‘Jineoloji’nin hayatın tüm alanlarında yer alması için çalışacağız’

Önder Abdullah Öcalan’ın gönderdiği mektup ile çalışmalarına ilişkin amaçlarının daha da netleştiğini belirten Jineolojî Akademisi Sözcüsü Zehrîban Hisên, “Jineolojî'nin hayatın tüm alanlarında yerini alması için yol ve yöntemlerimizi geliştireceğiz” dedi.

‘Jineoloji’nin hayatın tüm alanlarında yer alması için çalışacağız’
21 Jun, 2025   02:40
QAMIŞLO

Önder Abdullah Öcalan, 30 Mayıs’ta Jineolojî Akademisi’ne İmralı zindanında havalandırmasından kopardığı eğreti otu dalı ile birlikte bir mektup gönderdi. Uluslararası komployla 15 Şubat 1999 tarihinde İmralı’ya getirildiğinde “yarım kalan projem” dediği kadın çalışmasının Jineolojî ile yol alıp tamamlandığını belirten Önder Apo, kadınlar için geliştirdiği “umut ilkesini” özellikle vurgulayarak, “Budha’nın dediği gibi; ‘toplumun sırtındaki hançeri çıkarmadan hiçbir şey yapamazsın.’ Evet toplumun birçok sorunu var ama sırttaki hançer kadın köleliğidir ve bu hançeri çıkarmadan hiçbir sorunu çözemezsin. Jineolojî bu amaçta önemli bir yol aldı. Değerli bir emek harcandı. Şimdi bu emeğin yeni süreçle beraber daha da anlam kazanması gerekir. Kadın varlığının doğru tanımlanması ve kadın kimliği, varlığı özdeşlik yöntemi ile ele alınmalıdır” ifadelerini kullandı.

‘HER SÖZ BİZİM İÇİN PERSPEKTİF’

Mektup, Kuzey ve Doğu Suriye Jineolojî Akademisi’nde büyük yankı uyandırdı. Akademi sözcüsü Zehrîban Hisên, mektubun kendilerine ulaşmasının ardından büyük bir güç ve sorumluluk hissettiklerini belirtti. “Önderlik tarafından söylenen her söz bizim için bir perspektiftir. Üzerine araştırma yapılması gerekir” diyen Zehrîban, Jineolojî çalışmalarının yeni bir evreye girdiğini ifade etti.

‘DÜNYA KADIN KONFEDERALİZMİNE ULAŞANA DEK…’

Zehrîban, Önder Apo’nun mektubundaki “Benim için ‘tanrıçanın oğlu’ dediler. Ben de hep kadınlara layık bir oğul olmak istedim” sözlerine dikkat çekerek, Önder Apo’nun Jineolojî’ye dair yaptığı değerlendirmeler ışığında çalışmalarını sürdüreceklerini ifade etti. “Kendimizi dünya kadın konfederalizmine ulaştırana dek, sorumluluğumuzu daha güçlü biçimde yerine getirmeliyiz” diye konuştu.

Zehrîban, Jineolojî’nin Kuzey ve Doğu Suriye’de Jineolojî Akademisi, araştırma merkezleri, Jinwar Kadın Köyü ve Rojava Üniversitesi’ndeki Jineolojî Bölümü aracılığıyla örgütlendiğini söyledi. Ayrıca Mala Jinan (Kadın Evi), Kongra Star ve YPJ gibi kadın örgütlerinin Jineolojî’nin inşasında bir temel teşkil ettiğini vurguladı.

‘ÇALIŞMALARIMIZI DAHA DA GENİŞLETECEĞİZ’

“Derslerde kadınlar sık sık ‘kendimize dönüyoruz’ diyor. Bu duygunun temelinde, Önderlik’in savunma kitaplarında sunduğu ‘varlık’, ‘xwebûn’ (kendin olmak) ve ‘bilme’ kavramlarının etkisi var” diyen Zehrîban, toplumda Jineolojî’ye karşı yoğun bir ilgi olduğunu, ancak kendilerini yeterli görmeyerek çalışmaların daha çok genişletileceğini ifade etti.

‘MEKTUPLA AMACIMIZ NETLEŞTİ’

Önder Abdullah Öcalan’ın mektubunun içeriğini merkezdeki üyeleriyle de paylaşıldığını ve bu içeriği toplumun her kesimine de ulaştıracaklarını kaydetti. Çalışmalarını genişletme kararı aldıklarını belirten Zehrîban Hisên, özellikle bilimin parçalanmış yapısının Jineolojî tarafından eleştirildiğini hatırlatarak, “Yapacağımız birçok çalışma var. Mektup ardından amacımız daha çok netleşti. Önümüzdeki süreçte, bilimsel yaklaşımımızı daha da derinleştireceğiz. Jineolojî'nin hayatın tüm alanlarında yerini alması için yol ve yöntemlerimizi geliştireceğiz.” dedi.

(rd/cj)

ANHA