EUTCC Başkanı: Önder Abdullah Öcalan için herkes harekete geçmeli

EUTCC Başkanı Karian Therese Westerheim, siyasi yetkililere, Kürt temsilcilerine ve kamuoyuna Önder Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için harekete geçme çağrısında bulundu.

EUTCC Başkanı: Önder Abdullah Öcalan için herkes harekete geçmeli
16 Feb 2024   03:58
HABER MERKEZİ

İmralı Zindanı’nda Önder Abdullah Öcalan'a yönelik ağırlaştırılmış tecride ve yürütülen fiziki özgürlük eylemlerine ilişkin Hawar Haber Ajansı’na (ANHA) konuşan Avrupa Türkiye Yurttaş Komisyonu (EUTCC) Başkanı ve Kürt sorunu konusunda araştırmaları olan Karian Therese Westerheim, önemli değerlendirmelerde bulundu. 

Önder Abdullah Öcalan'ın durumuna dikkat çekmek için dünya genelindeki insan hakları örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının yürüttüğü eylem ve çalışmalara katıldığını anlatan Karian Therese Westerheim, “Kürt siyasetçileri ve temsilcileri, Önder Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü için ulusal ve uluslararası düzeyde diplomatik çabalarını her zamankinden daha fazla artırmalıdır” dedi.

SİYASİ TUTSAK

Karian Therese Westerheim, "siyasi tutsak"ın ne anlama geldiği konusunda şunları söyledi: "Siyasi tutsak, siyasi ideolojisi ya da ideolojik fikirlerini paylaştığı için tutuklanan kişidir. Zindan siyasi görüşe karşı bir ‘şiddet’ aracı olarak kullanılıyor. Türkiye'de ve uluslararası arenada ünlü siyasi tutsaklardan biri Önder Abdullah Öcalan'dır. Önder Abdullah Öcalan ve siyasi ile ideolojik gücü Özgürlük Hareketini ve milyonlarca insanın hayatını değiştirdi. Türkiye ve sınırlarının dışında da Özgürlük Hareketi’ne ilgi büyük oranda arttı."

TECRİT KOŞULLARI

Tecridin siyasi tutsaklar üzerindeki etkilerine dikkat çeken Karian Therese Westerheim, "Tecridin siyasi tutsaklar üzerinde birçok yönde etkileri bulunuyor. Tecrit altındaki bireylerin ruh sağlığının korunmasına yönelik çabalar birçok alanın desteğine ihtiyaç var. Akıl sağlığı konusunda da hizmetleri de olmalı. Tutsakların sağlıklarının korunması ve iyileştirilmesi için zindan koşullarının iyi olması ve düzeltilmesi gerekiyor. Ama gerçekte İmralı’da hiçbir iyi koşul ve ortam yoktur. CPT raporları da bunu doğruluyor" dedi.

TECRİDE KARŞI MÜCADELE

Karian Therese Westerheim, Önder Abdullah'ın tecrit koşullarıyla karşı karşıya kalmasının nedenlerini şöyle anlattı: "Siyasi tutsaklar için uzun süreli tecrit, tutsaklar üzerinde derin ve büyük psikolojik etkiler yaratabilir. Tutsaklarda stres ve kötü sonuçlara neden olabilir, fiziki yapısı için de olumsuz sonuçlar doğurabilir. Psikolojik etkiler zamana, mekana ve tutsağa göre değişir. Ancak ortaya çıkan soru şudur: Önder Abdullah Öcalan, ağır tecrit koşullarına ve dışarıyla ilişkisi kesilmesine rağmen güçlü fikir gücünü büyük ölçüde nasıl koruyabiliyor? 3 yıldır tecrit sürüyor ve dünyayla bağlantısı kesilmiş durumda. İmralı dışında kimse onun durumunun ne olduğunu, fiziksel ve psikolojik durumunun ne olduğunu, nasıl baş ettiğini kimse bilmiyor. Dışarıdakiler olarak ancak, Önder Abdullah Öcalan'ın hala hayatta olduğunu, eylemlerini ve mücadelesini sürdürdüğünü söyleyebiliriz. Önder Abdullah Öcalan, dışarıdakilerin İmralı'da olup biteni bildiğini biliyor. Belki de bu bilgi ve inanç ona da kendini yalnız hissetmeme gücünü veriyor.

BARIŞI SAĞLAMA GÜCÜ VAR

Üç yıl önce avukatlar ve yakınları düzenli olarak onları ziyaret ediyordu, dışarıdaki siyasi durumu onunla paylaşabiliyordu ve Önder Abdullah Öcalan da mesajlarını paylaşabiliyordu. Tüm bunlar uzun zaman önce de yapıldı ve tüm bağlantıları kesilmişti. Önder Abdullah Öcalan’ın da bu konuda deneyimleri var ve nasıl davranacağını biliyor. Önder Abdullah Öcalan, halkın onu desteklediği konusunda umudunu koruyor. İdeolojik ve politik çalışmalara devam edecek enerjiye sahip olduğunu umuyoruz. Önder Abdullah Öcalan'ın bir aydın olarak görülmesi gereken birçok alanda bilgisi var. Hem Kürtlere hem de tüm dünyaya ilham veren zengin yazıları var. Önder Abdullah Öcalan, Kürt halkı ve genel olarak Türk toplumu için barışı sağlayabilecek, barış müzakerelerin birinci muhatabıdır. Şahsi umudum, Önder Abdullah Öcalan'ın durumuna odaklanma ve Kürt sorununun çözümü için yurt dışında yapılan tüm eylemler ona enerji ve çalışmalarını kararlı bir şekilde sürdürme gücü veriyor."

‘ÇÖZÜM GELİŞTİRİLMELİ’

Tecridin kaldırılmasına karşı yürütülen çalışmalara dikkat çeken Karian Therese Westerheim, "Zindan koşullarının iyileştirilmesi ya da özgürleşmesi yönünde çağrılar yapılıyor. Çeşitli hamleler ve diplomatik çalışmalar yürütülüyor. Kürt hareketi ve hükümet kurumu olmayan birçok sivil toplum kuruluşu dünyadaki insan hakları örgütleri, Önder Abdullah Öcalan'ın durumuna dikkat çekmek için yürütülen çalışmalara katıldılar. Türk devleti ve PKK arasında yeni barış görüşmeleri için çözümler ve öneriler var. Örneğin, bunlardan biri 'Abdullah Öcalan'a özgürlük ve Kürt sorununa çözüm' hamlesi gibi. Bu amacı gerçekleştirilmesi için Birleşmiş Milletler veya Avrupa Birliği gibi uluslararası kuruluşları harekete geçirecek diplomatik bir çalışmalar yürütmeli ve ilgili tarafları harekete geçirecek adımlar atılmalıdır. Tarafların çözüm bulmak için diyaloğu teşvik edilmeli, Türk hükümetine hukuka, anlaşmalara ve uluslararası standartlara uygun hareket etmesi için baskı yapılmalı, yine diyalog sürecine katılmaya zorlanması gerekiyor. Aktivistler ve sivil toplum örgütleri de konuya ilişkin anlayış düzeylerini geliştirebilir, insan haklarını koruyabilir, Önder Abdullah Öcalan’ın etrafındaki sorunlara ve Kürt sorununa çözüm için diyalog geliştirebilirler.

DAHA FAZLA ÇABA GEREKİYOR

Siyasi yetkililer ve Kürt temsilcileri ulusal ve uluslararası düzeyde diplomatik çalışmalara her zamankinden daha fazla katılması gerekiyor. Türk hükümeti ile Kürt temsilcileri arasındaki diyaloğun başlaması çok önemli bir konu ve bunun için de diyalogları kolaylaştıracak üçüncü bir tarafın olması gerekiyor” dedi.

(ma)

ANHA