İşgalci Türk devleti, Osmanlı İmparatorluğu’nun 1915’te Ermenilere karşı gerçekleştirdiği soykırım saldırılarının devamı niteliğinde Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerindeki halka karşı suç işliyor. İşgalci Türk devleti 2018’de Efrîn’i işgal ettikten sonra 2019’da Serêkaniyê ve Girê Spî’yi işgal etti.
Yaklaşık yarım milyon Ermeni’nin katledildiği bir milyondan fazla Ermeni’nin zorla göç ettirildiği Ermeni Soykırımı üzerinden 106 yıl geçti. Ancak soykırımın sorumluları hala cezalandırılmadı.
Soykırıma ilişkin konuşan Ermeni Sêlvi Başûra, “Osmanlı devletinin Ermenilere karşı katliamlarının amacı Ermenileri soykırımdan geçirmek ve göçe maruz bırakıp zayıflatarak, Ermeniler arasında dini, kültürel ve manevi bir boşluk yaratmaktır” dedi.
‘TÜRK DEVLETİ OSMANLI’NIN SOYKIRIM SENARYOLARINI TEKRARLAMAK İSTİYOR’
İşgalci Türk devletinin Suriye krizinin başladığı 2011 yılından bu yana Kuzey ve Doğu Suriye halkına karşı suç işlediğini vurgulayan Sêlvi Başûra, “Türk devleti özellikle 2018’de Efrîn’i, 2019’da Serêkaniyê ve Girê Spî’yi işgal ettikten sonra Osmanlının Ermeni, Süryani, Keldani ve Asurilere karşı işlediği saldırı senaryolarına devam etti. Türk devleti Kuzey ve Doğu Suriye’ye müdahale etmek, bölge halklarını birbirinden koparmak, zenginliklerini talan etmek istiyor. Osmanlının başarısız olduğu politikalarına bugün topraklarımızda devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Uluslararası güçlerin Osmanlı döneminden bu yana Türk hükümetlerinin suçlarına karşı ciddi bir tepki göstermediğini söyleyen Sêlvi Başûra, “DAİŞ zihniyetindeki çeteleriyle Serêkaniyê ve Girê Spî halkına karşı işlediği suçlar birer kanıttır. Türk devleti Osmanlı’nın Ermeni, Süryani, Asuri ve Keldanilere karşı işlediği suçları inkar ediyor. Ancak Türk devleti Ermeni Soykırımı’nı tanımalı ve bu konuda sorumluluğunu almalıdır” diye konuştu.
Kuzey ve Doğu Suriye halklarının saldırılara karşı birlik olması gerektiğini vurgulayan Sêlvi Başûr, “Kuzey ve Doğu Suriyeli halklar parçalama politikalarına karşı direnişini yükseltmelidir. Bölge halkı Türk devletinin politikalarına karşı mücadeleleriyle, topraklarına olan bağlılıklarına, askeri güçlerin bölgeyi savunma iradesiyle cevap verdi. Özerk Yönetim ve QSD çatısı altındaki güvenlik güçlerinin Kuzey ve Doğu Suriye’yi DAİŞ çetelerinden kurtarması ardından bölgede güvenlik ve istikrar sağlandı. Bu da halklar arasında birliğe vesile oldu” dedi.
İŞGALE KARŞI BİRLİK OLMA ÇAĞRISI
Sêlvi Başur, bölge halkını işgale karşı birlik olma ve soykırım senaryolarının tekrarlanmasının önünün alınması için direnişi büyütme çağrısı yaptı.
Osmanlıların 106 yıl önce Ermenilere karşı gerçekleştirdiği soykırımın bugün Türk devletinin eliyle Kürt, Süryani, Êzidî ve Kuzey ve Doğu Suriye’deki diğer halklara karşı gerçekleştirildiğini söyleyen Ermeni Sibhi İlyas, şunları kaydetti; “Türk devleti Serêkaniyê ve Girê Spî’yi işgal ettiğinden bu yana Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine yönelik saldırılarını durdurmadı. Türk devleti saldırılarıyla Özerk Yönetim ve demokratik ulus projesini darbelemek, bölgedeki Ermeni, Kürt ve Arap halkları üzerinde tehdit oluşturmak istiyor.”
‘ULUSLARARASI GÜÇLER TÜRK DEVLETİNİN ÖNÜNÜ AÇTI’
Uluslararası güçlerin bir devletin başka bir devleti işgal etmesi karşısında sessiz kalmasını şaşkınlıkla izlediğini söyleyen Sübhi İlyas, “Uluslararası güçlerin ve insan hakları örgütlerinin Osmanlıların eliyle Ermenilere dönük gerçekleştirilen soykırıma ve Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerindeki halka yönelik işlediği suçlara karşı sessizliğini kınıyoruz. Uluslararası güçleri bölgelerimizi işgal etmesi için Türk devletinin önünü açtı” dedi.
Dünyanın dört bir yanındaki tüm Ermenileri, kendilerine karşı gerçekleştirilen soykırımların tanınması için birlik olma çağrısı yapan Sübhi İlyas, “Kuzey ve Doğu Suriye halklarının Özerk Yönetim’in öncülüğünde birliğe ve örgütlülüğe ihtiyacı var” şeklinde konuştu
(cno)
ANHA