​​​​​​​Kobanê saldırısının yıldönümünde: Bölge halkına karşı hala genel bir savaş devam ediyor-1

19 Temmuz 2012’de başlan Kuzey ve Doğu Suriye Rojava Devrimi’nin her adımında savaş vardı. Bölge halkının kazanımları düşman tarafların hoşuna gitmediği için her zaman kazanımları yok edilmek istendi.

Bugün 9’uncu yıl dönümünden bahsettiğimiz ve 15 Eylül 2014’te Kobanê savaşı, bölgeye karşı başlatılan savaşın halkalarından biridir. Ancak ilk halkası değildir.

ŞÊXMEQSÛD’TAN SERÊKANİYÊ VE KOBANÊ

Saldırıların ilki Halep’in Şêxmeqsûd Mahallesi’nde başladı. Türk devletine bağlı çete grupları, 2012’in kışında mahalleye işgal etmek amacıyla saldırdı. Ancak halkının direnişi bu girişimleri yenilgiye uğrattı. Buna rağmen mahalleye yönelik saldırılar durmadı.

Bundan birkaç ay sonra Cebhet El Nusra (Heyet Tehrîr El Şam) çeteleri 19 Temmuz Devrimi’nin kazanımlarını yok etmek ve işgal amacıyla Serêkaniyê’ey saldırdı. Ancak şehir halkının isyanı ve Rojavalı gençlerin büyük desteği, saldırıların başlamasından birkaç hafta sonra saldırıları yenilgiye uğrattı.

Bu arada Özgür Ordu, Cebhet El Nusra ve DAIŞ çeteleri, Efrîn, Kobanê ve Cizre kantonlarına yönelik farklı saldırılar gerçekleştiriyordu. Birçok cephede saldırıyorlardı. Ancak yine de yenilgiye uğradılar. Son olarak DAIŞ çeteleri güçlerini toparlayarak 3 cephenden Kobanê Kantonu’na saldırdı.

KOBANÊ’NİN KADER SAVAŞI

DAIŞ çeteleri, 15 Eylül’de çetelerden oluşan büyük bir güçle tank ve ağır silahlarla Kobanê Kantonu’nun batısındaki Teilk köyüne saldırdı. Bir gün sonra DAIŞ çeteleri, kantona güney, doğu ve batı cephelerinden saldırdı ve Kobanê’ye doğru geldi. 

DAIŞ terör örgütü o dönem güçlüydü. Irak’ın en büyük ikinci şehri olan Musul’u ve Irak’ın genel bir alanını işgal ettiler. Ayrıca Reqa şehrini işgal ederek 17. Tümen ve 93. Tugay’ın elinden alarak, onlarca tank ve büyük miktarda cephaneye el koydu.

DAIŞ, Musul’da İslam Halifeliği’ni ilan ettikten sonra DAIŞ’in yenilemeyeceği yönünde bir görüş ortaya çıktı. Irak ve Suriye ordusu dahil, önünde hiçbir güç durmuyordu. Ayrıca iki ülkenin geniş bölgelerini işgal ederek aralarındaki sınırları kaldırdı. İşgal edilen bu yüzey İngiltere’nin yüzölçümüne yakındır.

Ancak Kobanê’de bu denklem değişti. Saldırıların başlamasından 12 gün sonra DAIŞ, şehrin etrafındaki çoğu köyü işgal ettikten sonra şehrin çevresine yaklaştı. O dönemin olaylarını ve gelişmelerini takip edenler, Kobanê’nin kaderinin de aynı olacağını söylüyordu. Ancak Kobanê’yi savunan savaşçılar, DAIŞ’in saldırılarını kent sokaklarında bozguna uğrattı. Daha sonra düzensiz sokak savaşları başladı.

DAIŞ, 5 Ekim 2014’te stratejik öneme sahip Miştenûrê Tepesi’ni kontrol altına alarak Kobanê’nin mahallelerine girdi. Ancak şehirde toplanan savaşçılar, yeniden örgütlenerek sokak savaşlarına başladı.

Direnişin ilk işaretleri YPG ve YPJ savaşçılarının Özgür Ordu birlikleriyle birlikte Kobanê Volkanı Operasyon Odası’nı kurmasıyla ortaya çıktı. Dünya, direnişe tutum gösterdi ve DAIŞ’in yok edilmesi ve ona karşı direnişe destek için bir umut ışığı doğdu.

Kobanê savunucularının direnişi, DAIŞ’le Mücadele Uluslararası Koalisyonu’nu Kobanê ve çevresindeki çetelere yönelik hava saldırıları düzenlemeye itti. Uluslararası Koalisyon’a öncülük eden ABD’nin o dönem olan Savunma Bakanlığı sözcüsü olan John Kirby, bakanlık adına şunları söyledi: “Hava saldırıları tek başına yeterli değildir ve Kobanê'yi kurtarmayacaktır. DAIŞ’i yok edecek bir ordunun olması lazım.”

Saldırıların başlamasıyla birlikte Önder Abdullah Öcalan, Kobanê’yi savunmak için genel seferberlik ilan etti. Kürdistan’ın dört parçasındaki kentler ayağa kalktı, gençler Kobanê’ye akın etti. Silah alarak, şehir savunucularının yanında çetelerin saldırılarına karşı savaştılar. 7-8 Ekim’de ayağa kalkan Bakurê Kurdistan kentlerinden Kobanê’ye destek çağrısı yapıldı.

Kobanê direnişine destek her geçen gün arttı ve 1 Kasım, Dünya Kobanê direnişine destek günü olarak ilan edildi. Dünyanın birçok şehrinde destek gösterileri düzenlendi. O dönemde savunucular intihar saldırılarını tanklarla ve bombalı araçlarla bertaraf ediyor ve karşı savaşa hazırlanıyorlardı.

TÜRK DEVLETİNİN DAIŞ’E DESTEĞİ

DAIŞ’ın Irak ve Suriye’de ortaya çıkmaya başlamasından itibaren Türk devletinin adı DAIŞ’in mali ve istihbarat destekçisi olarak öne çıktı. DAIŞ’in Türk devletinin koordinasyonundan büyük güç aldığı ortaya çıktı. İşgalci Türk devleti, dünyanın dört bir yanında binlerce kişinin DAIŞ’e katılması için sınırlarını açtı.

İstanbul Havalimanı, Bakurê Kurdistan’daki Dîlok (Antep) ve Riha (Urfa) havalimanları ile Cerablus, Raî, Girê Spî şehirlerindeki havalimanları DAIŞ’e katılmak isteyen kişilerin için işgalci Türk devletinin ordusu ve istihbaratının koordinesinde çalışmaktaydı.

DAIŞ, Türk devletinin sınıra yakın kentlerinde yurt dışından gelen kişileri ağırlamak ve gruplarına katmak için misafirhaneler açtı. O grupları Suriye’ye ve oradan da Irak’a gönderdiler. Türkiye’deki hastaneler, her gün DAIŞ’in yaralı teröristlerini alarak tedavi ediyordu. İşgalci Türk hükümeti DAIŞ ile petrol ticareti yaptı ve DAIŞ’in en büyük mali kaynağıydı.

Rusya Savunma Bakanlığı vekili Anatoly Antonov, 2 Aralık 2015’te yaptığı açıklamada Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğa’ın ailesinin DAIŞ ile petrol ticaretinde doğrudan yer aldığını duyurdu. Antonov o dönem şunları söyledi: “Elimizdeki verilere göre Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ailesinin,  DAIŞ'in elinde olan petrol yataklarından yapılan yasadışı sevkiyatlarla doğrudan ilişkisi var.”

DAIŞ’in hedefi Suriye’nin Türk devletiyle olan sınırının tamamını işgal etmekti. Bu nedenle Kobanê’ye saldırdı, ancak işgalcilerin planları büyük bir direnişle karşı karşıya kaldı ve ardından yenilgiye uğradı.

Kobanê savunucuları, 134 gün sonra şehri kurtararak çetelerden tamamen temizledi. 26 Ocak 2015’te şehrin tamamen kurtarıldığını ve çetelerden temizlendiği duyuruldu. Ardından köylerin kurtarılması aşaması başladı.

Savaşçılar, birkaç gün içinde şehrin tüm köylerini kurtardı, DAIŞ’in Kobanê’ye saldırmak için kendisine merkez yaptığı; Sirîn, El Şiyûx ve Girê Spî gibi şehir ve beldelerini de kurtardı.

(df)

ANHA