YPJ İKİZLERİ

Yeni bir yaşam kurdular. Yaşamın adına YPJ dediler. Şimdi bu hikayemiz YPJ EFSANESİNİN kahramanlarına dairdir, onların sözleridir. İkiz yüreğin, yürek sesleridir. Onların kavgasıdır. Ben kameramı açtım, onlar yüreklerini, kaydettim.

YPJ İKİZLERİ
YPJ İKİZLERİ
YPJ İKİZLERİ
YPJ İKİZLERİ
YPJ İKİZLERİ
YPJ İKİZLERİ
YPJ İKİZLERİ
YPJ İKİZLERİ
YPJ İKİZLERİ
YPJ İKİZLERİ
YPJ İKİZLERİ
YPJ İKİZLERİ
YPJ İKİZLERİ
YPJ İKİZLERİ
YPJ İKİZLERİ
YPJ İKİZLERİ
26 Aralık 2020   06:06
HABER MERKEZİ- ŞERVAN NERGİZ

Bu ne bir rüya ne bir hayaldir

Bu bir destan bu bir efsanedir

Devrim ateşinin içinden doğdular

Ve kavganın kucağında emzirildi onlar…

Şehir şehir, köy köy, mahalle mahalle, sokak sokak, mevzi mevzi çatışarak, en apansız düşmanlarına karşı, göğüs göğüse savaşarak, alnı ak, zaferle çıktılar her savaşlarından. Kan ve terle, bin bir emekle, bedellerle, inatla, zılgıtla, halayla, türküyle, göğe çekildi, dalgalandırdılar bayraklarını.

Yeni bir yaşam kurdular. Yaşamın adına YPJ dediler. Şimdi bu hikayemiz YPJ EFSANESİNİN kahramanlarına dairdir, onların sözleridir. İkiz yüreğin, yürek sesleridir. Onların kavgasıdır. Ben kameramı açtım, onlar yüreklerini, kaydettim.

YPJ EFSANESİ

Çocukken annemizden, ninemizden, olağanüstü hikayeler, efsaneler, destanlar, masallar dinlerdik. Korkuyla, heyecanla, merakla.  Bugün ise efsanelerin içinden çıkmış gerçek yaşamda, gerçek kahramanlarla tanıştık, tanışıyoruz. Etrafımızda nice Kahramanlar var, masallardan, efsanelerden, destanlardan çıkıp gelen. YPJ EFSANESİNİN İKİZ KAHRAMANLARI tüm canlılığıyla karşımız da oturuyorlar

Yaşamın en ağır yükünü taşıyorlar sırtların da ve büyük bir davanın bayrağını. Gencecik yaşlarında zulme karşı tek yürek olup zalimlerin karşılarına dikilme cesaretini gösteriyor onlar. 

Efrin`li, YPJ’li iki devrimci, iki kardeş, ikiz yürek, iki yoldaş.

Annelerini, evlerini, topraklarını, köylerini kaybettiler Efrin savaşında. Zalimler zulüm etti, işgal ettiler topraklarını, saldırdılar, yıktılar, katlettiler, talan ettiler şehirlerini. Ve onlar da isyan bayrağını kaldırıp silahlarını kuşandılar. Çaresizlik içinde kalmadılar, kader deyip susmadılar, sineye çekmediler. Bir yürek olup, omuz omuza devrim saflarına katılıp, örgütlenip, bilinçlenip, isyana kalktılar.

Annelerimiz bizi uyutmak için anlatırdı masalları.  Şimdi ise UYANDIRMAK için anlatılıyor hikayeler, destanlar. Bu hikaye Kürt kadının diriliş destanıdır. Canlı canlı mezara gömülen, üstü betonla örtülen ve dirilen kadınların gür sesi, türküsü, şarkısı, kavgası, halayıdır. Ezilen kadınların intikamıdır bu diriliş.

YPJ ordusu, insafsızca ve acımasızca hakarete uğrayan, tecavüze uğrayan, yok sayılan, ötekileştirilen kadının, umudu, kurtuluşu, intikamı olarak çıktı tarih sahnesine.

Mahallesini, evini, köyünü, şehrini, topraklarını savunmak için silahlandılar, mevzilendiler. En ön safta savaşıp can verdiler. Ağır bedeller verdiler. ÇAĞIMIZIN utanç tablosu DAİŞ ve zihniyetlerini temsil eden gruplara, örgütlere, çetelere, ordulara karşı savaştılar.  Kadınları bir savaş ganimeti olarak gören kapkara bir zihniyete, taşa kesilmiş, vicdanı iflas etmiş güruhlara karşı savaştı onlar. Kadınları, şehir şehir gezdiren, elden ele, pazardan pazara satan, kadını hiçleştiren, itibarsızlaştıran, egemen güçlere karşı var oldu.

Rojava Devrimi’nin en başından tüm gelişim evrelerine rengini, emeğini, kanını, fedakarlığını, kattı. Devrime öncülük etti, moral, motivasyon, heyecan, farklılık kattılar.

Kendi geleceklerini hiç kimsenin İNSAFINA bırakmıyorlar. Kendilerini eğitiyorlar, örgütlüyorlar, savunuyorlar, birleşiyorlar, bütünleşiyorlar, ordulaşıyorlar, partileşiyorlar. YPJ çatısı altında güç, birlik oluyorlar.

HALK DEVRİMİ

Güzel söz, güzel davranış ilhama dönüşür daima. Ve büyür, çoğalır güzellikler. Söz ve eylem gücünü ortaya koyan bir hareket olarak fikirlerini, düşüncelerini dile getiriyorlar.

Sara Cudi duygularını şöyle dile getiriyor, ‘’Biz hem kardeş, hem ikiz, hem mücadele ve silah arkadaşıyız. Bazen günlüklerimde bu duygularımı, özlemimi yazmaya, dile getirmeye çalışıyorum.  Farklı bir duygu yaşanılıyor, yoğun duygular yaşıyorum, bunları yazmak, dile getirmek istiyorum. Ama zor oluyor bu duyguları ifade etmek. Acayip bir durum. İfade edemeyeceğim bir duygu. Yoldaşım olarak gördüğümde, yanımda savaşan biri, devrim yolunda beraber bir yolda yürüyoruz, bu sevindiriyor beni, güç veriyor. Sevinç duygularım öne çıkıyor. Moral alıyorum. Duygulanıyorum. Bu silahı sahiplenmesi moral veriyor bana. Daha büyük bir inançla ve umutla doluyorum. Bu duyguları bana yaşatıyor, hissettiriyor. Eşi benzeri olmayan bir devrimde ikiz yoldaş olarak mücadele etmek güzel duygular yaşatıyor, bu devrimin sesini herkese duyurmak istiyoruz.

Bir çok  durumu var Rojava Devrimi’ni farklı, renkli, sıcak kılan. Uzaktan ilgi uyandırıyor. Bu devrimin içinde çok kişi gördük, kimisi erkek kardeş, kimisi kız kardeş, anne ve baba, anne ve kızı devrim saflarında birlikte mücadele ediyorlar, görüyoruz. Böyle renkleri çok gördük.  Devrimimizde bunlar yaşıyorlar, görüyoruz. Bu Rojava Devrimi’ni renkli kılıyor. Halk devrimidir. Devrimimizi büyüten halkımızla bir bütün olmamızdır. Bu bizi büyütüyor. Halk devriminin olduğu yerde zafer olur. Bu yüzden parlıyor bu devrim.’’

EZBERLERİ BOZDULAR, TABULARI YIKTILAR, PUTLARI KIRDILAR

Orta doğu gerçeğinin katı kuralları, gerici zihniyetlerin, tabuların, putların olduğu bir ortamda yeşermek başlı başına bir devrimdir.  Bunca barikatın, tarikatın, rejimin, despot sistemlerin, bunca karanlığı yırtmak, dirilmek ve yürümek. Tabuttan, mezardan kalkıp yürümek bir efsane değil de nedir? Bir masal, bir destanda okuduk yalnızca dirilişleri. Şimdi tanığı, şahidi, duyanı, göreniyiz, içinde yaşıyoruz, kahramanlarla karşılaşıyoruz. Bu oldukça heyecan veriyor. Ve ders veriyor.  Büyük bir potansiyel bu. Büyük bir enerji var ortada. Bu kadar ezberleri bozmak, tabuları yıkmak, putları yıkmak yiğit işi, yürek işi, akıl işi, ilim, bilim işi, tarih, sosyoloji konusu.

DEVRİMİN İLK ZAFERİ

Cudi hissederek, yaşayarak şunu söylüyor KADININ BU DEVRİME KATILIMI ROJAVA DEVRİMİ’NİN İLK ZAFERİDİR.

İlk defa Kadınların kendini ifade edebileceği bir devrim olduğunu belirtiyor.

Cudi Sara şu şekilde ifadelendiriyor: ‘’Birçok devrim oldu. Her devrimde kadın istenildiği gibi öncülük etmiyor. Kadının yaşam bulduğu, kendini ifade edebileceği devrimler değildi. İlk defa kadının öncülük ettiği bir devrim görüyoruz. Bu hem halkımıza hem de bize büyük bir moral ve heyecan veriyor.

Kadının bu devrime katılımı farklı bir anlamı var. Bu düzeyde kadının katılımı, öncülüğü olmasa, bu mücadelede kadının duruşu, mücadelesi, kimliği, rengi olmasa daha farklı olurdu bazı şeyler.

BU DEVRİM KADIN DEVRİMİDİR

Kadının katılımı olduğu için bu devrim farklıdır. Önderliğimiz bu devrim yükünü kadınların omzuna yüklemiştir. Devrimi kadına emanet etti. Bir kadın olarak bu devrimde yerimizi alıyoruz ve ağır bir yük var omzumuzda. Bunun bilincindeyiz. Birçok halkın sorumluğu omzumuzda. Normal bir devrim değil bizim devrimimiz. Büyük bir devrimdir. Heyecanı, morali de büyüktür. Yaşadıklarımız ve yaşattığımız az değil. Büyük bir heyecan var.

Bu devrimi değerlendireceksek, anlayacaksak, ilk başta kadını değerlendirmemiz gerekir. Çünkü bu devrim kadın devrimidir. Belki bu devrimin bu düzeyde bir gelişim sağlayacağını hiç kimse inanmıyordu. Çünkü benzer bir durum yok daha öncesinde tarihte. İlk defa, önderliğimizin emekleri sayesinde, böyle bir mücadele, devrim oldu. Bu çok kişi için şok oldu. Birçokları inanmıyordu kadının bu görevi başarıyla yürüteceğini. Kadının çözüm gücü olacağına inanılmıyordu, kadın gücünü yitirmişti daha öncesinde. Ama bu devrimle kadının gücü ortaya çıktı.

Bu devrimin öcüleri kadınlardır. Başarıyı sağlayacak, devrimi yürütecek olanda yine kadındır. Zafere götürecek olanda yine Kadındır. Kadın bu devrimin moral, motivasyon, inanç gücüdür.

ÖZGÜRLÜK SOSYOLOJİSİNİN KONUSUDUR

Yüzeysel bir bakışla anlaşılmayacak, derinliğine incelenmesi gereken bir durum. Taklit bir durum yok çünkü. Her yönüyle yeni, özgün, özel bir durum var. Kadının tarihte ilk kez olarak örgütlenmesi, ordulaşması durumu var karşımızda. Bu kadar renkli, inançlı ve gönüllülerin bir amaçta birleşmesi tarihte ender rastlanan bir durum. Şüphesiz tarihin akışı içinde çok büyük emekleri, direnişleri, mücadelesi olmuş nice kadının. Fakat bu düzeyde örgütlü, silahlı, farklı kimliğin bir araya geldiği mücadele ettiği benzeri yok. Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek gerekir. Saygı duyulması gerekir bu mücadelesine. Binlerce can verdi, DAİŞ gibi en vahşi barbarlara  karşı savaş verdiler. Kimsenin baş edemediği çete gruplarla, zihniyetlerle savaştılar. Asi bir ruhla, dillere destan bir savaştan alnı ak çıktılar, zaferle. Bedenlerini ateşe verdiler, bombalarla bin parçaya böldüler bedenlerini. Zulmün binlerce kalesini yıktılar. Ve yıkmaya devam ediyorlar.

MEVZİLENMİŞLER

Her fırsatta, bu adaletsiz ve haksız düzeni eleştiriyorlar, ret ettiklerini dile getiriyorlar ve alternatif bir yaşamı, iradeli güçlü kişilik açığa çıkarmak için, ayakları üzerinde durabilen, haksızlığa karşı başkaldırmasını bilen bireyler, kadınlar yaratmak önemini vurguluyorlar. Bunu da öyle söz düzeyinde bırakmıyorlar.

Sözleri var bu kadınların. Düşünceleri, fikirleri var. YAŞAM FELSEFELERİ VAR. Ve inandıkları bu düşünceleri uğruna savaşıyorlar. Zulme karşı, zalime karşı cephe almışlar adaletin, özgürlüğün, güzelliğin, doğrunun cephesinde mevzilenmişler.

Bu kadınlar sitem etmiyorlar, yas tutmuyorlar, Sürekli olarak kendilerini eğitiyorlar, TEKNİKİ, TAKTİK ve İDEOLOJİK eğitimler görüyorlar. Silahlar, sabotaj, suikast eğitimlerini görüyorlar. Ve kadın tarihi başta olmak üzere, tarih, felsefe, sosyoloji, psikoloji ağırlıklı dersler, eğitimler görüyorlar. Savaş stratejileri ve taktikleri ana eğitimlerindendir.  Fiziki ve irade olarak sürekli olarak yoğun bir tempoyla eğitim görülüyor. Ve bu eğitimler özgün ve sistemli olarak akademilerde görülüyor.

Sara, Kadının tarihte çok ezildiğini, haksızlık edildiğini belirtiyor ve  ‘’Bize yapılan haksızlıkları kabul etmiyoruz. Bizim de özgürce yaşam hakkımız var. Toplumumuzu yeşertmek için özgürlüğümüzü elde etmemiz gerekir önce. Tarihin gerçeğini, kadının gerçekliği nedir bunu ortaya çıkarmamız gerekir. Her kadın gücünü fark etmesi lazım. Tarihe gömülen, talan edilen, ortadan kaldırılan, yok sayılan kadının gerçeğini açığa çıkarması gerekir. Kendisiyle buluşması gerekir. Kadının sürekli olarak bir baskı altında yaşadığına zemin vermememiz gerekir. Kadın üstündeki iktidarları ortadan kaldırmamız gerekir. Özgürce yaşayabilmesi için, hasretle beklediği günleri yaşamak için İradeli ve cesur olması gerekir.’’

Yeryüzüne gökyüzünden inmedi onlar. Onlar, tarihin derinliğinden gelen, ezilen, direnen kadınların mirasını devraldılar. Tarihin biriken zulmün, öfkenin patlamasıdır YPJ.

Cudi’nin, kavgasının sesi, yüreğinin derinliğinden gelen öfkeli sözleri ’’Toplumda erkek egemenliğine karşı çıkan kadın ortadan kaldırılıyor. Farklı bir gözle bakılıyor. Saygısızlık, hürmetsizlik yapılıyor. Kadın hakkını arıyor, kimliğini istiyor, büyümek ve tanımlanmak istiyor kadın. Böyle bakılmıyor. Bir malzeme, bir eşya gibi görülüyor kadın. Eve hapsediliyor. Yalnızca eve ait görülüyor. Kölece çalıştırılıyor. Küçük görülüyor. Fakat devrimin içinde kadının durumuna, katılımına baktığımızda bize bir güç, irade, umut veriyor. ‘’

YASLARINI TUTMANIN ZAMANI YOK BELKİDE

Acılarını üzüntülerini, içlerine gömüyorlar, üstünü dolu dolu gülümsemelerle kapatıyorlar. Yaslarını tutmanın zamanı yok belki de.! Yaşamın içine akıyorlar, kavganın ortasına, ileriye, iyiye, güzele, doğruya akıyorlar. Durmak, dinlemek, oturmak haram kılınmış, günah, suç gibi. Savaşıyorlar çirkinliklerle, kötülüklerle çatışıyorlar, kendilerini eğitiyor, bilinçleniyorlar.

Akıyorlar tarihin ana nehirlerine, öz denizlerine.  

Adil bir yaşamı tesis etmenin, özgür bir yaşamı inşa etmenin yolunun yolcuları onlar. Belki son bulmayacak bu yolculuk, ama yolda olmanın heyecanını en içten yaşıyorlar her anlarında. Rotaları adil ve özgür bir yaşam. Hedefsiz, amaçsız yaşamıyorlar. Bu yüzden önlerinde durmak nafile, kilitlenmişler güneşe. Aydınlığa. Ülkelerine, topraklarına, halkına, kırmışlar dümenlerini. Rotaları özgür bir ülke, bu uğurda mezar taşı olmadı nicesinin, parça parça ettiler bedenlerini, ama yol vermediler düşmanlarına, taş oldular yoluna düşmanlarının.

ACILARINI YÜREKLERİNE GÖMMÜŞLER, GÜLÜŞLERİNİ YAŞAMA SAVURUYORLAR

Biraz yakınlaştığımızda, dokunduğumuzda, içlerinin kapılarını açtığımızda, içlerinin kapısını araladığımızda, bu dolu dolu gülüşlerinin ardında, arkasında büyük acılar saklı olduğunu görüyoruz. Acılarını yüreklerine gömmüşler.  Gülüşlerini yaşama savuruyorlar.

Efrin savaşında annelerini Türk devletinin vahşi saldırıları sonucu kaybediyorlar. Sohbet ediyoruz, annelerini soruyorum, bugüne kadar hiçbir haber, hiçbir iz almadıklarını söylüyorlar. Cudi ile sohbet ediyoruz konuya ilişkin.

Ya katlettiler, ya da tecavüz edip alıp satılmıştır diyorlar sohbetlerinde. Başka bir ihtimal vermiyorlar. İşgalin, işgalcinin merhameti, vicdanı, ahlakı yoktur. 

Cudi: ‘’Ülkemizin binlerce faili meçhul insanı var. Berfo anayı, mücadelesini biliyoruz, tanıyoruz. Ve Türk devletinin kara tarihini de Efrin’de daha iyi tanıdık, düşmanımızı tanıyoruz. Ve bu yüzden acı da olsa yaşadığına ihtimal vermiyoruz. Annemiz direngen bir kadındı. Değerlerine, toprağına bağlıydı. Son dakikaya kadar köyden çıkmıyor. Sonrasından da bir haber alamıyoruz. İzini kaybediyoruz.’’

Anneleri şahsında bütün kadınların intikam mücadelesi verdiklerini söylüyorlar.

Hafızasız, belgesiz ve belleksiz değil bu çocuklar. Yüreğinde, bağrında, hafızasında, düşmanın yaşattığı acısı,  buna karşı öfkesi, nefreti var artık.

İnsan annesini, insan evini, köyünü, şehrini unutabilir mi? insan memleketini, yurdunu hafızasından silebilir mi?  Kırıntı da olsa bu anılarla vardır insan ve bunlarla yaşar.

YÜREĞİMİZİN SEMALARINDA

Rojava Devrimi’nin öncü gücü YPJ 4 Nisan 2013 de kuruluşunu ilan ettikten bugüne dünyanın ilgisini, merakını, mücadelesine çekmeyi başardı. Dost düşman herkes merakla takip ediyor.

Bugün Avrupa mahkemelerinde öyle ya da böyle sallanıyor.!

Zaferlerle dalgalanan bu bayrağı kimisi suç sayıp alnına utanç mührü basıyor. Kararları, kara bir leke olarak sayfalarında yer ediniyor. Kimisi de geleceğini, mirasını, umudunu bu bayrakta görüyor, dünyanın bir ucunda yola çıkıp gelip sahipleniyor, mücadelesini mücadelesi görüyor. Bugün Ortadoğu’dan, Latin Amerika’ya kadar dalgalanıyor.

Toplumların vicdanında yer edindi, yürekler de dalgalanıyor.

Rojava Devrimi’nin aşk düzeyinin adı oldu YPJ. Ve aşkta yalnızca yürekte, kalpte özlüce yaşanır. Fetihlerin en büyüğünü gerçekleştirdin onurlu mücadelenle. Yüreklerimizde yer edindin mücadelenle, savaşınla. Yurt sevgisi var, Vatan aşkı var mayanda.

Varsın terazisi bozuk mahkemelerde yasaklansın, yüreğimizin terazisinde, semalarında dalgalanıyor, her çarptığında kalbimiz,  rüzgarı olur dalgası olur. Yüreğimizin nabzında dalgası. Nabız atışımızda kilitli bu kutsal bayrak. Bin bir emekle, bedelle, kanla göğe çekilen bu bayrak, rüzgarlar estikçe dalgalanacak, fırtınalar koptukça daha bi şiddetle dalgalanır bayrak.

(zd)

ANHA