‘Tecridin sürdürülmesi 1999 komplosunun tamamlanmasıdır’
Kapitalist sistemlerin Önder Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komployla gerçekleştiremedikleri planlarına tecritle ulaşmaya çalıştığını belirten siyasetçi ve hukukçular, Önder Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün insanlığın özgürlüğü olduğunu söyledi.
Önder Abdullah Öcalan, 24 yılı aşkın bir süredir İmralı Ada Zindanı’nda rehin tutulmakta ve 2 yılı aşkın bir süredir hiçbir bilgi alınamıyor. Önder Öcalan’ın fikir ve felsefesine inanan halkların tepkileri her geçen gün artıyor.
Suriye’nin Geleceği Partisi üyesi Ebdulqadir El Hisên, Önder Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplonun özgür düşünceye karşı en büyük komplolardan biri olduğunu belirtti. Ayrıca kapitalist sistemlerin Önder Abdullah Öcalan’ı rehin alarak halkları bölmek istediğine dikkat çekti.
ÖNDER ÖCALAN’IN FİKİRLERİNE İNANLAR BÜTÜN KOMPLOLARI BOŞA ÇIKARDI
El Hisên, kapitalist devlet sistemlerinin toplumlar arasında çatışma ve savaş çıkarmaya çalıştığını, bunun sonucunda planlarını uygulayarak halkı kölelik içinde tutmaya çalıştıklarını kaydetti.
Önder Abdullah Öcalan’ın rehin alınmasının bu amaçla yapıldığına işaret eden El Hisên, bu şekilde insanlığın özgürlük mücadelesi ve toplumların kölelikten kurtarılmasının önünün tutulmak istendiğini söyledi.
El Hisên, Önder Abdullah Öcalan’ın rehin alınması ve üzerindeki baskılara rağmen düşüncelerinin tüm halklara ulaştığını ve halkın Önderliğin düşüncelerinin sorunların çözümü olarak gördüğünü vurguladı.
Tecridin amacına ulaşmadığını belirten El Hisên sözlerini şöyle sürdürdü: “Önder Abdullah Öcalan’ın fikirlerine inananlar, çok sayıdaki deneyim yoluyla kendilerine karşı yapılan planları boşa çıkardı. Kuzey ve Doğu Suriye’nin durumu buna örnektir. Kuzey ve Doğu Suriye halkı, Önder Abdullah Öcalan’ın fikirleriyle hayata geçirdikleri Özerk Yönetim projesi yoluyla işgalci Türk devletinin bölgeye yönelik plan ve politikalarına karşı durdu. Ayrıca teröre karşı da durdular.”
‘İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ İHLAL EDİLİYOR’
Hukukçu Îmad El Hamed ise, Türk devletinin Önder Abdullah Öcalan’ı rehin tutarak ve tecrit uygulayarak uluslararası insan hakları sözleşmeleri ve yasaları ile 1948 İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni ihlal ettiğini belirtti. El Ehmed, bu nedenle uluslararası anlaşmaları ve yasaları kağıt üzerinde yazılı olmaktan ibaret olarak nitelendirdi.
El Ehmed, tecridin sonlandırılması ve Önder Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması yoluyla insanlığın kölelikten, zulümden ve despotizmden, kadınlarında ataerkil zihniyetten kurtulacağını belirterek, bütün bunlar yaşamın ana ilkeleri olduğunu, bunlar olmadan yaşamın olmayacağını kaydetti.
(df)
ANHA
‘Tecridin sürdürülmesi 1999 komplosunun tamamlanmasıdır’
Önder Abdullah Öcalan, 24 yılı aşkın bir süredir İmralı Ada Zindanı’nda rehin tutulmakta ve 2 yılı aşkın bir süredir hiçbir bilgi alınamıyor. Önder Öcalan’ın fikir ve felsefesine inanan halkların tepkileri her geçen gün artıyor.
Suriye’nin Geleceği Partisi üyesi Ebdulqadir El Hisên, Önder Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplonun özgür düşünceye karşı en büyük komplolardan biri olduğunu belirtti. Ayrıca kapitalist sistemlerin Önder Abdullah Öcalan’ı rehin alarak halkları bölmek istediğine dikkat çekti.
ÖNDER ÖCALAN’IN FİKİRLERİNE İNANLAR BÜTÜN KOMPLOLARI BOŞA ÇIKARDI
El Hisên, kapitalist devlet sistemlerinin toplumlar arasında çatışma ve savaş çıkarmaya çalıştığını, bunun sonucunda planlarını uygulayarak halkı kölelik içinde tutmaya çalıştıklarını kaydetti.
Önder Abdullah Öcalan’ın rehin alınmasının bu amaçla yapıldığına işaret eden El Hisên, bu şekilde insanlığın özgürlük mücadelesi ve toplumların kölelikten kurtarılmasının önünün tutulmak istendiğini söyledi.
El Hisên, Önder Abdullah Öcalan’ın rehin alınması ve üzerindeki baskılara rağmen düşüncelerinin tüm halklara ulaştığını ve halkın Önderliğin düşüncelerinin sorunların çözümü olarak gördüğünü vurguladı.
Tecridin amacına ulaşmadığını belirten El Hisên sözlerini şöyle sürdürdü: “Önder Abdullah Öcalan’ın fikirlerine inananlar, çok sayıdaki deneyim yoluyla kendilerine karşı yapılan planları boşa çıkardı. Kuzey ve Doğu Suriye’nin durumu buna örnektir. Kuzey ve Doğu Suriye halkı, Önder Abdullah Öcalan’ın fikirleriyle hayata geçirdikleri Özerk Yönetim projesi yoluyla işgalci Türk devletinin bölgeye yönelik plan ve politikalarına karşı durdu. Ayrıca teröre karşı da durdular.”
‘İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ İHLAL EDİLİYOR’
Hukukçu Îmad El Hamed ise, Türk devletinin Önder Abdullah Öcalan’ı rehin tutarak ve tecrit uygulayarak uluslararası insan hakları sözleşmeleri ve yasaları ile 1948 İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni ihlal ettiğini belirtti. El Ehmed, bu nedenle uluslararası anlaşmaları ve yasaları kağıt üzerinde yazılı olmaktan ibaret olarak nitelendirdi.
El Ehmed, tecridin sonlandırılması ve Önder Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması yoluyla insanlığın kölelikten, zulümden ve despotizmden, kadınlarında ataerkil zihniyetten kurtulacağını belirterek, bütün bunlar yaşamın ana ilkeleri olduğunu, bunlar olmadan yaşamın olmayacağını kaydetti.
(df)
ANHA
