18 Mayıs: Kürt ve Türk halkının Devrimci Mücadele Şehitlerini andığı gün

18 Mayıs, Kürt ve Türk halkları için devrimci mücadele ve direnişin sembol günü. Kürdistan Özgürlük Hareketi, 18 Mayıs’ı ‘Şehitler Günü’ ilan ederek devrimin ve devrimcilerin direniş mirasına sahip çıktı.

18 Mayıs: Kürt ve Türk halkının Devrimci Mücadele Şehitlerini andığı gün
18 May, 2025   03:50
HABER MERKEZİ
EKREM BEREKAT

Mayıs ayı Kürdistan Özgürlük Hareketi tarafından ‘Şehitler Ayı’ olarak anılır ve özel bir yer alır. 18 Mayıs ise TİKKO Önderi İbrahim Kaypakkaya ile PKK’nin öncü kadroları Haki Karer, Halil Çavgun, Ferhat Kurtay, Necmi Öner, Mahmut Zengin ve Eşref Anyık’ın şehadetleri ile ‘Şehitler Günü’ olarak anılır. 

SER VERİP SIR VERMEYEN İBRAHİM KAYPAKKAYA

1949’da Çorum’un Sungurlu ilçesine bağlı Karakaya köyünde Türkmen Alevi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. 1972’de TKP/ML-TİKKO’nun (Türkiye Komünist Partisi Marksist Leninist - Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu) kuruluşunu ilan eder 24 Ocak 1973’te Dersim’de işgalci Türk ordusu ile girdiği çatışmada yaralanır. Yaralı kurtulduğu çatışmadan günler sonra bir köye gider ve köyün öğretmeninin ihbarı sonucu esir düşer. 18 Mayıs 1973’te ise Amed zindanında işkenceyle katledilir.

Önder Apo, Demokratik Uygarlık Manifestosu’nun 5’inci kitabı ‘Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü: Kültürel Soykırım Kıskacında Kürtleri Savunmak’ta Kaypakkaya ve diğer devrimci önderlerin şehadetinden nasıl etkilendiğini ve bunun kendi çıkışında nasıl bir rol oynadığını şöyle anlatıyor:

“THKP-C Önderi Mahir Çayan’ın önce Hüseyin Cevahir’le birlikte Maltepe’de direnişi, Hüseyin’in şehit düşmesi, kendisinin yaralı olarak yakalanması ve cezaevine konulması, ardından cezaevinden kaçışı ve dokuz yoldaşıyla Kızıldere’de şehadete erişmesi oldukça etkileyiciydi. THKO Önderi Deniz Gezmiş ve iki yoldaşının idama götürülüşlerini görmüştüm. TİKKO Önderi İbrahim Kaypakkaya’nın aynı dönemde Diyarbakır Zindanında işkenceye karşı direnerek şehadete ulaşması da etkileyiciydi. Her üç önderin Kürt halk ve ulus gerçekliğini hayatları pahasına dile getirişlerine tanık olmuştum. Şüphesiz ikinci sırada gelen bir dizi başka etmenle birlikte, gençliğin bağrından çıkan bu önderlerin hakikat uğruna şehadetleri beni kendi öz gerçekliğim üzerine yürümeye cesaretlendiren temel etkenlerdi.”

KÜRT ÖZGÜRLÜK HAREKETİ’NİN İLK ŞEHİDİ: ORDULU HAKİ KARER

30 Mart 1972'de THKP-C Önderi Mahir Çayan ve 9 arkadaşı, Tokat’ın Niksar ilçesine bağlı Kızıldere köyünde işgalci Türk devletinin kolluk güçleri tarafından katledilir. Ankara’daki devrimci öğrenciler katliama karşı eylemler yapar. Önder Apo da bu öğrenciler arasındadır ve üniversitede bildiri dağıtırken tutuklanır. Önder Apo zindanda Deniz Gezmiş ve arkadaşları Yusuf Aslan ile Hüseyin İnan’ın idama götürülüşüne tanık olur. 7 ay sonra zindandan çıkan Önder Apo, zindandan bir arkadaşının tavsiyesi üzerine Haki Karer ve Kemal Pir ile tanışır ve aynı evde yaşamaya başlar. Karadenizli bu iki devrimci ile tanışma, daha sonra Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’nin başlangıcına dönüşür.

Kürdistan devrimini başlatan çekirdek kadroda yer alan Haki Karer, Ordu’nun Ulubey ilçesinde 1950 yılında yoksul bir Türk ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. İlk ve ortaokul ile liseyi memleketi Ordu'da okuyan Karer, daha lise yıllarındayken sol ve sosyalist görüşleri benimsedi. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik bölümünü kazanarak Ankara’ya gider. Burada Deniş Gezmiş, Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya’nın devrimci mücadelesinden etkilenir. 1972 yılının sonbaharında Önder Apo’yu tanır ve düşüncelerinden etkilenir.

Haki Karer, Önder Abdullah Öcalan’ın en yakın yoldaşı olur, Apocu gruba katılır. Haki Karer, 1973’te kurulan Ankara Demokratik Yüksek Öğrenim Derneği’nde (ADYÖD) devrimci öğrenci örgütünde Önder Apo ile birlikte aktif olarak yer alır. Böylece 12 Mart 1971 darbesinden sonra bir kez daha devrimci gençliği bir araya toplamayı başarırlar.

Üniversiteyi son sınıftayken terk eden Haki Karer, Apocu grubun Kürdistan’a dönüş kararının pratikleşmesinde öncülük eder. 1975-1977 yıllarında hareketin Kürdistan’ın birçok kentinde yayılmasında öncü olan Haki Karer, en zor görevleri üstlenir. Batman, Ağrı, Adana ve en son Antep’te işçiler, öğrenciler ve gençler arasında grubun örgütleme çalışmalarını yürütür. Bu dönemde ‘Apocular’ olarak adlandırılan ve kendilerine ‘Kürdistan devrimcileri’ diyen grup büyüyerek ses getirmeye başlar. İşgalci Türk devletinin işbirlikçileri de gruba karşı komplo ve saldırılara başlar. Dilini bilmediği bir halka özgürlüğü ve sınıf mücadelesini anlatan Haki Karer, 27 yaşındayken 18 Mayıs 1977 günü Antep’te bir kahvehanede Stêrka Sor adlı kontra-ajan yapılanmanın mensupları tarafından katledilir. Haki Karer’in katledilmesi, grubun Kürdistan’a ilk açılımına karşı bir saldırı olarak ele alınır. Kısa bir süre sonra grup, Haki Karer’i katledenlerden hesap sorar. Sergilenen tavır “yoldaşlarımızın kanı asla yerde kalmaz, intikamları muhakkak alınır” geleneğini yaratır. Haki Karer’i katleden Alaattin Kapan adlı kontra 1 Mayıs 1978’de cezalandırılır.

ÖNDER APO’NUN ŞEHİT HAKİ KARER ÜZERİNE DEĞERLENDİRMESİ

Önder Apo, Haki Karer’i ‘gizli ruhumdu’ sözleriyle tanımlar ve anısına sahip çıkmak için Dîlok’ta (Antep) ‘Proleter ve Enternasyonalist Devrimci Haki Karer’in Anısına’ başlıklı bir yazı kaleme alır. Ardından bu metin genişletilerek PKK’nin programı haline getirilir ve ‘Kürdistan Devrimcileri’ adıyla bir kitap olarak dağıtılır. Bu kitap, Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin en eski yazılı belgesi olma niteliği taşıyor.

Önder Abdullah Öcalan’ın Şehit Haki Karer için şu değerlendirmede bulunuyor: “Haki Karer yoldaş, Kürdistan’daki mücadelenin bir özelliğinin aşırı fedakarlıklarla dolu olacağının bilincindeydi. Kürdistan’a Marksizmin taşınmasının gereğini kavradığı andan itibaren üniversitenin son sınıfını terk edip, yatağını sırtladığı gibi hiç tanımadığı ülkemize yönelmekte tereddüt etmedi. Beş kuruşu olmadığı zaman hamallık yaparak mücadeleyi yürüttüğü günler az değildir. Elde ettiği cüzi bir parayı en iyi şekilde harcar, ilerdeki günleri düşünerek, aç ve susuz kalması pahasına her zaman elde bir fon bulundurmaya özen gösterirdi. Kendisini yakından tanıyanlar, en yırtık elbiseleri kendisinin giydiğini, aylarca tek öğün basit bir kahvaltı ile yaşadığını unutmazlar.”

Haki Karer’in şehadet günü 18 Mayıs, Apocu kadrolar ve sempatizanları tarafından eylem günü ilan edilerek Riha, Amed, Elih, Dêrsîm, Harpêt (Elazığ) ve Serhed’de örgütlenme yapılır. Haki Karer’in şehadetinin birinci yıl dönümünde yani 18 Mayıs 1978’te Riha’nın Hilvan ilçesinde bildiriler dağıtılır, afişler asılır ve anma toplantıları düzenlenir. Bir okulda yapılan anma toplantısından sonra devletin kontraları okula saldırır. Saldırıda Apocu kadrolardan Halil Çavgun şehit düşer, 3 kişi de yaralanır. Halil Çavgun’un şehadetinin ardından kontra ve saldırgan aşiretlere karşılık verilir ve Özgürlük Hareketi tarihinde ‘Hilvan Direnişi’ olarak tanımlanan direniş başlar. Direniş sonucunda ilçedeki devlet yetkilileri ilçeden çıkarılır. 6 Mayıs 1979’da yapılan seçimlerde Hilvan Belediyesi kazanılır.

Önder Abdullah Öcalan yaptığı bir değerlendirmesinde, Haki Karer’in ile Halil Çavgun’un şehit edilmesi arasında bağlantı olduğuna dikkat çekerek şöyle der: “Nasıl ki Haki arkadaşın katledilmesi Kürdistan’a girişi engellemeye dönük bir saldırıysa, Halil arkadaşın katledilmesi de yerelde kökleşmeyi engellemeye dönük bir saldırıdır. Haki Karer yoldaşın katledilmesiyle, düşman Kürdistan Ulusal Kurtuluş Mücadelesi’ni durdurabileceğini sanmıştı. Ama düşmanın yanılgısı büyüktü. Devrimciler tüm güçleriyle işe koyularak, hareketi kitleselleşmeye doğru götürdüler. Sömürgeciler devrimci hareketi engellemek için bu kez de sosyal dayanakları olan yerel hain güçleri ve aşiretçi-feodal çeteleri devreye soktular. Yerli ajan-milis çeteleriyle resmi polisin ortak saldırıları sonucunda Halil Çavgun yoldaş katledildi.”

PKK’NİN KURULUŞU VE ŞEHİTLER GÜNÜ’NÜN İLANI

Haki Karer ve Halil Çavgun’un şehadetlerinin ardından grup daha da büyür ve 27 Kasım 1978’de Amed’in Lice ilçesine bağlı Fis köyünde yapılan ilk kongre ile Kürdistan İşçi Partisi (PKK) kurulur. Önder Abdullah Öcalan daha sonra yaptığı bir değerlendirmede PKK’nin kuruluşuna ilişkin, “Haki Karer yoldaşın anısına olan bağlılığımı partileşerek yerine getirdim” der.

10-15 Temmuz 1981’de 2’nci kongre öncesi düzenlenen ‘PKK Birinci Ulusal Konferansı’nda, 18 Mayıs ‘Şehitler Günü’ ve Mayıs ayı da “Şehitler Ayı” olarak ilan edilir.

DÖRTLERİN FEDAİ EYLEMİ

PKK’nin ilanından sonra işgalci Türk ordusu 12 Eylül 1980’de darbe yapar, yüzbinlerce insanı tutuklayıp, işkenceden geçirir, katleder. Tutuklananlar arasında Mehmet Hayri Durmuş, Mazlum Doğan, Kemal Pir, Ferhat Kurtay, Necmi Öner, Mahmut Zengin ve Eşref Anyik gibi çok sayıda PKK öncüsü de yer alır. Amed zindanında bulunan PKK kadroları ve sempatizanları, işgalcilerin işkencelerine karşı geliştirdikleri direnişle mücadelenin rengini ve yöntemini belirler. Bunlardan biri de “Dörtlerin Gecesi” olarak bilinen fedai eylemidir. 18 Mayıs 1982’de Amed zindanındaki baskı ve teslimiyet politikalarına karşı Ferhat Kurtay, Necmi Öner, Mahmut Zengin ve Eşref Anyık bedenlerini ateşe vererek şehit olur. Yangını söndürmek isteyen arkadaşlarına “Ateşi gürleştirin, üzerimize su döken haindir” diye haykırırlar. Arkalarında şu mesajı bıraktılar: “Bu eylem kesinlikle halka anlatılmalı. Bu eylem Mazlum arkadaşın eylemidir. Mazlum’un takipçileriyiz ve eylem doğru anlaşılmalıdır. Eylem ihanet, teslimiyet ve baskıya karşı gerçekleştirilmiştir.”

MAYIS AYI ŞEHİTLERİ

Mayıs ayında dört parça Kürdistan’da şehit olan binlerce devrimci, özgürlük mücadelesine damgasını vurdu. Mayıs ayının ‘Şehitler Ayı’ olmasına vesile olan şehitlerden bazılarını analım.

Abdülkadir Çubukçu, 1 Mayıs 1982’de İsrail’in bombardımanı sonucu Beyrut’ta şehit oldu.

2 Mayıs 1983’te Kandil’de KDP ile YNK arasındaki savaşta Kürt güçlerinin birlik ve ortak mücadelesi için çalışan PKK Merkez Komite Üyesi Mehmet Karasungur ve İbrahim Bilgin şehit oldu. 16 Mayıs 1997’de çoğu yaralı 83 özgürlük gerillası, sanatçı ve gazeteci, KDP’nin Hewlêr’deki hastaneye, kültür sanat merkezi ile iletişim merkezine yönelik saldırısında şehit oldu.

2 Mayıs 2016’da Amed’de Halk Savunma Güçleri (HPG) Komutanı Azad Sîser ve Çekdar Amed işgalci Türk ordusuyla girdikleri çatışmada şehit oldu.

İran zindanlarından bulanan devrimciler Şîrîn Elemhûlî, Ferzad Kemanger, Ferhad Wekîlî ve Elî Heyderiyan 9 Mayıs 2010’da İran rejimi tarafından idam edilerek şehit oldu.

11 Mayıs 1992’de Hozan Mizgîn (Gurbet Aydin) Tatvan’da işgalci Türk ordusunun bir saldırısında şehit oldu. 31 Mayıs 2005’te Amara (Ekin Ceren Doğruak) Başûrê Kurdistan’da bir kaza sonucunda şehit oldu. HPG gerillaları Êriş (Cengiz Özek) ve Andok (Ramazan Yıldız) 27 Mayıs 2012’de Kayseri’de fedai eylem ile şehit oldu.

(cj)

ANHA