MSD’den ‘Suriye’de Diyalogun Önemi’ paneli
MSD’nin tarafından ‘Özgür ve Demokratik Bir Gelecek İçin Diyaloğun Önemi’ konu başlığıyla düzenlenen panelde Şam iktidarıyla görüşme ve müzakerelerin nasıl olması gerektiği masaya yatırıldı.
Demokratik Suriye Meclisi (MSD), Cizirê Kantonu’nun Qamişlo kentinde bulunan Zana Salonu’nda, “Özgür ve Demokratik Bir Gelecek İçin Diyaloğun Önemi” başlığıyla geniş katılımlı bir panel düzenledi.
Panele Kürt, Arap ve Süryani siyasi parti temsilcileri, gençlik ve kadın örgütleri, sivil toplum kuruluşları, gazeteciler, yazarlar, aydınlar ve Cizirê Kantonu Demokratik Özerk Yönetimi temsilcileri katıldı.
Panelde, “Diyaloğun önemi ve diyalog komitelerinin oluşturulma mekanizmaları” ile “Demokratik Suriye Güçleri (QSD) ile Şam yönetimi arasında 10 Mart 2025’te imzalanan anlaşmanın uygulanma süreci” başlıkları, Demokratik Birlik Partisi (PYD) Başkanlık Konseyi üyesi Foza Yûsif tarafından ele alındı.
“Kuzey ve Doğu Suriye Eğitim Konseyi ile Şam yönetimine bağlı Eğitim Bakanlığı arasındaki eğitim meselesi” başlığı ise, Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Eğitim-Öğretim Konseyi Eşbaşkanı Semîra Hec Elî tarafından değerlendirildi.
Son olarak, “MSD ile ortak çalışma” başlığı, Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Başkanlık Konseyi üyesi Xebat Mihemed tarafından ele alındı.
FOZA YÛSİF: ASKERİ SEÇENEK ÇÖZÜM DEĞİL
Panelin ilk oturumunda konuşan Foza Yûsif, Suriye’nin son aylarda derin bir siyasi krizle karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, çözümün askeri yaklaşımlardan uzak, siyasi ve kapsayıcı yöntemlerle sağlanması gerektiğini belirtti. Foza, uluslararası arabuluculuk girişimlerinin, Şam iktidarıyla sürdürülen diyalog sürecine önemli katkılar sunduğunu ifade etti.
Askeri yöntemlerin ülkenin ekonomik, toplumsal ve kültürel yapısına büyük zarar verdiğine dikkat çeken Yûsif, yeni bir toplumsal ve siyasal anlayışa ihtiyaç duyulduğunu vurgularak, “Eski zihniyet terk edilmeli. Suriye geneli zorlu bir süreçten geçiyor. Nefret söylemlerine karşı durulmalı” dedi.
Foza Yûsif, Demokratik Suriye Güçleri (QSD) ile Şam iktidarı arasında 10 Mart 2025’te imzalanan anlaşmanın bazı temel maddeleri üzerinde uzlaşı sağlandığını ancak bu maddelerin geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Özellikle Halep’teki Şêxmeqsûd ve Eşrefiye mahalleleri ile Tişrîn Barajı konusunda ilerleme kaydedildiğini; ancak çözüm bekleyen önemli başlıkların hâlâ masada olduğunu söyledi.
Diyalog komitesi tarafından Şam ile birçok kez temas kurulmaya çalışıldığını belirten Foza Yûsif, buna rağmen doğrudan bir görüşmenin henüz gerçekleşmediğini aktardı.
‘EĞİTİM KONUSUNDA KOORDİNASYONUNA İHTİYAÇ VAR’
İkinci oturumda eğitim konusuna dikkat çeken Semîra Hec Elî, Kuzey ve Doğu Suriye Eğitim Konseyi ile Şam iktidarına bağlı Eğitim Bakanlığı arasında görüşmeler olması gerektiğini, bunun önemli olduğunu, QSD ile Şam iktidarı arasındaki anlaşma öncesinde de Konsey’in bu konuda girişimlerinin olduğunu söyledi.
Eğitim Öğretim Konseyi ile Şam iktidarının eğitim bakanlığı arasında uzmanlık paylaşımı konusunun olumlu olduğunu, bakanlığın 13-14 Nisan tarihleri arasında Konsey heyetini Şam’a davet ettiğini kaydeden Semîra, davet üzerine yapılan görüşmenin de olumlu geçtiğini ancak Özerk Yönetim bölgesindeki sınavlar konusunda nihai bir anlaşmaya varılamadığını dile getirdi.
Semîra Kuzey ve Doğu Suriye’deki öğrencilerin maddi, moral ve psikolojik sorunlara neden olabilecek durumların önüne geçmek için kendi bölgelerinde sınavlara girmek istediğini de hatırlattı.
UNICEF’in bu konuda arabulucu rol oynadığını dile getiren Semîra, UNICEF aracılığıyla Şam iktidarına bazı mesajlar ulaştırdıklarını ancak halen cevap verilmediğini belirterek, “Öğrencilerin haklarını güvenceye almak için hazırız. Umut ediyoruz ki Suriye halklarının haklarının anayasada korunduğu bir forma kavuşuruz” dedi.
Üçüncü oturumda ise MSD Başkanlık Konseyi üyesi Xebat Mihemed, MSD’nin 2015’te kuruluşundan bu yana dayandıkları temeller ve ittifaklar konusunu ele aldı.
MSD’nin kuruluş döneminde etkin bileşenlerin ötekileştirildiğini, 2015’te sundukları önerileriyle Suriye krizine çözüm geliştirdiklerini kaydeden Xebat Mihemed, ötekileştirme ve baskı politikalarının mezhepçilikten değil, iktidar sistemlerinin genel durumu olduğunu ifade etti. MSD’nin Suriye’yi krizin içinden çıkaracak çözümler ürettiğini de sözlerine ekledi.
Mihemed, Suriye krizini sonlandırmanın yegane yönteminin diyalog yollarını görmek olduğunu da vurguladı.
‘BAŞARILI MÜZAKERE SÜRECİ İÇİN ÖNERİLER’
Panelde müzakere ve koordinasyon konuları hakkında yoğun değerlendirmeler yapan katılımcılar Özerk Yönetim’in Şam iktidarı ile müzakereden önce halkla müzakere etmesi, müzakere ilkelerinin ulusal temelde Suriye’yi kapsayacak şekilde genişletilmesi ve tüm bileşenlerin taleplerini karşılayacak nitelikte olması gerektiğinin altını çizdi.
Katılımcılar, Şam iktidarının Kuzey ve Doğu Suriye ile gerçek bir müzakereye girecek yeterli iradeye sahip olmadığını, bölgesel ve uluslararası müdahalelerin Şam iktidarının siyasi kararlarına etki ettiğini söyledi.
Müzakerelerin zamana yayılması ve geciktirilmesinin Suriye halklarının çıkarlarına uzak olduğunu belirten katılımcılar, müzakere komitesinin, barışçıl çözümün gerçekleşmesi için bölgesel ve uluslararası güçlerden Şam’a baskı yapmasını istemesini söyledi.
Katılımcılar ayrıca onbinlerce öğrenciyi ilgilendiren konuların da üzerinde ivedilikle durulması gerektiğini söyledi.
Panelin sonunda katılımcılar, tüm bölgesel ve siyasi engellere rağmen diyalog ve müzakerelerin sürmesi gerektiğini, mevcut siyasi havanın Suriyeliler için kurtuluş kapısını aramaya zemin sunduğunu, tüm hakları koruyan ademi merkeziyetçi ya da federallik için zemin sunduğunu da sözlerine ekledi.
(rd/cj)
ANHA