KCK’den 4 Nisan açıklaması
KCK Genel Başkanlık Konseyi, Önder Apo üzerindeki mutlak tecridin kaldırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması için mücadeleyi daha da yükseltmeye, örgütlülüğünü büyütmeye ve eylemlerini daha etkili kılmaya çağırdı.
KCK Genel Başkanlık Konseyi, “4 Nisan günü 75. yaşına girecek olan Önder APO’nun doğum gününü; başta kadınlar ve gençler olmak üzere, Yurtsever Kürt halkına ve tüm dostlarına kutluyoruz” dedi.
“4 Nisan şehidi olan ve Önder Apo’ya yurtseverce bağlılığın sembolü haline gelen, iki yiğit Kürt evladı olan Mahsum Karaoğlan ve Mustafa Dağ yoldaşları, büyük saygı ve minnetle anıyoruz” denilen KCK açıklaması şöyle:
“Halkımız uzun yıllardır 4 Nisan gününü, büyük bir sevinç ve coşkuyla kutluyor. Çünkü 4 Nisan Önderlik doğuşu, Kürt halkı ve kadınları için derin anlamlar taşıyor. 4 Nisan günü; Kürt halkının, yaşadığı kara kışların ardından Güneşine yeniden kavuşmasıdır. Çoraklaştırılmış toprakların, gürül gürül akan serin sularına yeniden kavuşması misalidir. Kürt halkı için bir yeniden doğuş müjdesidir. Yitirmekle yüz yüze kaldığı varlığına, yeniden kavuşma müjdesidir. Bir, özgür yaşam müjdesidir.
4 NİSAN KÜRTLER İÇİN YENİDEN DOĞUŞ GÜNÜDÜR
Kürtler 4 Nisan gününü, kendisi için adeta yeniden doğuş günü olarak ele alıyor. Kendi doğum günü olarak, kendi var olma günü olarak görüyor ve öyle kutluyor. Çünkü Kürtler için 4 Nisan öncesi, mezar karanlığından farksızdı. Sömürgeci soykırımcı sistemin inkar ve imha siyaseti altında geçen yaşamın, mezar karanlığından hiçbir farkı yoktu. Kürt halkına uygulanan, tam bir soykırım stratejisiydi. Kurdistan’da biyolojik sınırlara çekilmiş yaşam gerçeği, bu soykırımı daha dehşetli kılıyordu. “Ne yaşam ne ölüm” aralığında geçen bu biyolojik sınırlardaki varoluş hali, Kürt toplumunu ölümden beter bir duruma mahkum etmişti. Kürdün içine sokulduğu bu durum, adeta bir insanın canlı canlı mezara gömülmesine benziyordu. O yüzden 4 Nisan Önderlik doğuşu; mezara gömülmüş olan Kürtlüğün, başı dik bir biçimde yeniden ayağa kalkacağının habercisi ve müjdecisi oluyordu.
Önder Apo’nun doğuşu ile başlayan zaman, yeni bir Kürt zamanına yol açtı. Kürt halkının kendi tarihsel kökleriyle buluşmasını ve yitirdiği kimliğine yeniden kavuşmasını sağladı. Kendi gerçek kimliği ile onurlu bir yaşama yeniden gözünü açtı. Bu sayede Kürt halkı onurlu bir halk olarak, yeniden dünya halkları içerisindeki itibarlı yerini almaya başladı. Halkımız maruz kaldığı korkunç soykırım vahşetine ve çektiği benzersiz acılara rağmen, yüksek bedelleri göze alarak bu yönlü mücadelesini her gün biraz daha büyüttü. Çünkü Önder APO çizgisinin tek kurtuluş yolu olduğunu anladı ve buna inandı. Bu yüzden çektiği acıyı ve cefayı, taze güzelliklerin ve yeni devrimsel çıkışların kaynağına hep dönüştürdü.
Önder Apo’nun Kürt halkında geliştirdiği ruh, yeni bir demokrasi ve özgürlük ruhu oldu, halklar arası kardeşlik ruhu oldu. Egemen ulus-devlet sisteminin tek renge boyamaya çalıştığı Kurdistan ve Ortadoğu coğrafyasında, Önder Apo’nun geliştirdiği bilinç ve mücadele ile birlikte, var olan çok kültürlü ve zengin öz yapısı tekrar görünür olmaya ve halkların onurlu ve kardeşlik temelli birlikteliğine dönüşmeye başladı. Kurdistan ve Ortadoğulu kimlik ve kültürlerin yeniden ve kardeşlik temelinde bir arada yaşamaya başlaması, tüm insanlık açısından cezbedici bir gelişme olarak ortaya çıkıyor. Bu gelişmeye yol açan, Önder Apo’nun ırkçılık, milliyetçilik ve cinsiyetçilik karşıtı olan demokratik, komünal düşünceleridir. Yani Apocu düşünce, her türlü ırkçılık, milliyetçilik ve cinsiyetçilikten arınmış bir düşünce sistemidir.
ÖNDER APO’NUN KADIN ÖZGÜRLÜK TEZLERİ KÜRT KADINLARININ YOLUNU GÜN GEÇTİKÇE DAHA FAZLA AYDINLATIYOR
Önder Apo’nun Kadın Özgürlük Tezleri, 21. yüzyılda Kürt kadınlarının yolunu gün geçtikçe daha fazla aydınlatıyor. O’nun Özgürlük Tezleri ile yola çıkan Kürt kadınlarının yürütmekte oldukları mücadele, Kurdistan ve Ortadoğu’da çok ciddi gelişmeler ortaya çıkarıyor. Kürt kadınlarının siyasi, askeri ve toplumsal alanda ortaya çıkardığı yüksek iradi düzey, Kurdistan’ın tüm parçalarındaki hem Kürt kadınlarında hem de birlikte ve iç içe yaşadığı komşu halklardan kadınlarda, ciddi bir uyanışa ve bilinçlenmeye dönüşüyor. Bu, artık önü alınamaz bir gelişme olarak ortaya çıkıyor. Hiçbir devlet gücü, ortaya çıkan bu bilinçlenmiş ve aydınlanmış, sorgulayan kadın özgürlük iradesini bastırmaya yetemiyor. Bunu en çok da, Türkiye’deki sömürgeci soykırımcı faşist AKP-MHP faşist rejiminin uyguladığı kadın düşmanı politikalarına karşı, Kürt kadınlarının gösterdiği kararlı, azimli ve direngen duruşta görüyoruz. Yine insanlık düşmanı DAİŞ çetelerine karşı savaşta, Rojava kadınının ortaya çıkardığı direnişte görüyoruz. Benzer şekilde Rojhilat’ta yankılanan “Jin Jiyan Azadî” sloganları etrafında gelişen kadın serhildanlarında bunu gördük, görüyoruz. Dolayısıyla Kürt kadınlarının ortaya çıkardığı direniş, Önder Apo’nun verdiği bilinç ve güç sayesinde, kapitalist sistemin tacizci-tecavüzcü suratına çarpan en sarsıcı tokat oluyor.
ÖNDER APO’YU SAVUNMAK ÖZGÜRLÜK DEĞERLERİNE SAHİP ÇIKMAKTIR
Önder Apo’nun demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü düşünceleri gün geçtikçe ve tanınıp öğrenildikçe, daha geniş toplumsal ve evrensel kesimlere yayılıyor ve yayıldıkça da daha fazla sahiplenilip savunuluyor. Çünkü Önder Apo’nun düşünce sisteminde faşizme, ırkçılığa, milliyetçiliğe, cinsiyetçiliğe, haksızlığa ve ahlaksızlığa geçit yoktur. Dolayısıyla Önder Apo’yu savunmak; kapitalizme karşı bir duruş ortaya koymaktır. Irkçılığa, milliyetçiliğe, erkek egemenliğine, doğa ve ekoloji karşıtlığına karşı çıkmaktır. Önder Apo’yu savunmak, 21.yüzyılın toplumsal demokrasi ve özgürlük-eşitlik değerlerine sahip çıkmaktır. Önder Apo’yu savunmak, anti kapitalist ve demokratik sosyalist bir duruş sahibi olmaktır. Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü olmaktır.
EN BÜYÜK HEDEF ÖNDER APO’NUN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAĞLAMAK
Halkımız, bu yılki Newroz’u, tam bir Önderlik Newroz’u olarak kutladı. Bu konudaki kararlı tavrını, coşkulu Newroz meydanlarında ortaya koyarak, Önder Apo’ya özgürlük talebini yüksek bir sesle dile getirdi. Kürt halkı olarak en büyük hedefinin Önder Apo’nun özgürlüğünü sağlamak olduğunu ve bunun artık ertelenemez bir talep olduğunu, çok açık ifade etti. Halkımız; Newroz’da ortaya koyduğu bu kararlı ve azimli tavrını, gerçekleşen son yerel seçimlerde de büyük bir siyasi iradeye dönüştürerek, soykırımcı-sömürgeci-kayyumcu faşist AKP-MHP rejimini adeta şaşkına uğrattı. Halkımızı; hem Newroz’daki özgürlükçü tavrından dolayı, hem de yerel seçimlerde ortaya çıkardığı başarılı sonuçtan dolayı kutluyoruz. Faşist rejimin hırsız, gaspçı ve kayyumcu siyasetine karşı da, aynı kararlı ve azimli tutumunu sürdüreceğine ve gasp edilmek istenilen iradesine sonuna kadar sahip çıkacağına, el konulmak istenilen, gasp edilmek istenilen belediyelerini vermeyeceğine olan inancımızı belirtiyoruz.
Halkımız; hem Newroz meydanlarında ve hem de yerel seçim sandıklarında ortaya koymuş olduğu bu coşkulu, kararlı ve iradeli siyasi duruşunu, 2024 yılı boyunca daha büyük bir örgütlülük gücüne ve yüksek bir eylemsellik düzeyine ulaştıracaktır. Bizler de Hareket olarak, Önder Apo üzerindeki mutlak tecridin kaldırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması hedefini, yürütmekte olduğumuz mücadelenin merkezine koyan bir perspektifle çalışmalarımıza yükleneceğiz. Bu temelde başta kadınlar ve gençler olmak üzere, tüm yurtsever halkımızı ve değerli dostlarını, Önder Apo üzerindeki mutlak tecridin kaldırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması için mücadeleyi daha da yükseltmeye, örgütlülüğünü büyütmeye ve eylemlerini daha etkili kılmaya çağırıyor ve herkesi, 4 Nisan’da yaşadığı her yeri ağaçlandırmaya ve çevresini yeşillendirmeye çağırıyoruz.”