkiye aracılığıyla Arap Cumhuriyetlerine dahil etmek istiyordu. Astana’nın çizdiği çerçeve dışında bir çözüm aranacak. Türk devleti de bu noktada önemlidir. Türk devletinin tekrar ABD ve NATO ile iyi ilişkiler kurması temenni ediliyor. Türk devleti de Mısır ve Suudi Arabistan ile yeni bir diyalog kurmak istiyor.

Haziran ayı itibariyle İdlib’te bir çatışma durumu var. Top atışlar ve askeri sevkiyatlar yapılıyor. Rusya kuvvetlerini Himemi’ne havaalanına getirdi.

Katar ve Türkiye Suriye’de etkili iki faktördür. Onların gruba çağrılmasındaki temel etken Rusya’nın Suriye konusundaki tutumuna ilişkindir. Çünkü Rusya Şam’ın 2254 sayılı BM kararını yerine getirmeden güçlendirmeye çalışıyor.

*Suriye konusunda birçok toplantı yapıldı. Cenevre, Küçük Grup ve Astana gibi toplantılar. Bu toplantıların ortak maddeleri nelerdir. Suriyelilerin kazanımları oldu mu? Suriyeliler bu toplantılara inanıyor mu?

Astana ve Küçük Grup toplantısı arasında fark var. Küçük Grup yeniden inşa, Cenevre’de alınan ve uluslararası kararların hayata geçmesini istiyor. Yine Suriyelilerin sürece katılması ve Esad’ın çözüme gelmesi için ona baskı uygulanmasını öneriyor. Suriye’de işlenen suçları kınıyor. Milyonlarca insan topraklarını terk etti. Binlerce insan yaşamını yitirdi. Küçük Grup insani yardımlaşmanın yapılması, terörle mücadele edilmesi ve siyasi çözümün sağlanmasını istiyor.

Grup, BM Suriye Özel Temsilcisinin Güvenlik Konseyi’nin aldığı 2254 sayılı kararı uygulanması konusundaki ısrarını destekliyor. BM’nin bu kararı tüm Suriyelilerin çözüme katılmasını öngörüyor. Siyasi tutsakların serbest bırakılması, güvenliğin sağlanması, yeni bir anayasanın yapılmasını, seçimlerin adil ve BM gözetiminde yapılması gibi başlıkları içeriyor.

Onlar da kalıcı çözümü destekliyor. Bunun içinde bir araştırmanın yapılması ve suçluların cezalandırılması gerektiğini belirtiyor. Yardımların Suriye’nin tüm parçalarına ulaşması ve demografik yapının değiştirilmesinin engellenmesini talep ediyor.

Astana süreci ülkenin parçalanması ve demografik yapının değiştirilmesinin önünü açtı. Bölgenin doğal kaynaklarını sömürmek ve kontrol ettikleri toprak parçasını genişletmek istiyorlar. Adalet ve demokrasi mücadeleleri yok. Bölgenin Esad’ın kontrolüne bırakılması için uğraşıyorlar.

*Suriye konusundaki uluslararası görüşmeleri ve gelişmeleri nasıl görüyorsunuz?

Son günlerde Biden ve NATO üyesi devletlerin başkanları, Biden ve Putin, Biden ve Erdoğan arasında görüşmeler oldu. Ancak Suriye sorununu yeterli ölçüde gündem yapmadılar. ABD için Suriye öncelikli gündem olmadı.

Bu olumsuz durum Suriye krizini uzatıyor. ABD, Suriye’yi bir anlaşma maddesi olarak kullanmak istedi. İran’ın nükleer programı konusunda taviz almak istediler. Türk devletinin de derdi Kürler ve Rusya’nın sınır kapılarını açmasıdır. ABD ve Rusya arasında çok sayıda pazarlık var. Özelikle Çin ve Ukrayna konusunda görüşmeler var. Çelişkilerin değişme ihtimali de bulunuyor.

Devletler kendi çıkarları için toplantılara katılıyor. Suriyelileri bu toplantılarda görmek istiyoruz. Devletler kendi çelişkilerini Suriye toprakları üzerinde gidermemelidir.

*Suriyeliler bu gelişmelere nasıl bakıyor ve onlardan ne isteniyor?

Suriyeliler kendi çıkarlarının korunması için bir tepki göstermeliler. Onlar sessini çıkarmadıkça başka kişiler onların kaderlerini tayin etmeye kalkıyor. Suriyelilerin parçalı duruşu bazılarının kirli tuzaklarına yol açıyor. Kuzey ve Doğu Suriye’deki gücü doğru kanalize etmeliyiz. MSD bu konuda bir strateji ortaya koyup panel ve toplantılar yapmalıdır.

Bu toplantı sonrası Uluslararası Koalisyon DAİŞ’e karşı bir toplantı gerçekleştirecek. Bu toplantıdan beklentiniz nelerdir?

Küçük Grubun mesajı nettir. DAİŞ’in tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Tüm güncel yöntemler kullanılıp gerekli dayanışma sağlanmalıdır. DAİŞ tehdidi bitirilmelidir.

Bu konudaki kararlık Özerk Yönetim’in elindeki DAİŞ’lilere olan yaklaşımdan belli olur. Çünkü bu durum DAİŞ’in yeniden canlanması konusundaki en önemli maddedir.

Hol kampındaki insani sorun da çözülmelidir. Aile ve çocuklar yeniden eğitilmelidir. Yeni kuşak ivedi bir şekilde eğitilmez ise DAİŞ’in kontrolü altına girebilirler.

Bu durum acildir. Tüm devletlerle tartışıldı. BM gerekli kararları almalıdır. Uluslararası bir temsilci görevlendirmelidir. DAİŞ dosyasını incelemelidir. Suriye krizinin çözülmesi için bu elzemdir. Suriye toprakları üzerinde adil bir yargılama yapılmalıdır. Bu kişiler bir daha teröre bulaşmamalıdır.

(cno/rr)

ANHA