‘Kobanê Davası, Önder Abdullah Öcalan’a yönelik hukuksuz yargılamanın devamıdır’
Türk yargısının haksız yere siyasetçilere ağır cezalar vermesine tepki gösteren Kobanê’deki kurum temsilcileri ve yurttaşlar, “Kobanê Davası, Önder Abdullah Öcalan’a yönelik hukuksuz yargılamanın devamıdır” diye belirtti.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 108 kişi hakkında Kobanê direnişine destek verdikleri için dava açıldı. Kobanê Davası’nda mahkeme, 18'i tutuklu 36 kişi hakkında 16 Mayıs'ta karar verildi. Demirtaş'a 42, Yüksekdağ hakkında ise 30 yıl 3 ay, 24 siyasetçiye ise toplam 401 yıl 79 ay hapis cezası verildi. Siyasetçiler, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Meryem Adıbelli, Ayla Akat Ata ve Ayşe Yağcı, sırasıyla 12 yıl, 12 yıl, 9 yıl, 9 yıl 9 ay ve 9 yıl hapis cezası verilerek tahliye edildi. Kobanê Davası’nda karar açıklamasının ardından birçok yerden tepkiler gelmeye devam ediyor. Haksız ve hukuksuz yargılamaların ardından siyasetçilere onlarca yıl ceza verilmesi Kürdistan’ın dört parçası başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında protesto edildi. Kuzey ve Doğu Suriye’de de Kobanê başta olmak üzere birçok merkezde de karar protesto edildi.
Şehit Aileleri Meclisi Eş Başkanı Ayşe Efendi, Şehit Aileleri Meclisi üyesi İsmaîl Şêxo, PYD Meclisi üyesi Salih Nûh ve Kobanê’deki direnişte yaralanan Îsmaîl Elî, Kobanê Davası’na ilişkin ajansımıza konuştu.
ZİHNİYET AYNI ZİHNİYET
Kürt siyasetçilere yönelik bu yargılamanın ve verilen cezanın hukuksuz olduğunu belirten Ayşe Efendî, aynı zihniyetin mahkemesi Amed Zindanı’nda Kemal Pîr ile arkadaşlarını ve Önder Abdullah Öcalan’a da cezalar verdiğini söyledi. Ayşe Efendî, "'Kürt siyasetçilerin yargılanması Önder Abdullah Öcalan’a yönelik haksız yargılamanın devamıdır. Önder Abdullah Öcalan’a da benzer haksızlık ve hukuksuzluk uygulanmıştı. Kalp hastası olan ve 10 yıl hapis cezasına çarptırılan Ahmet Türk, ülkeyi terk etmeyeceğini ve karara karşı duracağını söylüyor. Aynı iradeyi Selahattin Demirtaş'ta da görüyoruz. Türk faşist adaletsizliğine karşı yıllardır büyük bir direniş devam ediyor.
'CEZALANDIRILMASI GEREKEN KİŞİ ERDOĞAN'DIR'
Kürt siyasetçiler, Kobanê direnişine destek verdiklerinde ve Rojavalılara sahip çıktıklarında Erdoğan ve faşist zihniyetinden korkmadılar. Aynı şekilde zindandaki tutsaklar bugün de mahkemelere boyun eğmiyor. Adalet varsa cezalandırılması gereken ilk kişi Erdoğan'dır. Çünkü Türk devleti tüm sınırı DAIŞ çetelerine açıp, Suriye'ye geçmelerine izin verdi. Biz de Kobanê’yi yalnız bırakmayan Bakûrê Kürdistan halkına, siyasetçilerine ve hukukçularına desteklerimizi sonuna kadar sürdüreceğiz” dedi.
‘SİYASETÇİLERİN CEZALANDIRILMASI UTANÇTIR’
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Meclis Üyesi Salih Nûh şunları söyledi: "Terörün bitmesine ve teröristlerin yenilmesi için her şeyi yapan kişilerin cezalandırılması dünya ve Türk devleti adına büyük bir utançtır. Türkiye’de haksız yere yargılanıp, cezalandırılan Kürt siyasetçiler, Kobanê direnişine katıldı ve Kobanê halkını yalnız bırakmadı. Türk devletinin onursuz mahkemelerini kabul etmiyoruz ve her zaman alanlarda olmaya devam edeceğiz. Her zaman Bakûrê Kürdistan halkının ve siyasetçilerin yanında olacağız.”
'HDP, KOBANÊ'’NİN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN ÖNEMLİ ROL OYNADI'
Şehit Aileleri Meclisi Üyesi İsmaîl Şêxo, "Önder Abdullah Öcalan'ın İmralı'dan Kobanê'yi DAIŞ'e karşı korumak için yaptığı çağrı genel olarak Kürt halkında, özelde ise Bakûrê Kürdistan'da büyük yankı uyandırdı. Milyonlarca yurttaş, siyasetçi ve hukukçu, Kobanê sınırına gelerek, Kobanê’yi savundu. HDP, Kobanê'nin yeniden inşasında, özgürlüğünde çok önemli rol oynadı. Hasarların giderilmesinde ve altyapının yenilenmesi için çalışmalar yürüttü. Türk devleti her yerde Kürt halkına karşı bir savaş yürütüyor. Bu davada verilen cezalara karşı da Kürdistan halkı birlik olmalı ve karşı durmalıdır” diye belirtti.
Kobanê direnişinde yaralanan Îsmaîl Elî ise şunları anlattı: "Teröre karşı verilen mücadele yargılanamaz. Türkiye açık bir şekilde teröristlere sahip çıktı. Bütün bunlar dünyanın ve insan hakları örgütlerinin gözünün önünde gerçekleşti. Şimdi yapılanlar DAIŞ’in Kobanê’de yenilmesinin intikamıdır. Türkiye'nin övündüğü demokrasi de budur."
(ma)
ANHA