‘Tecride sessiz kalmak ihanettir’

Önder Abdullah Öcalan'a yönelik tecridi "insanlığa ve demokrasi kurallarına ihanet" olarak değerlendiren Dêrazor’daki kadınlar, Önder Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğüne kavuşuncaya kadar mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi.

‘Tecride sessiz kalmak ihanettir’
4 Jul 2024   03:11
DÊRAZOR
FATIMA EL EBID

Dêrazor Kantonu'nun doğu kırsalındaki Sivil Meclis Basın Ofisi Eş Başkanı Xedîce El Ebdullah ve Dêrazor Kantonu Demokratik Halklar Meclisi Eş Başkanı Îman El Mizgar, Önder Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecride ilişkin ajansımıza konuştu.

Uluslararası toplumun tecride karşı sessiz kalmasını "insanlığa ve demokrasiye kurallarına ihanet" olarak değerlendiren Xedîce El Ebdullah, "Ortadoğu’daki çatışmalar ve uluslararası alandaki çelişkilerin doğrudan tecritle de bağlantısı var. Önder Abdullah Öcalan, demokrasi, özgürlük ve barışın dünyada halklar arasında hakim olması için çabalıyor. Ama uluslararası sistemler bunlara karşı çıkıyor.

Kapitalist ve iktidar güçleri, halklar üzerinde hegemonyalarını genişletmek ve bölgeye hakim olmak için Önder Abdullah Öcalan'a yönelik uluslararası komployu gerçekleştirdi. İnsan hakları örgütleri, kurumları ve CPT, Önder Abdullah Öcalan'a yönelik tecrit, işkence ve kötü muameleye karşı sorumluluklarını yerine getirmeli ve insan haklarını kurumalıdır” dedi.

Îman El Mizgar ise şunları söyledi: “Önder Abdullah Öcalan'a yönelik ağırlaştırılmış tecrit koşullarını kınıyorum. Türk devleti, Önder Abdullah Öcalan’a yönelik uyguladığı hukuksuz politikalar uluslararası hukuka aykırıdır ve suçtur. İmralı’da yapılanlar uluslararası hukukta yasaktır.

Dêrazorlu ve Kuzey ve Doğu Suriye’deki tüm kadınlar, tecridin kırılması ve Önder Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için çalışmalarını sürdürmeli, mücadeleyi her alanda yürütmelidir.”

(ma)

ANHA