‘Saldırılara karşı ortak strateji olmalı’

Siyasetçi ve aydınlar, Türk devletinin yürüttüğü saldırılara karşı Kürt parti ve hareketlerinin ortak bir strateji belirlemesi gerektiğini söyledi.

‘Saldırılara karşı ortak strateji olmalı’
8 Sep 2024   06:15
QAMIŞLO

İşgalci Türk devletinin Başûrê Kürdistan ile Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine yönelik saldırıları arttı. Saldırılarda siviller, gazeteciler, siyasetçiler, öncü isimler, kadınlar, çocuklar katlediliyor, altyapı ve hizmet merkezleri hedef alınıyor. 15 Ağustos’ta Türk devleti ile Irak arasında yapılan anlaşma sonrasında saldırılar daha da arttı. KDP de doğrudan bu anlaşmada yer aldı ve yeni saldırıların yapılmasına zemin hazırladı. Yapılan anlaşmaya ve KDP’nin ihanetine karşı her yerde tepki gösteriliyor. 

Türk devletinin bölgeye yönelik yürüttüğü saldırı politikalarına ilişkin siyasetçi ve aydınlar, ajansımıza konuştu.

Cizîrê Kantonu Aydınlar Birliği üyesi Kurdiyar Dirêî, 1923 Lozan Antlaşması'ndan sonra Kürdistan'daki tüm halkların haklarının inkar edildiğini ve yok edilmeleri için planların yapıldığını söyledi. Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin ortaya çıkmasıyla birlikte Kürt halkının her alanda direnişinin arttığına dikkat çeken Kurdiyar Dirêî, "Türk tarihçiler, ‘Hareket 20 yıl geç çıksaydı Kürtler kalmayacaktı’ diyor” diye belirtti.

AKP-MHP'nin iktidara geldikten sonra bölgede Yeni Osmanlıcılığı canlandırma ve Misak-ı Milli’ye dönmeyi amaçladığını anlatan Kurdiyar Dirêî şunları söyledi: "Bu plan esas olarak 2023'te yürürlüğe girecekti. Ama Kürt halkının direnişi buna engel oldu.”

İşgalci Türk devletinin saldırılarına dikkat çeken Kurdiyar Dirêî, "Saldırılarda sadece Türkiye’nin değil, Suriye, Irak gibi bölgesel güçlerin de eli var. Doğrudan bunu açıklamıyorlar ama gizliden Özgürlük Hareketi’ne ve Kürtlerin kazanımlarına karşı savaşıyorlar. Öldürme ve imha dönemi bitti. Kürt sorununa siyasi çözüm bulunması gerekiyor. Ne yaparlarsa yapsınlar bu davayı öldürerek bitiremezler. Eninde sonunda işgalci devletler masaya oturacak ve Kürt sorunu çözülecek.

Kürt ve Kürdistan siyasi hareketi, Kürt sorununun çözümü için Kürdistan düzeyinde ortak askeri ve diplomatik strateji geliştirmeli ve Kürt Ulusal Kongresi’ni yapmalıdır. Bunlar siyasi hareketin görevidir. Çünkü bu kirli planlar Kürdistan'ın sadece bir parçasına değil, tamamına yöneliktir” diye belirtti.

Kurdiyar Dirêî son olarak şunları söyledi: “KDP'nin Başûr’daki politikaları ailevi ve partizancadır. Binlerce şehidin fedakarlıkları sonucu elde edilen kazanımlar, 2 aile arasında paylaştırıldı. Hewlêr’de Türk devletinin eliyle Kürt karşıtı politika yürütülüyor. Kürtlere karşı bu durum Başûre Kürdistan'daki Kürtleri olumsuz etkiliyor ve Kürtlerin varlığını tehlikeye atıyor. Başûrê Kürdistan hükümeti, yanlıştan dönmeli binlerce Enfal ve Helebce şehidinin mücadelesiyle elde edilen kazanımları korunmalıdır.”

Suriye Kürt Demokratik Roj Partisi Sekreteri Govan Kano ise şöyle konuştu: "Türk devleti kan üzerine kurulmuş ve Osmanlı'dan bugüne Kürtleri, devrimi ve serhildanlarını yok ederek, kendini ayakta tutmuştur. Türk devleti tüm kaynaklarını bir hedefe yönlendirmiş. O da Kürtleri yok etmektir. Efrin, Serêkaniyê ve Girê Spî halkına karşı uyguladığı vahşeti şimdi de Başûrê Kürdistan'da yapmaya çalışıyor.

Kürt ve Kürdistani parti ve güçlerine çağrıda bulunuyorum. Türk devleti sadece bir partiye değil, bütün Kürt halkına düşmandır. Herkesi Türk devletinin yürüttüğü politikalara karşı tutum almaya çağırıyorum. Türk devleti işgalci bir devlettir. Başûrê Kürdistan'ın bir bölümünü işgal edip, demografik yapısını değiştirmek ve Kürtleri bölgeden göç ettirmek istiyor.”

(ma)

ANHA