Göçmenler: Çadırların sıcağı işgal altındaki yaşamdan onurludur
Tebqa Kantonu’nda kalan Efrîn ve Şehbalı göçmenler, zor koşullar altında yaşıyor. Bu zorluklar sıcaklıkların artmasıyla daha da zorlaştı. Buna rağmen çadırlardaki direnişlerinden vazgeçmeyen göçmenler, çadırları direniş ve mücadele merkezlerine çevirdi.
Yaz mevsiminin başlaması ve sıcaklıkların artmasıyla birlikte, işgalci Türk devleti ve çeteleri tarafından Tebqa Kantonu’na göçe zorlanan ve geçici kamplarda kalan Efrîn ve Şehbalı göçmenler zor ve kötü koşullar altında yaşıyor. Ancak bu zor şartlara rağmen kamplarını onur ve mücadele merkezlerine dönüştüren göçmenlerin yüreğindeki direniş ateşi sönmedi.
Kamplarda kalan işgal altındaki Efrîn-Şehba Kantonu’ndan mülteciler, içinde bulundukları zor şartlara, memleketlerine ve evlerine duydukları özleme ilişkin ajansımıza konuştu.
İşgal altındaki Efrîn kentinden olan Yasmîn El Elî, “Göçmenlerin içinde bulunduğu insani durum çok zor. Çadırlar, onları ne gün içindeki sıcaktan ne de kışın soğuğundan koruyabiliyor. Hem çocuklar hem de yaşlılar arasındaki hastalık durumları artıyor. Sıcak havalarda akrep ve yılanlar ortaya çıkıyor ve bu da kamplardaki zorlu yaşam koşullarını daha da zorlaştırıyor” dedi.
Göçmenlerin bu durumlara karşı sağlam durmasını sağlayan şeyin güvenlik olduğuna dikkat çeken Yasmîn El Elî, “Aynı zamanda göçmenler, memleketlerinde güvenliğin sağlanmasını ve güvenli geri dönüşü talep ediyor” ifadelerini kullandı.
Yasmîn El Elî, uluslararası güçlere göçmenlere karşı sorumluluklarını yerine getirmeleri çağrısında bulunarak, “Efrîn halkı topraklarını unutmaz, ne zaman olursa olsun topraklarına geri dönecekler” diye konuştu.
SUÇLAR DEVAM EDİYOR
Mustefa El Mûsa ise Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) Şam iktidarıyla yaptığı anlaşmaya rağmen Efrîn’deki ihlallere ve işlenen suçlara ilişkin şöyle konuştu: “Uluslararası garantiler ve halkın güvenliği sağlanmadan Efrîn ve Şehba’ya geri dönmek mümkün değildir.”
Kamplardaki insani durum üzerine konuşan Nûrî Toran adlı göçmen, sıcak havalarda çocukların hastalığa yakalandığını, çıkan fırtına ve şiddetli rüzgarların çadırları yıktığını ve bunun da göçmenlerin yükünü artırdığını söyledi.
Kampta bir sağlık noktası var ve günde 30’dan fazla hasta çocuğa bakıyor. Bunların çoğu ishal, güneş çarpmasına bağlı yüksek ateş ve akrep sokması vakaları oluşturuyor. Cilt ve deri hastalıkları gibi diğer hastalıklar da kirli sudan kaynaklanıyor. Ayrıca insanların hemen hastaneye kaldırıldığı vakalar da var.
Tüm bunlarla birlikte Toran, göçmenlerin güvenliği geri dönüş ve Efrîn’de güvenliklerinin sağlanması ısrarlarının devam ettiğini belirterek, “Ya güvenli ve onurlu bir yer ya da onurla ve başımızın dik olduğu çadırlar” ifadesini kullandı.
Rozelîn Ehmed, akrep, yılan ve kanalizasyonlar için ilaçlamaya da ihtiyaç olduğunu ve çünkü kirli suyunda hastalıklara neden olduğunu söyledi.
(df)
ANHA