Dêrazor’da komünal yaşamın bir örneği: Fez’a kültürü

Dêrazor Kantonu’ndaki “Fez’a” kültürü, bölge halkında birlik içinde yaşama anlayışını inşa ederek toplumsal dayanışmayı sağlıyor.

Dêrazor’da komünal yaşamın bir örneği: Fez’a kültürü
Dêrazor’da komünal yaşamın bir örneği: Fez’a kültürü
Dêrazor’da komünal yaşamın bir örneği: Fez’a kültürü
Dêrazor’da komünal yaşamın bir örneği: Fez’a kültürü
Dêrazor’da komünal yaşamın bir örneği: Fez’a kültürü
Dêrazor’da komünal yaşamın bir örneği: Fez’a kültürü
Dêrazor’da komünal yaşamın bir örneği: Fez’a kültürü
Dêrazor’da komünal yaşamın bir örneği: Fez’a kültürü
3 Jun, 2025   05:11
DÊRAZOR
FATIMA EL EBID

“Fez’a” kavramı, doğrudan çevirisi yapıldığında ‘yardım ve dayanışma’ anlamına gelen Arapça bir kelime. Dêrazor Kantonu’nda Fez’a kültürünün kök damarları derin aşiret geleneklerine dayanıyor. Bölge halkının yas, kutlama, tarım ve evlerini inşa ederken birbirleri ile dayanışma içerisinde yardımlaşmayı ölçü alan Fez’a kültürü, bunların yanı sıra ihtiyaç sahipleri ve  yoksul ailelere insani yardıma teşvik ederek toplumsal vicdanın aktifleşmesini sağlıyor.

İnsani yardım ve dayanışma çalışmaları davetsiz plansız kendiliğinden yapılır. Bu yüzden yöre halkı Fez’a kültürünü ahlaki-politik toplumun bir mirası olarak korur ve sürdürücü olur.

KADINLAR VE GENÇLER AKTİF ROL ALIYOR

Fez’a geleneğinde ev inşa etmekten onarıma, toplumsal kampanyalardan hasat ekimine dek tüm toplumsal faaliyetlerde ve çalışmalarda kadınların ve gençlerin aktif rolü var.

Öte yandan Fez’ kültüründe yaşlı insanlar da uzun yaşam deneyimlerinden çıkarmış oldukları hayat derslerini nasihatler ve öneriler şeklinde sunuyor.

Fez’a geleneğinin öncülük eden Dêrazor Kantonu’nun Hecîn kentindeki Xalid El Ibêd adlı yurttaş, bu geleneğe ilişkin şu bilgileri veriyor: “Toprağımız ve halkımıza karşı kendimizi sorumlu gördüğümüz için yardımlaşıyoruz. Fez’a kültürü halen toplumda canlılığını koruyan, sevilen bir gelenektir. Yaşadığımız kültür, kısa vadeli bir yardımlaşmadan ibaret değildir. Aileler, akrabalar ve komşuların birbirleriyle dayanışma içerisinde olmalarının bir sembolüdür. Çocukluğumuzdan beri hasat mevsiminde, pamuk toplarken veya ortak çalışma gerektiren pek çok işte halkın bir araya geldiğine şahit oluruz.”

El Ibêd ayrıca fez’a kültürünün bir örneği olarak, “Bugün Hecîn kentinden bir grup genç toplandık ve komşumuzun tarım arazisinde ellerimizle arpa biçiyoruz” dedi.

Dışardan kimsenin kendilerine yardım etmesini beklemediklerini belirten El Ibêd, şöyle konuştu: “Komşularımıza, akrabalarımıza ve halkımıza insani bir görev olarak yardım ediyoruz. Yarım ettiklerimiz de bize aynı sorumluluk bilinciyle yardımcı oluyor. Geleneğimiz yeni değil, bize atalarımızdan kalan değerli bir miras ve biz bu mirasımızı korumak istiyoruz.”

Fez’a geleneği ile yaşayan Anas Abduletîf adlı yurttaş da şunları ifade ediyor: “Bizler başkalarına yardım etmeyi sıradan, geçici bir görev olarak görmüyoruz. Toplumumuzun genelinde hakim olan bu gelenek, büyüklerimizden ve aşiretimizden aldığımız birlikte yaşam ilkemizdir. Bu geleneği çocuklarımıza da aktarmak istiyoruz. Yaşlı, genç ya da kadın erkek ayrımı yapmadan herkesin kendi gücüne göre katıldığı geleneği yaşatan tarihi bir toplumuz.”

‘AKIŞKAN BİR NEHİR GİBİ…’

Başkalarına yardım etmeyi “akışkan bir nehir” olarak betimleyen Ebduletîf, “Eğer nehrin akışı durursa kurur. Bu yüzden gelecek neslimiz olan çocuklarımıza Fez’a kültürüne göre yetiştirmeye çalışıyoruz. Dayanışma içerisinde birlikte ortak yaşama ilkemize göre çocuklarımızda bilinç oluşturmaya çabalıyoruz. Bizler için Fez’a kültürünü yaşamamak, köklerimizi terk etmek demek” şeklinde konuştu.

Komünal yaşamın bir örneği olan Fez’a kültürünün toplum içerisinde güncel kalmasını ve yarattığı insani değerlerin bölgenin ötesine geçmesi dileyen Anas Ebdulatîf, sözlerini şu ifadeler ile tamamladı: “Fez’a sıradan bir gelenek olarak görülmemeli. Fez’a bizler için insani ölçüleri ve dayanışma içerisinde komünal yaşamı öğrendiğimiz bir okuldur.”

(ca/cj)

ANHA