Serêkaniyêli Göçmenlerden güvenli dönüş talebi: Uluslararası güvence olmadan olmaz
Serêkaniyê’nin 2019’da işgal edilmesinin ardından göç etmek zorunda kalan binlerce yurttaş, evlerine dönmenin hayalini kuruyor. QSD ile Şam iktidarı arasında varılan son mutabakatı umut verici bulduklarını belirten göçmenler, dönüş sürecinin ancak uluslararası garantilerle güvence altına alınması halinde mümkün olacağını vurguluyor.
Demokratik Suriye Güçleri (QSD) ile Şam iktidarı arasında 10 Mart’ta varılan mutabakatın uygulanmasına yönelik görüşmeler kapsamında, Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi ile Şam iktidarı heyetleri 1 Haziran’da bir araya gelmişti. Bu görüşmede dört maddelik yeni bir uzlaşıya varıldı. Mutabakatta, yerinden edilen kişilerin geri dönüşünü kolaylaştıracak mekanizmaların oluşturulması ve dönüşü engelleyen faktörlerin ortadan kaldırılması kararlaştırıldı.
Bu çerçevede, 2019 yılında Türk devleti ve ona bağlı çete grupların Serêkaniyê’ye yönelik işgal saldırıları sonucu evlerini terk etmek zorunda kalan göçmenler ajansımıza konuştu. Göçmenler, güvenli ve onurlu bir dönüş için uluslararası garantilere ihtiyaç duyduklarını vurguladı.
‘ULUSLARARASI GÜVENCE OLMADAN DÖNÜŞ MÜMKÜN DEĞİL’
Serêkaniyêli göçmen Gulistan Haco, bölge halkının en temel talebinin evlerine geri dönmek olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Bizim temel talebimiz, Serêkaniyê’ye geri dönmektir. Ancak bu dönüş, mutlaka uluslararası güçlerin garantisi altında gerçekleşmeli. Çünkü halen işgal altındaki bölgelerde güvenlik sağlanmış değil. Göçmenler şu an hemen dönemiyor, bunun için gerekli mekanizmaların bir an önce oluşturulması gerekiyor. Bu mutabakat, biz göçmenler için umut verici oldu. Uluslararası örgütlerin de bu sürece öncülük etmesi şart.”
‘ALTI YILIN ARDINDAN ARTIK EVİMİZE DÖNMEK İSTİYORUZ’
Altı yıldır göçmen olarak yaşayan Xezal Silêman da çadır yaşamının zorluklarına dikkat çekerek, göçmenlerin daha fazla bekletilmeden evlerine dönmesi gerektiğini belirtti:
“Direndik, çünkü onurumuzla evimize dönmek istiyoruz. Eğer bu dönüş gerçekleşecekse, insan hakları örgütleri ve uluslararası kuruluşlar bizi korumalı. Serêkaniyê’nin işgal altında olduğunu unutmayalım. Halkın ve göçmenlerin hakları güvence altına alınmalı. Bu da tüm uluslararası kuruluşların sorumluluğudur.”
‘ÇETELER VAR OLDUKÇA DÖNMEYİZ’
Enter Ezîz ise göçmen dönüşlerinin QSD ve İç Güvenlik Güçleri’nin güvencesiyle gerçekleşmesi gerektiğini dile getirdi. Ezîz, mutabakat kapsamında yer alan dört başlıktan birinin göçmenlerin dönüşü olduğunu hatırlatarak şöyle konuştu:
“Bu dönüş süreci daha fazla gecikmemeli. Ama ancak onurlu bir dönüş olmalı ve uluslararası güvenlik garantileriyle sağlanmalı. Çünkü halen işgal altındaki bölgelerde çeteler faaliyet gösteriyor. Yağma, alıkoyma, doğa tahribatı ve katliam gibi suçlar sürüyor. Bu koşullarda kimse geri dönemez. Üçüncü bir tarafın varlığı bu nedenle hayati önemdedir ve bu taraf uluslararası güçler olmalıdır.”
‘BİR DAHA YERİNDEN EDİLMEYECEĞİMİZ BİR DÖNÜŞ İSTİYORUZ’
Göçmen Meryem Ferhan da güvenli dönüş talebini yineleyerek, şu ifadeleri kullandı:
“Bizim tek talebimiz güvenli bir dönüş. Bir daha zorla yerinden edilmeyeceğimiz, tehdit altında olmayacağımız bir şekilde evimize dönmek istiyoruz. Uluslararası toplumun bu konuda sorumluluk alması ve dönüş sürecine öncülük etmesi gerekiyor.”
(rd)
ANHA
Serêkaniyêli Göçmenlerden güvenli dönüş talebi: Uluslararası güvence olmadan olmaz
Demokratik Suriye Güçleri (QSD) ile Şam iktidarı arasında 10 Mart’ta varılan mutabakatın uygulanmasına yönelik görüşmeler kapsamında, Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi ile Şam iktidarı heyetleri 1 Haziran’da bir araya gelmişti. Bu görüşmede dört maddelik yeni bir uzlaşıya varıldı. Mutabakatta, yerinden edilen kişilerin geri dönüşünü kolaylaştıracak mekanizmaların oluşturulması ve dönüşü engelleyen faktörlerin ortadan kaldırılması kararlaştırıldı.
Bu çerçevede, 2019 yılında Türk devleti ve ona bağlı çete grupların Serêkaniyê’ye yönelik işgal saldırıları sonucu evlerini terk etmek zorunda kalan göçmenler ajansımıza konuştu. Göçmenler, güvenli ve onurlu bir dönüş için uluslararası garantilere ihtiyaç duyduklarını vurguladı.
‘ULUSLARARASI GÜVENCE OLMADAN DÖNÜŞ MÜMKÜN DEĞİL’
Serêkaniyêli göçmen Gulistan Haco, bölge halkının en temel talebinin evlerine geri dönmek olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Bizim temel talebimiz, Serêkaniyê’ye geri dönmektir. Ancak bu dönüş, mutlaka uluslararası güçlerin garantisi altında gerçekleşmeli. Çünkü halen işgal altındaki bölgelerde güvenlik sağlanmış değil. Göçmenler şu an hemen dönemiyor, bunun için gerekli mekanizmaların bir an önce oluşturulması gerekiyor. Bu mutabakat, biz göçmenler için umut verici oldu. Uluslararası örgütlerin de bu sürece öncülük etmesi şart.”
‘ALTI YILIN ARDINDAN ARTIK EVİMİZE DÖNMEK İSTİYORUZ’
Altı yıldır göçmen olarak yaşayan Xezal Silêman da çadır yaşamının zorluklarına dikkat çekerek, göçmenlerin daha fazla bekletilmeden evlerine dönmesi gerektiğini belirtti:
“Direndik, çünkü onurumuzla evimize dönmek istiyoruz. Eğer bu dönüş gerçekleşecekse, insan hakları örgütleri ve uluslararası kuruluşlar bizi korumalı. Serêkaniyê’nin işgal altında olduğunu unutmayalım. Halkın ve göçmenlerin hakları güvence altına alınmalı. Bu da tüm uluslararası kuruluşların sorumluluğudur.”
‘ÇETELER VAR OLDUKÇA DÖNMEYİZ’
Enter Ezîz ise göçmen dönüşlerinin QSD ve İç Güvenlik Güçleri’nin güvencesiyle gerçekleşmesi gerektiğini dile getirdi. Ezîz, mutabakat kapsamında yer alan dört başlıktan birinin göçmenlerin dönüşü olduğunu hatırlatarak şöyle konuştu:
“Bu dönüş süreci daha fazla gecikmemeli. Ama ancak onurlu bir dönüş olmalı ve uluslararası güvenlik garantileriyle sağlanmalı. Çünkü halen işgal altındaki bölgelerde çeteler faaliyet gösteriyor. Yağma, alıkoyma, doğa tahribatı ve katliam gibi suçlar sürüyor. Bu koşullarda kimse geri dönemez. Üçüncü bir tarafın varlığı bu nedenle hayati önemdedir ve bu taraf uluslararası güçler olmalıdır.”
‘BİR DAHA YERİNDEN EDİLMEYECEĞİMİZ BİR DÖNÜŞ İSTİYORUZ’
Göçmen Meryem Ferhan da güvenli dönüş talebini yineleyerek, şu ifadeleri kullandı:
“Bizim tek talebimiz güvenli bir dönüş. Bir daha zorla yerinden edilmeyeceğimiz, tehdit altında olmayacağımız bir şekilde evimize dönmek istiyoruz. Uluslararası toplumun bu konuda sorumluluk alması ve dönüş sürecine öncülük etmesi gerekiyor.”
(rd)
ANHA
