2011 yılında başlayan Suriye krizi 11’inci yılına girerken Şam hükümeti halen kendi iktidarını koruma güdüleriyle hareket etmeye devam ediyor. Suriye’deki çok renkliliği görmezden gelen iktidar, izlediği milliyetçi ve tekçi politikalar sonucu Suriye’yi dış müdahalelere açık hale getirdi. 11 yıldır Suriye’de süren kriz ve iç savaşa karşılık hükümet, sürekli olarak askeri seçeneği gündeminde tuttu. Suriye’de bulunan demokratik çevrelerle zaman zaman diyalog kurmaya yanaşsa da hiçbirinde ciddi bir adım atmayarak eski zihniyetinden ödün vermeyeceğini gösterdi. Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Suriye krizinin çözümü için ortaya koyduğu demokratik modeli Şam hükümetiyle masada tartışmak için defalarca girişimde bulunsa da hep sonuçsuz kaldı. MSD, Suriye krizinin çözümünün dışarıda değil, Suriye’de yaşayan halkların diyalog masası etrafında oturmasıyla çözülebileceğini her fırsatta dile getirse de Şam hükümeti bu yöntemi hep reddetti. Kendisi dışında hiç kimseyi kabul etmemeye devam etti.
‘SADECE ASKERİ ÇÖZÜME İNANIYORLAR’
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Suriyeli gazeteci Ömer Mikdat, Şam hükümetinin Stalin tarzı bir sistemi savunduğunu söyledi. Şam hükümetinin, krizin çözümüne ilişkin demokratik bir projeye sahip olmadığını kaydeden Mikdat, “Askeri çözüm dışında hiçbir çözüm yöntemini çözüm olarak kabul etmiyorlar. Sürekli güvenlik politikalarını önde tutuyorlar. Siyasi çözümü kabul etmiyorlar. Rejim kendini biraz düzeltirse yok olacağını düşünüyor” dedi.
Şam hükümetinin güvenlik politikalarını önde tutmaya devam etmesi halinde Suriye’nin parçalanacağı uyarısında bulunan Mikdat, Suriye’de yaşayan tüm halkların haklarının korunacağı bir modele ihtiyaç olduğunu ifade etti.
‘ÜLKEYİ PARÇALADILAR’
Şam hükümetinin krize yaklaşımını eleştiren Modern Demokratik Parti Yürütme Komitesi Üyesi İbrahim Selac da, “Şam hükümeti bir darbe hükümetidir. 1970 yılında darbeyle geldiği iktidarda her türlü sorunu askeri yolla çözebileceğine inanıyor. Diyalogların gücüne asla inanmıyor. Bu zihniyetin Suriye’yi getirdiği nokta ortadadır. Suriye’deki halklar mozaiğini parçalanma noktasına getirdiler. Ekonomiyi batırdılar. Ülkeyi dış müdahalelere açık hale getirdiler” ifadelerini kullandı.
(rr)
ANHA