Başlangıcından Baas’ın devrilişine Suriye halk ayaklanmalarının 14 yılı - 2

Dosyamızın ikinci bölümünde Suriye krizine çözüm iddiasıyla yapılan başarısız toplantılar, işgalci Türk devleti ile Baas rejimi yakınlaşması, Suriye rejimi ve Arap normalleşmesi, rejimin çöküşündeki aşamalar, Suriyelilerin hedeflerine ulaşma hayalleri ve karşılaştıkları engeller konularına mercek tutacağız.
SONUÇSUZ KALAN GÖRÜŞMELER
30 Haziran 2012’den itibaren İsviçre’nin Cenevre kentinde, Suriye sahasında birbirine ters düşen güçler arasında sözde krizin çözümünü öngören çok sayıda toplantı yapıldı. Ancak Suriye halklarının gerçek temsilcilerinin davet edilmemesi, taraflar arasında derinleşen çelişkiler ve daha birçok sebep, bu toplantıların boşa çıkmasına neden oldu.
30 Aralık 2018’den itibaren Rusya’nın Soçi kentinde Türk devletine bağlı çetelerin temsilcileri ile Baas rejim temsilcilerinin bir araya geldiği ‘Suriye Diyalog Görüşmeleri’ başladı. Batı ülkeleri, partiler ve Suriye’deki aktif hareketler görüşmeleri boykot etti.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, bir buçuk yılı aşkın süren görüşmelerin ardından 23 Eylül 2019'da bir ‘anayasa komitesi’ kurulduğunu duyurdu. Söz konusu komite Rusya, Türkiye ve İran tarafından da onaylandı. Ardından sözde komite İsviçre’nin Cenevre kentinde birçok toplantı düzenledi.
Bahsi geçen sözde komite 8 toplantı gerçekleştirdi ancak rejim, muhalefet ve sivil toplum olarak lanse edilen taraflar, ülke için bir anayasa hazırlayamadı.
Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’nin başarısı üzerine Süveyda bölgesi halkı da aynı projeyi hayata geçirmeye çalıştı. Hatta Baas rejim güçlerinin rolünü bir dereceye kadar zayıflattı. Gençler askerliği reddetti, yerel güçler ve siyasi meclisler oluşturuldu. Bunun üzerine Baas güçleri ile Süveydeli halk arasında çatışmalar çıktı. Kentteki halk eylemleri devam etti. Süveyde’deki sivil toplum örgütleri ve partiler, halk ayaklanmalarını örgütlemek için yerel yönetim komitelerinin kurulması çağrısı da yaptı.
TC VE BAAS YAKINLAŞMASI
2022’de Suriye krizi açısından büyük bir olay yaşandı. Yıllar süren Baas rejimi ve Ankara düşmanlığı ve Türk devletinin Suriye topraklarındaki işgalleri sonrası her iki taraf arasında yakınlaşma süreci başladı. 19 Temmuz 2022’de Tahran’da gerçekleşen Astana zirvesinin ardından başlayan süreçte yine aynı yılın 6 Ağustos’unda Putin ve Erdoğan Moskova’da bir araya geldi. Putin bu toplantıda Erdoğan’dan Baas yönetimi ile ilişkilerini iyileştirmesini önermişti. Ardından Rusya, Türkiye ve Suriye Baas rejimi savunma bakanları Moskova’da bir araya gelmişti.
ARAP ÜLKELERİ VE ESAD İLİŞKİLERİ
6 Şubat 2023 depreminde birçok Arap ülkesi Baas rejimine insani yardımda bulundu. Oluşan atmosferle Beşar Esad, yıllar sonra ilk kez Umman’ı ziyaret etti. Öte yandan Rusya’nın da Esad’ı Arap Birliği’ne yeniden katılımını sağlamak girişimleri oldu. Fakat bu girişimlerin ne ekonomik ne de siyasi bir yansıması oldu. Arap ülkeleri Esad’ın İran ve Hizbullah’tan uzaklaşmasını, ülkede siyasi reformlar yapmasını istiyordu ama Esad eski alışkanlıklarını sürdürmekte ısrar etti.
TÜRK DEVLETİ ASTANA ORTAKLARINI KANDIRDI, BAAS REJİMİ DEVRİLDİ
Suriye’de yaşanan bunca savaşa, yıkıma ve krize rağmen Baas rejimi mevcut otoriter, inkarcı, dışlayıcı politikalarından vazgeçmedi. Dış ilişkilerinde de Rusya’nın girişimlerine ve batının İran’dan uzaklaştırma baskılarına cevap olamadı. Tüm bunlar Baas rejimine karşı bölgesel ve uluslararası karşı pozisyon ortaya çıkardı. Baas rejiminin özellikle Lübnan Hizbullahı ile ilişkileri, rejimin düşüşünü hızlandıran başlıca etkenlerden biri oldu.
Esad yönetiminin devrilmesi sürecinde Türkiye’nin rolü belirginleşmeye başladı. Son yıllarda Suriye’deki demokrat, ulusal ve sivil güçleri bertaraf etme rolünü üstlenen Türk devleti, Uygur ve Çeçenler başta olmak üzere birçok çeteyi bünyesinde barındıran İslamcıları güçlendirdi. Nihayetinde Heyet Tahrir El Şam, eski adıyla El Nusra Şam yönetimini ele geçirdi.
REJİMDEN SONRASI: UMUT, KORKU VE ZORLUKLAR
Suriyelilerin yıllar süren zulmü ve adaletsizliği bitirme hayallerine karşı Şam’daki yeni yönetim etnik, kültürel, mezhepsel ve ulusal çeşitliliği göz önüne aldığımızda büyük bir sınav ile karşı karşıya. Şimdiye kadar ortaya çıkan pratik, Şam’daki yeni yönetimin bu sınavlarda başarılı olmadığını gösteriyor. Suriye’nin sahil kentlerinde yaşayan Alevilere dönük katliamlar gerçekleşti. Ayrıca şimdiye kadar yapılan ‘diyalog konferansı’ ve ‘anayasa taslağı’ hazırlıkları ve aşamalarında Suriye bileşenlerinin çoğu yer almadı.
Yeni Şam yönetiminin karşı karşıya kaldığı sınavların bir diğeri de siyasi, askeri ve ekonomik etkisini kullanmaya çalışan Türkiye ve diğer ülkeler. Bununla birlikte Suriye’nin çoğulcu doğasına disiplinsiz aşırılıkçı silahlı gruplar.
Suriyeli muhalif Ali Emin, Baas rejiminin dağılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu: “Esad rejim Rusya, İran ve Türkiye’nin kendisini terk etmesi nedeniyle artık yönetime devam edemedi. Çeşitli yapılar yönetime el koydu ve uluslararası anlaşmalara göre Ahmed El Şara ya da diğer adıyla Ebu Muhammed El Colani geçiş dönemi başkanı ilan edildi.
Esad rejiminin devrilmesi ne yolun sonudur ne de devrimin bitmesidir. Evet, devrim Esad’ın devrilmesinden sonra başlar ve bu demokratik, sivil, özgür bir ülke inşa ederek, adil bir yurttaş ve ülke inşa ederek, yasalarla yönetilen bir ülke inşa edilerek kendini gösterir. Rejimin devrilmesinin ardından geçen süre içinde güvenlik, ekonomik ve siyasi olarak Suriye, istikrarsız görünüyor. Suriye’nin belirsizliğini şekillendirecek son adımları beklemekteyiz hala.
Geçici hükümet devrimin amaçlarına ulaşacağını iddia ediyor. Fakat sahada bu konuda hiçbir şey yapmıyor. Suriyeliler halen Suriye geçiş dönemi başkanı tarafından açıklanan yol haritasının uygulanmasını bekliyor. Suriye halkı, hakikatinde Esad rejimine değil, tüm yozlaşmış sisteme karşı, toplumsal dışlanmaya karşı, diktatörlüğe karşı ayaklanmıştır.
Bu hükümetten ve onun yöneticilerinden istenen, Suriyelilerin hayalleri için çalışmaktır. Suriye’nin etnik, ulusal ve toprak bütünlüğünü korumak, özgür ve demokratik bir sistem oluşturmak, hukuku ve güvenliği tesis etmek, Suriyelilerin hayalleri bunlar. Bunların gerçekleşmesinde eksiklik yaşanırsa Suriye’deki siyasi mücadele, devrimin nihai hedeflerini gerçekleştirme mücadelesi devam eder.”
(cj)
ANHA