Tarım tehlike altında: Kuraklık ürünleri yaktı
Kuzey ve Doğu Suriye’de bu yıl büyük tarım krizi yaşanıyor. Bunun nedeni ise yağışların az olması, kuraklığın artması ve işgalci Türk devletinin nehir sularını kesmesinden kaynaklanıyor. Sonuç olarak kuru tarım ürünleri yandı ve bölgenin ekonomisine olumsuz etki yaptı.
Kuzey ve Doğu Suriye’de tarım ekonomik ve toplumsal yaşamın temelini oluşturmakta. Bölge halkının büyük çoğunluğu geçim kaynağının tarım olduğunu düşünüyor. Tarıma elverişli geniş alanların bulunduğu bölgenin iklimi ise buğday, arpa ve sebze yetiştiriciliğine uygundu.
Bölge halkının kendilerinden önceki nesillerden miras aldığı bu karakteristik ve tarımsal gelenek, Kuzey ve Doğu Suriye bölgesinin Suriye için bir gıda kaynağı haline gelmesini ve böle sayesinde büyük ölçüde kendi kendine yeterliliği sağlamıştı.
Bölgedeki tarım alanların büyük çoğunluğu yağmur suyuna dayanıyor. Ancak son 5 yıldır yağışların azalması nedeniyle birçok bölgede kurum tarım yapılamıyor.
Konuyla ilgili düşüncelerine dile getiren Cizîr Kantonu’nun Til Birak kentine bağlı Simêhan Xerbî köyünden Osman El Ehmed adlı çiftçi, bu yılki mevsimi “En kötü mevsim” olarak adlandırarak, “Yağışların az olması ve hava koşullarındaki değişiklikler buğday ve arpa ürünlerini yaktı. Mazot dağıtımındaki gecikme nedeniyle sulu tarım ürünleri de geç sulandığından istenilen verim alınamadı” dedi.
Şedadê kentinden olan Beşar El Hemed adıl çiftçi, kimyon, buğday ve arpa ürünleri yağışların az olması nedeniyle büyük bir zarar gördüğünü belirtti.
El Hemed, “Yılda bir ürün bekliyoruz. Bu da bir yıllık emeğimizin ve ailelerimizin rızkının yok olduğu anlamına geliyor” diye konuştu.
SULU TARIM EN İYİ ÇÖZÜM DEĞİL
Sulu tarımın daha iyi olduğu düşünülse de çiftçiler, “Sorun sadece su sıkıntısı değil. Tarımsal destek ve yakıt dağıtımındaki gecikmeler nedeniyle sulu tarımda büyük zarar gördü” dedi.
Osman El Ehmed, hakları olan mazotun onlara geç ulaşmasından dolayı üretimin etkilendiğini söyledi.
Hol kentinden olan Casim El Hemo adlı çiftçi ise, krizin 2020 yılından bu yana devam ettiğini ancak bu yılın daha zor geçtiğini söyledi. El Hemo, tohum ve gübreyi kendi imkanlarıyla temin edemediğini, bu nedenle bunları fahiş fiyatlara karaborsadan satın almak zorunda kaldığını ifade etti.
XABUR NEHRİ KURUYOR VE TİL TEMİR BEDELİNİ ÖDÜYOR
Buna ilişkin Til Temir Tarım Komitesi Eşbaşkanı Seîd El Nayif şunları söyledi: “Çiftçilerin çoğu tarlalarını sulamak için Habur Nehri’nin suyuna güveniyor. Ancak nehir suyunun kesilmesi nedeniyle artık doğal sulama kaynakları yok. Sonuç olarak üretim yavaşladı ve hayvancılık büyük zarar gördü.”
El Nayif, Tarım Kurulu'nun krizi hafifletmek için dört sulama projesine yetecek kadar yakıt dağıttığını ancak bölgede artan ihtiyaç nedeniyle özellikle işgalci Türk devletinin akaryakıt istasyonlarını hedef almasının ardından kurulun kapasitesini aşan sorunların ortaya çıktığını belirtti.
YURTTAŞLARIN YAŞAMINI DOĞRUDAN ETKİLİYOR
El Ehmed, bu krizin sadece çiftçileri değil tüm yurttaşları etkilediğini belirtti. Tarımın gerilemesiyle birlikte mevsimlik iş imkanlarının da azaldığını, alım gücünün zayıfladığını, gıdaya olan talebin arttığını belirten El Ehmed, “İyi tarım kenti kendine yeterliliği sağlar, iş imkanı sunar, hayvancılığa teşvik eder. Ancak bunları yapamadığımız zaman hem bunları kaybederiz hem de bölgenin ekonomik dengesi bozulur” değerlendirmesi yaptı.
ÇİFTÇİLERDEN İLGİLİ TARAFLARA ÇAĞRI
Çiftçiler, buğday ve arpa tohumlarına uygun fiyat belirlemesi, sulama ihtiyacına göre mazotun verilmesi ve dağıtım zamanlamasının belirlenmesi gibi tarım sektörünü koruyacak adımların sorumlular tarafından acilen atılması çağrısında bulundu.
SON ÇAĞRI
Kuraklık ve tarımsal altyapının çöküşünün devam ettiği bir dönemde, Kuzey ve Doğu Suriye bölgesinde tarımın geleceği büyük risk altındadır. Aynı zamanda ekonomik, siyasal ve çevresel krizler, çiftçilerin gelecek yıl tarım yapamayacakları korkusuna kapılmalarına neden olmakta.
(df)
ANHA