Göçmenlerin Şengal’e dönmesini engelleme, Êzidîleri tarihinden sürmenin planıdır

Göçmenlerin Şengal’e dönmesini engelleme, Êzidîleri tarihinden sürmenin planıdır
28 Feb 2021   03:06
HABER MERKEZİ

Türk devleti ve KDP’nin Êzidîleri toprağından ve kültüründen uzaklaştırmak için birlikte hareket ettiğini belirten Pîr Heyder Êzidxanî, “2014 yılındaki olaylar, Türk devletinin tehditlerini ve KDP’nin Êzidîlerin dönüşünü engellemesini birlikte değerlendirdiğimizde, Şengal’deki Êzidîlerin toprağından uzaklaştırılma planlarını fark edebiliriz” yorumunda bulundu. Êzidî Özgürlük ve Demokrasi Partisi (PADÊ) Siyasi Büro Üyesi Pîr Heyder Êzîdxanî

DAİŞ çetelerinin 2014 yılının Ağustos ayında Êzidîlere karşı gerçekleştirdiği etnik soykırımın üzerinden 7 yıl geçti. Bunun sonucunda 6 bin 400 insan kaçırıldı ve bunların sadece yarısı kurtarıldı. Kaçırılan kişilerin akıbeti halen bilinmiyor. DAİŞ halifeliğinin yenilgisine rağmen, insanlık dışı saldırıları nedeniyle 100 binden fazla Êzidî Başûrê Kurdistan bölgesine ve başka ülkelere göç etmek zorunda kaldı. Bölgenin kurtarılmasının üzerinden yaklaşık 6 yıl geçmesine rağmen, Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) Êzidîlerin Şengal’e dönmesini engellemek için birçok farklı yönteme başvuruyor.

Hükümet, göçmenleri kampta kalmaya zorluyor. Aynı zamanda yönetim ve permerge güçleri Şengal’e dönmeyinceye kadar göçmenlerin dönmesine izin vermiyor. Bunu bir taraftan amaçlarına ulaşmak için bir taraftan da göçmenleri Bağdat’a ve insan hakları örgütlerine karşı baskı aracı olarak kullanıyor.

KDP ise, Êzidîlerin bölgelerine dönmesi durumunda kendi destekçileri olarak gördüğü birçok göçmeni kaybedeceğini görüyor.

Söyleyebileceğimiz en kötü şey ise KDP’nin yaptığıdır. KDP, Êzidîlere yönelik devam eden soykırım planlarının kapsamına dahil oluyor. Eğer bir halkı veya bileşeni kültüründen uzaklaştırmak ve köklü tarihini unutmasını istiyorsan onu tarihi toprağından uzaklaştırman gerekir. Şengal, dünya çapında Êzidî inanışının merkezi olarak tanınıyor. Eğer Êzidîler bunu kaybederse kültürünün büyük bir bölümünü ve dini mirasını kaybetmiş olacak.

Buna bağlı olarak göçmen kamplarında her gün çadırlar yakılıyor ve göçmenler bunun sonucunda hayatını kaybediyor. En son Şubat ayında Zaxo’daki Bîrsêvê kampında yangın meydana geldi ve birçok çadır kül oldu. Olay sonucunda 4 kişiden oluşan bir aile (baba ve üç çocuk) kurban oldu. Aynı zamanda kamplarda yaşayan göçmenlerin psikoloji ve sağlıklarının kötüleşmesinden dolayı onlarca intihar vakası meydana geldi.

Duhok ve Zaxo’daki kamplarda kalan göçmenler de trajik koşullar altında yaşıyor. Bu kamplarda temel ihtiyaçları karşılayan hizmetler yok. Fakat KDP’ye bağlı kanallar propaganda yapıyor ve Şengal’deki güvenlik durumu hakkında sistematik bir şekilde yalan haber yapıyor. Göçmenlerin arasında korku yayarak kampta kalmaya mecbur bırakıyor. Çünkü KDP göçmenleri her zaman bir kart olarak, onları seçim gibi durumlarda da kullanmak istiyor.

KDP ve Irak hükümeti arasında kalan Êzidîlere karşı kirli politikalar yürütülüyor. Bunun örneği ise 9 Ekim 2020’de Hewlêr ile Bağdat arasında yapılan anlaşmadır. Anlaşmada her iki tarafın güvenlik ve hizmeti ortak bir şekilde yürütmesi gerektiği belirtildi. Şengal halkını DAİŞ çetelerinin pençeleri arasında bırakıp insanlık dışı suçlarla yüz yüze bırakan her iki hükümet, yapılan bu anlaşmada da Şengal halkının iradesini esas almadı.

Göçmenleri kamplarda kalmaya mecbur bırakmak ve buna karşı oluşan sessizlik, DAİŞ çetelerinin 2014 yılında Êzidîlere karşı işlediği soykırımın devamı niteliğindedir. Özellikle Şengal halkını tehdit eden Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, en son 22 Ocak’ta Şengal’e doğrudan saldırı tehdidinde bulunmuştu.

Bu Şengal halkına yönelik yapılan ilk tehdit değildir. Şengal’in özgürleştirilmesinden bu yana Türk savaş uçakları bölgedeki noktalara birçok defa saldırdı ve bölgeyi istikrarsızlaştırdı. Türk devleti ilk etapta, Şengal Direniş Birlikleri (YBŞ) komutanı ve Êzidî topluluğunun önemli kişiliği olan Mam Zekî Şengalî’yi hedef aldı. Êzidîlere yönelik kirli politikalarına devam etmek için Mam Zekî Şengalî şahsında önemli kişiliklerini yok etmek veya onları Êzidî topluluğundan uzaklaştırmak istiyor.

Dolayısıyla 2014 yılındaki olaylar, Türk devletinin tehditlerini ve KDP’nin Êzidîlerin dönüşünü engellemesini birlikte değerlendirdiğimizde, Şengal’deki Êzidîlerin toprağından uzaklaştırılma planlarını fark edebiliriz.

(ff/rr)

ANHA