‘Kadınların karar mekanizmalarında yer almaması, Suriye'nin geleceği için tehdit’
Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadın aktivistler, Şam iktidarının hazırladığı ‘Anayasa Taslağı’nın, kadınları bilinçli şekilde siyasi ve toplumsal hayattan dışladığını belirtti. Aktivistlere göre bu yaklaşım, ülkenin demokratik geleceğini ciddi biçimde tehdit ediyor.
Şam iktidarının hazırladığı “Anayasa Taslağı”na yönelik tepkiler büyürken, Suriyeli kadınlar, bu taslağın siyasi ve toplumsal hayattan dışlanmalarını kurumsallaştıran bir yaklaşımın ürünü olduğunu ifade ediyor.
Suriye’nin Geleceği Partisi Kadın Genel Meclisi Sözcüsü Fatme El Elî, kadınların karar alma mekanizmalarından dışlanmasının sadece kadınları değil, demokratik bir Suriye hayalini kuran tüm toplum kesimlerini tehdit ettiğini belirtti.
“Eğer kadınlar karar süreçlerinde yer almazsa, bu gerçek anlamda özgürlük ve demokrasinin olmadığını gösterir” diyen Fatme, kadınların siyasi, askeri ve hukuk alanlarında aktif rol üstlenmeleri gerektiğinin altını çizdi.
Özellikle Kuzey ve Doğu Suriye’deki Özerk Yönetim modeli kapsamında kadınların gösterdiği başarıya dikkat çeken Fatme, “Bu bölgelerde kadınlar sembolik değil, gerçek anlamda söz sahibi oldu” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, Şerq Üniversitesi öğretim görevlisi Newroz Muslim de kadınların sistematik biçimde yeni hükümet inşasının dışında bırakılmasının tesadüf olmadığını söyledi. Kadınların bu dışlayıcı politikaya karşı içeride ve dışarıda dayanışma içinde hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Newroz, anayasa taslağında kadın haklarına dair herhangi bir güvence yer almamasını ve hükümette yalnızca bir kadın isme yer verilmesini, “gerici ve dışlayıcı bir yaklaşımın açık göstergesi” olarak nitelendirdi.
Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadınların, ülkenin diğer bölgelerindeki kadınlarla birlikte ortak bir siyasi hareket geliştirebileceğine inandığını belirten Newroz Muslim, “Kadınların sesi, çok renkli ve adem-i merkeziyetçi bir demokratik yapının inşasında etkili olmalı. Böylece kadınlar siyasi ve toplumsal alanda doğal olarak yer alır” dedi.
Savaşın toplumda büyük bir boşluk yarattığını, bu ortamın da özellikle dini grupların mezhepçi söylemlerle alan kazanmalarına neden olduğunu belirten Newroz, kadınların tarihsel olarak Suriye toplumunun asli bir parçası olduğunu vurgulayarak, “Bugün bazı çevreler kadınları perde arkasına iterek bastırmaya çalışıyor. Biz bu gerici zihniyeti reddediyoruz” dedi.
Suriye’nin Geleceği Partisi İlişkiler Ofisi Eşbaşkanı Meha El Ubeyd ise Özerk Yönetim tecrübesinden örnek vererek, “Biz bu yönetim modelinde kadınların karar alma süreçlerinde yüzde 50 oranında yer aldığını gördük. Bu deneyim, kapsayıcı yönetimin mümkün olduğunu ortaya koydu” dedi.
Üç kadın aktivist de Şam iktidarının mevcut anayasa taslağında kadınlara yer verilmemesinin Suriye’nin demokratik geleceğini riske attığını, kadınların tüm alanlarda adil ve etkili biçimde temsil edilmesinin anayasal güvence altına alınması gerektiğini belirtiyor.
(rd/cj)
ANHA
‘Kadınların karar mekanizmalarında yer almaması, Suriye'nin geleceği için tehdit’
Şam iktidarının hazırladığı “Anayasa Taslağı”na yönelik tepkiler büyürken, Suriyeli kadınlar, bu taslağın siyasi ve toplumsal hayattan dışlanmalarını kurumsallaştıran bir yaklaşımın ürünü olduğunu ifade ediyor.
Suriye’nin Geleceği Partisi Kadın Genel Meclisi Sözcüsü Fatme El Elî, kadınların karar alma mekanizmalarından dışlanmasının sadece kadınları değil, demokratik bir Suriye hayalini kuran tüm toplum kesimlerini tehdit ettiğini belirtti.
“Eğer kadınlar karar süreçlerinde yer almazsa, bu gerçek anlamda özgürlük ve demokrasinin olmadığını gösterir” diyen Fatme, kadınların siyasi, askeri ve hukuk alanlarında aktif rol üstlenmeleri gerektiğinin altını çizdi.
Özellikle Kuzey ve Doğu Suriye’deki Özerk Yönetim modeli kapsamında kadınların gösterdiği başarıya dikkat çeken Fatme, “Bu bölgelerde kadınlar sembolik değil, gerçek anlamda söz sahibi oldu” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, Şerq Üniversitesi öğretim görevlisi Newroz Muslim de kadınların sistematik biçimde yeni hükümet inşasının dışında bırakılmasının tesadüf olmadığını söyledi. Kadınların bu dışlayıcı politikaya karşı içeride ve dışarıda dayanışma içinde hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Newroz, anayasa taslağında kadın haklarına dair herhangi bir güvence yer almamasını ve hükümette yalnızca bir kadın isme yer verilmesini, “gerici ve dışlayıcı bir yaklaşımın açık göstergesi” olarak nitelendirdi.
Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadınların, ülkenin diğer bölgelerindeki kadınlarla birlikte ortak bir siyasi hareket geliştirebileceğine inandığını belirten Newroz Muslim, “Kadınların sesi, çok renkli ve adem-i merkeziyetçi bir demokratik yapının inşasında etkili olmalı. Böylece kadınlar siyasi ve toplumsal alanda doğal olarak yer alır” dedi.
Savaşın toplumda büyük bir boşluk yarattığını, bu ortamın da özellikle dini grupların mezhepçi söylemlerle alan kazanmalarına neden olduğunu belirten Newroz, kadınların tarihsel olarak Suriye toplumunun asli bir parçası olduğunu vurgulayarak, “Bugün bazı çevreler kadınları perde arkasına iterek bastırmaya çalışıyor. Biz bu gerici zihniyeti reddediyoruz” dedi.
Suriye’nin Geleceği Partisi İlişkiler Ofisi Eşbaşkanı Meha El Ubeyd ise Özerk Yönetim tecrübesinden örnek vererek, “Biz bu yönetim modelinde kadınların karar alma süreçlerinde yüzde 50 oranında yer aldığını gördük. Bu deneyim, kapsayıcı yönetimin mümkün olduğunu ortaya koydu” dedi.
Üç kadın aktivist de Şam iktidarının mevcut anayasa taslağında kadınlara yer verilmemesinin Suriye’nin demokratik geleceğini riske attığını, kadınların tüm alanlarda adil ve etkili biçimde temsil edilmesinin anayasal güvence altına alınması gerektiğini belirtiyor.
(rd/cj)
ANHA
