Uzmanlar: İsrail İran’ı savaşa çekiyor

İsrail ve İran’ın karşılıklı saldırılarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, İsrail’in Şam’daki büyükelçiliği hedef alarak İran’ı savaşa çektiğini söyledi.

Uzmanlar: İsrail İran’ı savaşa çekiyor
Uzmanlar: İsrail İran’ı savaşa çekiyor
Uzmanlar: İsrail İran’ı savaşa çekiyor
18 Apr 2024   07:40
HABER MERKEZİ
GÎVARA ŞÊX NÛR

İsrail ile Hamas arasındaki savaş 6 aydan fazla bir süredir devam ediyor. Ateşkes konuşulmasına rağmen sahadaki savaş Ortadoğu ve dünyanın birçok yerine kapsayacak şekilde genişleyerek, küresel bir savaşa dönüşme ihtimali var.

Mısır’da bulunan Eyn Şems Üniversitesi Tarih Profesörü Dr. Cemal Şeqra ve İran ile ilgili araştırmaları olan Hanî Silêman, İsrail-Hamas arasındaki savaş ve bölgedeki gelişmelere ilişkin ajansımıza konuştu.

Dr. Cemal Şeqra, “Yapılan her ateşkes konuşması ve çağrısına karşı İsrail, Refah'ın işgalini ve özel bir stratejiyi uygulamaya çalışıyor. Til Aviv her süreçte ateşkesten faydalanıyor. ABD ve Avrupa da ona silah gönderiyor. İsrail’in Şam'daki İran büyükelçiliğini hedef almasıyla İran'ı savaşa sürüklemeyi istiyor. Böylece ABD ile Avrupa'nın da desteği ve işbirliğiyle İran’ın kanadını kırmak istiyor” dedi. 

'İRAN TUZANA DÜŞMEZ'

Dr. Cemal Şeqra devamında şunları söyledi: "İran, İsrail’in bu tuzağına düşmez. 1979 Humeyni devrimi öncesinde İran ile İsrail arasındaki ilişkilere bakarsa, herkes iki devletinin de ilişkilerinin güçlü olduğunu görecektir. 1950'li yıllarda İran, İsrail'i tanımış ve Iraklı Yahudilerin İsrail’e göç etmesi İran sayesinde gerçekleşti. Bu devrimden sonra İran ile İsrail arasındaki ilişkiler bozuldu ve işbirliği bir anda düşmanlığa dönüştü. Ancak bu düşmanlık söylemdeydi. İran'ın Suriye, Irak, Lübnan ve Yemen'deki egemenliğinin artmasıyla birlikte İsrail'e yönelik tehdit de arttı. İsrail ile Lübnanlı Husiler ile Irak ve Suriye'deki Şiiler arasında savaş çıktı. Birinci Körfez Arap Savaşı’nda İran İsrail'den 500 milyon dolar değerinde silah aldı. İran’ın savaş çığırtkanlığı hala söylemdedir. İran Nükleer silah üretmeye başlayınca ve İsrail Şam'daki İran Büyükelçiliği’ne saldırmasıyla İsrail ile İran arasındaki çatışma yeni bir aşamaya geçti.”

Geçmişten farklı tek şeyin İran'ın İsrail'e doğrudan bir saldırıda bulunması olduğunu belirten Dr. Cemal Şeqra, İran'ın sınırlı bir saldırıyla yetinmekle kalacağını ve geri çekilerek, bölgesel bir savaşa zemin hazırlamayacağını söyledi. Dr. Cemal Şeqra, bölgesel bir savaşın tüm bölgeyi yok edeceğini ifade etti.

İLİŞKİLER VE ÇELİŞKİLER

İsrail ile Hamas arasında ciddi alışveriş farkı olduğunu belirten Hanî Silêman ise, Hamas'ın İsrail ile daha önce yapılmasını istediği insani ateşkes hatasının tekrarlanmasını istemediğini söyledi. İran'ın Şam'daki büyükelçiliğinin hedef alınmasıyla ilgili olarak Hanî Silêman şunları belirtti: "İsrail'in saldırısının amacı kamuoyunu meşgul etmek ve İran ile ona bağlı milislere, İsrail’e karşı çatışmalarını derinleştirmemeleri gerektiği yönünde bir mesaj vermekti. Bu saldırıdan ve ateşkesin askıya alınmasından en çok fayda sağlayan kişi Netanyahu'dur. İran'ın tepkisi Netanyahu üzerindeki baskıyı bir miktar azalttı ve ona harekete geçme fırsatı verdi. Ancak uygulanacak bir ateşkes İsrail'in sonunu getirecek ve İsrail hükümetini yenilgiye uğratacaktır."

‘İRAN’IN KARŞILIK VERMESİ GÖSTERMELİKTİ’

İsrail ile İran arasındaki çatışmanın zor bir dosya olduğunu dile getiren Hanî Silêman, “İran’ın İsrail’e karşılık vermesi tamamen göstermelikti. Yani gerçek dışı bir duruştu. Ancak İran ile İsrail arasındaki çatışmanın uzun bir geçmişe dayanıyor. İran ile İsrail arasındaki çatışma bir süreliğine sona erdiğini söylemek mümkündür. Ancak İran'ın antik çağa dayanarak milislerini örgütlemesi ve Şiiliği Arap ülkelerine yaymasından sonra ortaya çıktı. İran, Filistin sorununu her zaman Arap toplumuna ve Arap halkına yerleşme kapısı olarak kullanmıştır. İran, Şiiliği yayarak toplumu bölmüştür ama tarihte İran İsrail'e karşı tehlikeli ve büyük bir duruş sergilememiş, yalnızca İran onlarca milis oluşturmuş, Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen'de olduğu gibi Arap topluluklarını yok etmiştir” diye belirtti.

Hanî Silêman devamında şunları dile getirdi: "İran, İsrail'e saldıracak olsaydı, Aksa Tufanı Operasyonu’ndan itibaren saldırırdı. Ancak İran’ın Lübnan, Yemen ve Irak temsilcilerinin eylemleri açıklama düzeyinde kaldı ve dengelerde herhangi bir değişiklik yapmadılar.

İSRAİL'DEN CEVAP YOK

Bu durum İran'ın siyasi ikiyüzlülüğünü ortaya çıkardı. Pek çok farklılık ve çatışmanın olduğu doğru ama bunlar İran'ın İsrail'e karşı doğrudan savaşa girmesi düzeyine ulaşmıyor. İki ülkenin de başka hedefleri var. İsrail'in herhangi bir tepki vereceğine inanmıyorum. Çünkü İran'ın saldırısı sonucunda İsrail'e herhangi bir askeri kayıp vermemiştir. Bu saldırının önceki saldırılar gibi olmadığı ve doğrudan bir saldırı olduğu doğrudur. İsrail'e karşıydı ama sadece propagandaydı ve hiçbir askeri hedefi yoktu. İran, kendisine bağlı gruplara ve İran halkına bir mesaj vermek istiyordu. Onu yaptı başka bir şey değildi."

(ma)

ANHA