Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın etkisi-Xeyrî BARAN

Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın etkisi-Xeyrî BARAN
27 Apr, 2025   05:10

Önder Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” sadece Kürdistan ve Türkiye’de değil Ortadoğu’da da büyük bir etki oluşturdu. 

Ortadoğu tarihini ve gerçekliğini en iyi Önder Apo bildiğinden, hem bilimsel hem de felsefik olarak çözümleyip analiz ettiğinden dolayı çözüm yollarını da belirlemiş.

Kapitalist modernite sisteminin bölge üzerinde yüzlerce yıl devam eden politikaları, bu tarihi çağrıyla birlikte eskisi gibi devam etmeyecek.

Dünyadaki egmen güçler ve kapitalist sistem, yüz yıl önce çizdikleri ulus devlet sınırlarıyla bölge halklarının başına büyük bir bela getirdiler ve diğer bir değişle onlara ateşten bir gömlek giydirdiler.

Yıkıcı ve kötü zihniyete sahip iktidarların kurulmasıyla halka karşı soykırım, açlık, katliam ve sürgün gibi politikalar uygulandı.

Bu durum halkı adeta nefes alamaz hale getirdi ve bu baskı durumundan kurtulmak için halkı çareler ve kurtarıcılar aramaya sevketti.

Kürt halkının Önder Abdullah Öcalan öncülüğünde 50 yıldır verdiği Özgürlük ve Ulusal Kurtuluş Mücadelesi bölgede birçok önemli değişimi beraberinde getirdi.

Bu mücadele bölge halkının gözünü ve zihnini açmış, onları uyarmış ve bölgede kurulan kölelik düzenine karşı arayış ve sorgulumaya yöneltmiş.

Bölge halkı kurtuluşunu yalnızca barış, özgürlük, demokrasi gibi temel değerlerde görüyor. Bunu gerçekleştirmek için de zorlu bir mücadeleye ihtiyaç var. Bu mücadele Kürdistan’da başladı ve Ortadoğu’da zihniyet devriminin önünü açtı.

Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’yla birlike Kürdistan ve bölgede artık hiçbir şey eskisi gibi yürümeyecek. Çağrının üzerinden 2 ay geçmesine rağmen bölgede, özellikle Irak, Suriye, Lübnan, Filistin, Ürdün, ve Türkiye’de bu tarihi çağrının etkisi net bir şekilde görülüyor.

Örgütlerden tutun devletlere kadar herkes bu çağrıyı tartışıyor ve yeni sürece göre durumlarını gözden geçirmeye çalışıyorlar.

Türkiye, Suriye, İran ve Irak devletleri, Kürt sorununu çözmedikleri sürece, ekonomik, sosyal ve siyasi kirizlerden kurtulamaz. Bu devletlerin demokratikleşmesi ve gelişmesinin başlıcı temel şartı Kürt halkının gerçeğinin tanınmasıdır. Çünkü bu devletler artık bu ağır yükü kaldıramaz hale geldi. Kürt sorununun oluşmasında büyük rolü ve sorumluluğu olan kapitalist modernite sistemi de artık bu yükü taşıyamaz hale geldi. Bu nedenle Kürt sorununun çözümü artık herkes için acil bir mesele haline gelmiştir.

Kürt sorunun çözüm yolu da bu devletlerin demokratileşmesiyle mümkün. Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı bunun için yol gösteriyor. Ulus devlet zihniyetinin neden olduğu olan ırkçılık ve faşizm hastalığının üstesinden gelebilmek için Önder Apo’nun tarihi çağrısının içeriğinin iyi anlaşılması gerekmekte.

Bu tarihi çağrıyla Ortadoğu köklerine dönecek ve yüzyıllardır özlediği barışa, özgürlüğe ve demokrasiye yeniden kavuşacak.

(df)

ANHA