Zamana meydan okuyan Şêxkê Dükkânı
Kefeli terazisi ve eski vantilatörüyle geçmişten bugüne gelen Şêxkê Dükkânı, bugün bir halk hafızasına dönüştü. 1940’ta babasıyla başladığı yolculuğu sürdüren Hac Ehmed, Amûdê’nin yaşayan tarihini raflar arasında yaşatmaya devam ediyor.
Cizirê Kantonu’nun Amûdê şehrinin eski çarşısında, taze ekmek kokusunun meyve aromalarıyla harmanlandığı dar bir köşede, onlarca yıllık mahalle hafızasını içinde barındıran küçük bir dükkân bulunuyor. Halk arasında "Şêxkê Dükkânı" olarak bilinen bu tarihi bakkal, bugün hâlâ işinin başında olan kentin en eski esnaflarından Hac Ehmed Amca tarafından işletiliyor.
Doksanlı yaşlarına rağmen her sabah erkenden dükkânının kapısını açan Hac Ehmed, küçük ahşap masasının arkasındaki sandalyesine oturuyor ve müşterilerini, yılların biriktirdiği samimiyet ve dürüstlükle bezeli bir tebessümle karşılıyor. Bu, 80 yıl önce başlayan bir esnaflık yolculuğunun devamı niteliğinde.
MÊRDÎN’E BİR GÖÇ, AMÛDÊ’YE DÖNÜŞ
Dükkânın geçmişi, Ehmed’in babası Şêxo ile başlıyor. 1937 yılında ailesiyle birlikte Bakurê Kurdistan’ın Mêrdîn şehrine göç eden Şêxo, burada üç yıl kaldıktan sonra Amûdê’ye dönerek 1940’ta ilk dükkânını açtı.
Başlangıçta yalnızca yoğurt satan dükkân, zamanla Halep’ten getirilen farklı ürünlerle genişleyen bir ürün yelpazesine kavuştu. Ehmed Amca 18 yaşına geldiğinde, babasına bu yolculuklarda eşlik etmeye başladı. O günden bu yana, yarım asrı aşkın süredir aynı sorumluluğu üstleniyor. Halep'ten döndüğünde çocuklara hikâyeler anlatmayı da ihmal etmiyordu.
SELİN, ZAMANIN VE HATIRALARIN ORTASINDA
1953 yılında civar dağlardan gelen sellerin Amûdê’yi vurduğu büyük taşkın da dahil olmak üzere, “Şêxkê Dükkânı” birçok zorlukla yüzleşti. Tıpkı sahibi gibi, o da zamana ve felaketlere karşı dimdik ayakta kaldı.
“Dükkân kerpiçti, kapıları tahtadandı. Yıllar içinde pek çok şeyi değiştirdik ama o kefeli teraziden ve eski vantilatörden vazgeçemedim; onlar bu belleğin bir parçası” diyor Hac Ehmed.
SATIŞ NOKTASINDAN BİR HATIRALAR MÜZESİNE
Hac Ehmed’in dükkânını özel kılan sadece tarihi değil; çevresindeki değişime rağmen özgünlüğünü koruması. Raflarda, türlü mutfak eşyalarının arasında hâlâ eski bir televizyon duruyor. Tavandan sarkan vantilatör yavaşça dönerken, satıcı ile müşteriler arasında yıllar içinde geçen sayısız hikâyeye tanıklık ediyor.
“Bu dükkân benim ikinci evim. Ondan ayrı kalamam... Tüm anılarım burada” diyor Hac Ehmed sakin bir ses tonuyla. Oğulları Abdulbasit ve Elaa, dükkânın nostaljik ruhunu koruyarak sadece küçük detayları yeniliyor.
GEÇMİŞİN AYNASI, GELECEĞİN MİRASI
Artık “Şêxkê Dükkânı” sadece alışveriş yapılan bir yer değil. Geçmişin kokusunu, belleğin sesini arayanların buluşma noktası. Dün buradan şekerleme alan çocuklar, bugün kendi çocuklarını getirip onlara kendi çocukluklarını tanıtıyor.
“En çok hoşuma giden şey, eski müşterilerimin torunlarının gülerek içeri girmesi... Bu tür hatıralar parayla satın alınamaz” diyor Hac Ehmed, sevgiyle dolu bir gülümsemeyle.
BİR ÖMRE SIĞAN EMEK: SEVGİ VE ADANMIŞLIK
Yarım asrı aşkın süredir aralıksız çalışan Hac Ehmed’e göre başarının sırrı sevgide ve özveride gizli. “İşimi seviyorum. Bu yüzden her gün dükkâna geliyorum. Severek yapılan iş, insana yorgunluk vermez” diye vurguluyor.
“Şêxkê Dükkânı”, Amûdê çarşısında yalnızca bir dükkân değil. Şehrin yaşayan tarihinden bir kesit, değişimlerin sessiz tanığı ve paha biçilemez bir halk belleği müzesi. Çevresindeki çarşılar ve dükkânlar değişse de burası tıpkı sahibi gibi zamana direniyor. Hikâyelerin sıcaklığını koruyarak, mekâna ve insanlara duyulan bağlılığın zamandan daha güçlü olduğunu gösteriyor.
(rd)
ANHA