Reqa’da ‘demokratik ulusta dinin yeri’ konulu forum
Reqa Kantonu Demokratik İslam Kongresi Meclisi, “Demokratik ulusta dinin yeri” başlığıyla bir forum düzenledi.
Reqa Kantonu Demokratik İslam Kongresi Meclisi, uluslararası alanda başlatılan “Abdullah Öcalan’a özgürlük Kürt sorununa çözüm” hamlesi kapsamında bir forum düzenledi.
Foruma, Reqa Kantonu Demokratik İslam Kongresi üyeleri, Demokratik Özerk Yönetimi Yürütme Meclisi eş başkanları, Demokratik Özerk yönetimi Yürütme Meclisi Eş Başkan Yardımcısı Hemdan El Ebid, Demokratik Suriye Meclisi (MSD) üyeleri, cami imamları ve vaizleri ile aşiretlerin kanaat önderleri ve şeyhleri katıldı.
Forumun başında Şeyh Ebdusemed Elî, Kur’an’dan bazı ayetler okudu. Forumda, “Önder Abdullah Öcalan’a göre demokratik ulus projesi ve Medine Sözleşmesi” başlıklı oturumu Al El Beyt Vakfı Reqa Başkanı Şeyh Ebdullah El Simeydiî tarafından yönetildi. El Simeydiî, “Peygamber döneminden önce Medine-i Münevver’de dağınık bir durum ve cehalet yaygındı. Yahudiler ve Araplar arasında gerginlikler vardı. Ancak ülkenin korunması, vergilerin verilmesi, toprak ve onurun korunması çağrısında bulunan Medine Sözleşmesi’nin uygulanmasıyla durum değişti. Bölgede güvenliğin yeniden sağlanması için bu değerlere ihtiyacımız var. Ayrıca demokratik ulus kavramının dinle güçlendirilmesi için Önder Abdullah Öcalan’ın fikirlerine ihtiyacımız var” dedi.
Şerq El Ewset El Demokrati Dergisi’nin editörü Îsmaîl El Xalîd, forumun ikinci oturumda farkındalığın, bilginin yayılmasında ve dinin rolünün tanımlanmasında aydınların rolüne değinerek, “Önder Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu kavramlarda insanlık düşüncesini Sokrates’ten Hz İbrahime’ e ve Hz Muhammed’den aldı. Devletlerin kuruluşundan itibaren dine karşı siyasi hareketler olmuştur. Ancak Önder Abdullah Öcalan, “Din, sorunların çözümüne bir yöntem ve referans, toplumları her türlü sorundan korumanın bir aracıdır” dedi.
Demokratik ulus ve demokratik İslam üzerine olan forumun üçüncü oturumu ise Din İşleri Kurumu üyesi Yehya Fewzî tarafından yönetildi. Fewzî, “Bazı kavramlar düzeltilmelidir ya da yanlışta olabilirler. İslam Allah’ın dinidir ve anlamı Allah’a ulaşmaktır” diye konuştu.
Dördüncü konu olan ‘demokratik bir ulusta kadının rolüne’ ilişkin konuşan Şerq Üniversitesi akademisyeni Newroz Muslim şunları söyledi: "Toplumlarımızdaki kadınların mevcut gerçekliği, toplumun analiz edilmesini ve entelektüel olarak incelenmesini gerektiriyor. Bizlerden bu hususta derin ve uzun değerlendirmeler bekleniyor. Hepimiz biliyoruz ki toplumlarımız, Müslümandır ve bu toplumların gelenek ve göreneklerinin çoğu birbiriyle bağlantılıdır. Ne yazık ki, toplumlarımızda din adı altında kadınların davranışlarını takip etmek alışkanlık haline gelmiştir.”
Katılımcıların görüşlerini paylaşmasının ardından konuşan Demokratik Toplum Örgütleri Konfederasyonu Eş Başkanı Cîhad Hesen, "Bizler, Bizanslıların ve Romalıların içinde bulundukları durumu ve Medine Anlaşması’nı unutmamalıyız. Romalılar köleliğin en katı politikalarını uyguladılar. İslam’dan ve Medine Anlaşması’ndan bahsederken Hz. Muhammed'in kurduğu değerleri hatırlamamız gerekiyor" dedi.
Medine Anlaşması’nın cinsiyet ve ırk ayrımının yapılmadığı ilk anlaşma olduğunu hatırlatan Doktor ve arkeolog Hisên El Mirî, insanların bu anlaşmayı tanımayla tek ümmet haline geldiğini belirterek “Bu nedenle tarihi bilmek zorundayız ve bazı büyük önderler vardır ki, onlar Arap değil, İslam ümmetindendir” dedi.
Hesekê Al El Beyt Vakfı Eş Başkanı Şeyh Sînan Sîdoş ise şunları söyledi: "Kuzey ve Doğu Suriye halkları olarak başta insanlık düşmanı Türk devleti olmak üzere dini meselelerden dolayı çok acılar yaşadık. Hepimiz biliyoruz ki İslam dini insanlığa hizmet etmek, insanlara karakter kazandırarak tüm insanların onurunu ve canını korumak için gelmiştir. Amacımız bin 400 yıl öncesine dönmek değil, Peygamber'in sünnetini yeniden canlandırmak ve söylediklerini pratikte uygulamaktır."
Reqa Din İşleri Meclisi Eş Başkanı Şeyh Ehmed El Dexîl, katılımcıların sorularını yanıtlayarak şunların altını çizdi: " Kadın haklarını koruyan İslam Dini gibi başka bir din yoktur. Biz çocuk yaşta yapılacak evlilikleri reddediyoruz ve bunu engelliyoruz. Kadınların her hakkı bizler için kutsaldır."
Hesekê Demokratik İslam Kongresi Meclis Üyesi Mazin Harûn ise kavramlar açısından sorun yaşandığını ve bu kavramların toplumlar arasında kabul görmediğini belirterek, "Bizim asıl sorunumuz bu kavramları çözmek. Üstelik Demokratik İslam Kongresi de kuruluşundan itibaren tüm bileşenler arasında baskı ve şiddetten uzak, sevgi ve barışı kendi içinde barındıran demokratik İslam düşüncesini yaymaya çalışmıştır” diye konuştu.
(mab-df)
ANHA