Riyad Derar 2022 yılı siyasi gelişmelerini değerlendirdi
Reportaj Summay
Suriye’de 2022 yılında yaşanan siyasi gelişmeleri değerlendiren MSD Eş Başkanı Riyad Derar, Şam hükümetinin krizi çözmek istemesi halinde ilk olarak Özerk Yönetim’le diyalog kurması gerektiğini söyledi.
Suriye'deki mevcut durumu değerlendiren Riyad Derar, Şam hükümetinin kontrolündeki bölgelerdeki protestoların ekonomik krizden kaynaklandığını belirtti.
Astana taraflarının (Rusya, Türkiye ve İran) politikalarına, özellikle Türkiye'nin Özerk Yönetimi ortadan kaldırma çabalarına değinen Derar, Suriye'deki çatışmanın gerçek çözümünün Özerk Yönetim modelinin hayata geçirilmesiyle mümkün olduğuna işaret etti.
Röportaj şu şekilde:
*Bir yılı daha geride bıraktık ve Suriye'deki çatışma ufukta bir çözüm olmaksızın devam ediyor. 2022 yılını Suriye düzeyinde nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu yıl çözümsüz bitti. İlk saldırı Sina hapishanesine yönelik gerçekleşti. Bu saldırı, elde edilen kazanımları, diplomatik düzeyde elde edilen başarıları yok etmek ve bölgenin istikrarına yönelik süregelen ABD desteğini sona erdirmek için bölgeyi hedef alan başka bir senaryoyu ortaya çıkardı.
Yıkım, Türk devletinin bölgenin imajını karalama aracıydı. Bu nedenle insansız hava araçları ile personel, askeri, güvenlik ve idari kurumları hedef aldılar. DAİŞ çetelerinin Serêkaniyê üzerinden geçişi sağlandı. Bu aynı zamanda bir kafa karışıklığının işaretidir.
Bu saldırı, DAİŞ hücrelerini harekete geçirerek Özerk Yönetim’i yok etmeyi amaçlıyordu. Ayrıca Türkiye tehdidi üzerinden bölgedeki ABD güçleriyle ilişkileri zedeleyecektir. ABD’nin Suriye’ye uyguladığı Sezar Yasası yaptırımları, Kuzey ve Doğu Suriye’yi de etkiledi.
Türk devleti sadece ortalığı karıştırmakla kalmadı. Hava gücünü kullanarak bölgenin altyapısını ve personelini hedef alarak cinayetler gerçekleştirdi. Ayrıca yeni bir saldırı tehdidinde bulunmayı sürdürdü.
Türkiye’de yaklaşan bir seçim dönemi var. Ancak aynı zamanda Erdoğan ve Esad'ın uzlaşma planı yaptığı Tahran'daki Astana zirvesinde de önemli gelişmeler yaşandı. İstanbul'daki muhalefeti Şam hükümetine teslim etmeyi amaçlayan uzlaşı açıklamalarında bu senaryo ortaya çıktı.
*Suriye'nin güneyinde Dera'da birçok çatışma ve karışıklık yaşanıyor. Süveyda’da durum farklı değildi, protestolar ve çatışmalar yaşandı. Oradaki olayları ve sebeplerini nasıl değerlendiriyorsunuz, sizce çözüm nedir?
Şam hükümetinin topluma ve ekonomiye yönelik baskı ve sistemli yağmadaki hakimiyeti değişmedi. Güvenlik güçleri tarafından desteklenen silahlı gruplar, savaş tacirleri ortaya çıktı. Bu durum, yaşam sorunlarının ve engellerin artmasıyla birlikte halkın tepkilerini de artırmıştır.
Dera'daki anlaşmalar sonuçsuz kaldı. Anlaşma yöntemleri Süveyda’da da devam etti. Cinayet, ekonomik baskı ve uyuşturucu kaçakçılığı vakaları devam etti. Bu nedenle, Onurlu İnsanlar hükümetin yönüne karşı devrimi sürdürmek zorunda olduklarını anladı. Hükümet, acımasızca kaybettiği itibarı geri kazanmaya çalışıyor. Halk, yaşamları üzerindeki baskı ve kontrol yöntemlerini reddediyorlar.
*Siyasi düzeyde, 2022'de Anayasa Komitesi ve Astana nezdinde birçok toplantı yapıldı, ancak başarısız oldular. Sizce bu düşüşün nedenleri nelerdir, Suriye'deki çatışmayı sona erdirme çabalarına etkileri nelerdir?
Anayasa komisyonu toplantıları sonuçsuz kaldı. Sadece zaman kaybıydı, muhalefeti zorlaştırıyor ve fırsatları ortadan kaldırıyordu. Ardından Ukrayna ile Rusya arasında bu görüşmelerin devam etme olasılığını ortadan kaldıran savaş başladı. Rus delegasyonlarına uygulanan yaptırımlardan bahsetmiyorum bile. Yani bu toplantılar durdu, devam etse bile bir işe yaramadı çünkü heyetlerin turizm toplantıları gibi bir şey elde edemediler. Rusya'nın bu görüşmeyi kontrol ettiğini ve şimdi merkezini Cenevre'den başka bir yere taşımayı düşündüğünü de kanıtladılar.
Taraflar bunun çözümün uluslararası kabulünün son belgesi olduğunu düşünseler de, Suriye'deki çatışma anayasa komitesi toplantılarıyla bitmeyecek. Türkiye'nin Esad rejimiyle anlaşmaya varacağını açıklaması, Astana'nın da desteğiyle çözüm hattının değiştirildiğini gösteriyor.
Çözüm ancak ABD ve Avrupa ülkelerinin desteklediği BM, Güvenlik Konseyi kararları, 2254 sayılı karar ve Cenevre hattı ile kararlaştırılabilir. Bu nedenle sonuçları Ukrayna'daki olaylara bağlıdır. Ayrıca Suriye'deki çatışma, bu çatışmanın sonuçlarına bağlıdır. Türkiye'nin Astana ile ilgili politikasındaki değişikliklerden de Suriye’deki çatışma etkileniyor.
*2022'de Şam ile Türk devleti arasında yakınlaşma konuşuluyordu. Bu gelişmenin sebebi neydi, bu düzenlemeyi nasıl değerlendiriyorsunuz, sizce amacı nedir?
Türkiye bu anlaşmadan seçimleri kazanmayı hedefliyor. Suriye, Türkiye’deki güçler arasında tartışmalı konulardan biridir. Şam ile Türkiye yakınlaşması, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine yönelik saldırı tehdidinin yenilgiye uğratılmasının ardından açıklandı. Tahran zirvesi bu operasyona izin vermedi ancak daha sonra Putin ile Erdoğan arasında diyaloglar gerçekleşti ve ardından Erdoğan Şam ile anlaşmaya varacağını duyurdu.
Astana'nın da etkisinde kaldığı bu yeni politikadan Suriye'nin kuzeybatısındaki Suriyelilerin memnun olmadığı açıktır. Dolayısıyla Suriye’deki gruplarda köklü değişiklikler meydana geldi. Tehdit edildiler ve hatta Cebhet El Nusra (Heyet Tahrir El Şam) bile araya girerek gruplar üzerine baskı yaptı ve susturdu.
Bu değişimler ve Türkiye'deki mültecilere yönelik düşmanca duyguların artması nedeniyle Esad, Erdoğan'ın gözünde bir teröristten yakın bir ortağa dönüştü. Ancak Türkiye'nin bu anlaşmadan tek amacı, Türkiye'nin terörizm dediği Kuzey ve Doğu Suriye'deki başarılı projeye karşı çıkmaktır. Türkiye'nin ve rejimin bu projeyi yok etmedeki çıkarı aynıdır.
Bu anlaşmanın sonuçları, Suriye'nin kuzeyini kontrol edenlere bağlıdır. Ulusal güvenliğini koruma bahanesini öne süren Türkiye, iddia ettiği gibi kendi güvenliğine yönelik herhangi bir askeri gücü sınırlarından uzaklaştırmak için Adana anlaşmasını ilerletmek ve Suriye topraklarının 30 kilometre içine kadar girmek istiyor. Ancak bunlar gerçeklerden uzaktır. Yeni Osmanlı Devleti'nin terörle mücadele adına genişleme planlarını gözler önüne seriyor. Bu da Şam hükümetiyle anlaşmaya engel oluyor. Rusya, ABD ve İran'ın hegemonik çıkarlarını ve Suriye topraklarındaki rekabetlerini unutmamalıyız. Bir de demografik değişime bağlı olarak kendi bölgelerine dönen mülteciler meselesi var. Bu, sonsuz çatışmalara ve başka bir çatışmaya yol açacaktır.
Türkiye, Suudi Arabistan ve Mısır ile uzlaşarak seçimleri kazanmak istiyor. Ayrıca, Türkiye'ye giderek daha fazla bel bağlayan Rusya'nın Ukrayna'daki durumundan da yararlanmaya çalışıyor. Ayrıca Batılı müttefiklerin ve ABD'nin pozisyonunun sonuçları net değil. Ancak bunun sonuçları Suriyeliler için trajik olacaktır. Bu konu dikkatle düşünülmelidir.
*Bu gelişmelerin yanında Suriye dosyasının ana temasını Suriyelileri yoran ekonomik ve yaşamsal kriz oluşturuyor. Birçok kişi ekonomik krizin temel nedeninin siyasi olduğu konusunda hemfikirdir. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz, sizce Şam hükümeti ve Özerk Yönetim anlaşırsa bu acılar azalır mı, böyle bir anlaşma olasılığını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Savaş hem devleti hem de Suriye’yi yordu. Aynı zamanda trajik bir ekonomik çöküşle karşı karşıyadır. Suriyelilerin yarısı açlıkla karşı karşıyadır. Sebepleri de devam ediyor. Hükümet bu trajedinin son bulması için tutumundan vazgeçmiyor. Mevcut çözümler etkisiz çünkü ciddi değiller. Bunun da ötesinde yurttaşlara vergiler yükleyerek sıkıntılarını artırmakta, malların fiyatlarını daha pahalı hale getirmektedir. Bazı maddeler çok miktarda olmasına rağmen çete güçleri, halkın kanını emmek için kullanıyor.
Sadece mafya kazanıyor, halk ise ölüyor. Bu nedenle Suriye’de siyasi çözümü uygulayan ve yaptırımları kaldıran bölgesel ve uluslararası bir anlaşma sağlanmadan, Suriye’yi sömürü haline getiren çatışmalar sona ermeyecektir. Ama çözüm hedefleriyle bağdaşmayan böyle bir hükümetin varlığıyla bundan bahsetmek mümkün değil. Çünkü bu hükümet her zaman çatışmalardan yararlanır ve tüm Suriyeli tarafların memnun olacağı çözümler istemez.
Bu nedenle, Özerk Yönetim ile herhangi bir anlaşma, ortaklığın kazanması için bir şey sunmadığından kurtuluş unsuru değildir. Hükümet, bedel ödemeden Suriye topraklarının kontrolü altına almak istiyor. Ayrıca hiçbir anlaşma 2011’den önceki gücünü ve hegemonyasını geri getirmediği için, iktidarda kalmak adına ülkeyi parça parça dostlarına satıyor. Bu arkadaşlar şimdi Rusya ve İran gibi çatışmayı kullanıyorlar. Hükümet aynı zamanda tüm uzlaşma çabalarına da karşıdır, yani her türlü siyasi çözüme karşıdır.
*Türk devleti bu yıl da Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine yönelik saldırılarını sürdürdü. Kara saldırısıyla müdahale etme tehdidinde bulundu, bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz, bundan sonraki süreç nasıl olacak?
Türkiye’deki yönetim, Bab, Cerablus ve Efrîn’in işgalinden bu yana, Özerk Yönetimi “terör” ve Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile ilişkisi olduğu bahanesiyle hedef alıyor. Bu saldırıları gerçekleştirmek için ani hareketlerle, belli zamanlarda gizli istihbaratla, Taksim patlaması gibi uluslararası ve yerel destek kazanma planları yapıldı.
Bütün planlar Astana Anlaşması’nın sonucu olan bölgenin işgal edilmesi ya da demografisinin değiştirilmesidir. Türkiye'nin tutumu, bölgedeki ABD varlığını medyanın gündemine taşıyacak kadar ciddileşti. Provokatif eylemler, Türkiye'nin hedeflerine ulaşmak ve bölgedeki Rusya ile ABD arasındaki rekabeti baltalamak için kullandığı yöntemlerdir. Bu onun yöntemi ve yaşanan olaylar onun çıkarına göredir. Çünkü ikisinin de (ABD ve Rusya) ona ihtiyacı var.
Tehditler ve bombardıman Türkiye seçimleriyle bağlantılı, seçimlerin durumu netleşip ve Erdoğan kazanmayana kadar bu saldırılar devam edecek. Verilere göre Erdoğan’ın kazanması zor ve onun için sonuçları büyük olacak. Eğer diğer bölgeleri işgal ederse, başka acılar yaşatıp, yeni göçler başlatacak. Türk seçmenine göre bu operasyonun hiçbir meşru gerekçesi yok. Türk ordusu başka bölgeleri işgal ederse büyük sorunlar yaşayacak, çünkü artık Suriye topraklarının içinde olacak ve direnmek Suriyelilerin hakkıdır.
Erdoğan ve partisi, bu operasyonun sonuçlarına ve Türk askerlerinin cenazelerine göz yumamaz. Savaş, Esad ile kalan anlaşmayı da yok edecek. Bu nedenle böyle bir saldırıyı gerçekleştirmeden önce düşünmek gerekir. Bu yol engellerle dolu olduğu için bu saldırının sonuçları Erdoğan'ın istediği gibi olmayabilir.
*Önümüzdeki yıl Suriye davasında önemli bir gelişme olma ihtimali var mı?
Ekonomik krizin devam etmesi, hükümet yanlıları arasında bir değişim yaratacak ve hükümet politikaları üzerinde baskı oluşturacaktır. Türkiye’ye kapılar açılabilir, açık olabilir. Bu girişim, kendisi de anlaşmayı güçlendirecek olan Rusya’nın aracılık ettiği istihbarat toplantılarının sonucu olan bir ortaklığın parçasıdır.
İstanbul’daki muhalefet de, Türkiye’nin adımlarını izleyerek bu anlaşmanın başarısı için sorumluluk alabilir ya da bölünüp Ankara’nın çizgisinden uzaklaşıp kısmen Cenevre’nin Astana’dan daha uygun gördüğü başka bir çizgi oluşturabilir. Ancak MSD de dahil olmak üzere muhalefet taraflarının bir uzlaşma girişimine ihtiyacı var. Ayrıca yeni hattı birleştiren uluslararası bir mekanizmaya ihtiyaç var. 2254 sayılı kararın uygulanmasını destekleyen bir uluslararası karar alınabilir.
Öte yandan Fırat’ın doğusundaki Tenef’te ABD’nin varlığının artması ve üslerini güçlendirmesi, Özerk Yönetim ve QSD çizgisinin önemine ve sürekli desteklenmesine işaret ediyor. Bu, çözümde yeni bir siyasi işbirliği turunun ve bu yönde çalışma mekanizmalarının başladığını gösteriyor. MSD buna siyasi ortak olabilir, Özerk Yönetim Suriye'de hükümet kontrolünde olmayan bölgeler düzeyinde ademi merkeziyetçi yönetimlerde çözümün resmi olabilir. Müzakere için uluslararası çözüm hattında güçlü bir taraf oluşturulmalıdır.
Önümüzdeki yıl Kuzey ve Doğu Suriye’deki kamplar ve DAİŞ çetelerinin tutulduğu merkezler yeni bir yöntemle yönetilebilir. Bu da iyi bir değerlendirmeyi gerektirir. Ayrıca, çatışmanın tarafları, rakip Suriye güçleri, hem Türkiye'nin hem de etkili devletlerin yanında yer alan taraflar aynı fikirde olmalıdır. Bu devletler, Suriye'nin kuzeyindeki sınır hattında arabuluculuk yapabilir. Tüm olasılıklar var, ama gelecek yılın değişimlerine karşı durma yöntemlerine işaret ediyor.
*Suriye’deki çatışmaların çözümü, Suriyelilerin insani ve yaşamsal acılarına son verilmesi konusundaki görüşleriniz bağlamında Suriye halkına, Şam hükümetine ve başta Rusya ve ABD olmak üzere uluslararası güçlere mesajınız nedir?
Tüm toplantıların başarıya ulaşması için hepimiz bir çözüm bulmaya çalışmalıyız. Halk ayaklanması ve Suriye devrim hedeflerinden uzaklaşan koalisyonun çizgisini tekrarlamaktan kaçınmalıyız. MSD’nin perspektifleri kapsamında ve QSD’nin önündeki engelleri ve gerçek düşmanlara karşı gösterdiği direniş bağlamında çatışmalara karşı bir yol çizen üçüncü yola bakmalıyız.
Belki de söylediğimiz şey umuttur. Ama Şam’daki hükümete baskı kurma yöntemidir. 2254 sayılı kararla siyasi çözümün gerçekleşmesi için hükümetin sonuç getirecek müzakereleri etkinleştirmek için adımlar atması gerekiyor. Zamanı boşa harcarsa sonucunda ülkeyi destekçilerine satmış olacak. Bu şekilde yıkılma noktasına gelen Suriye devleti çöküşle sonuçlanacak.
Uluslararası güçler Suriye’de başlayacak çözüm fırsatları bulabilir. Bu herkese hizmet edecek. Ukrayna’da başka etkileri de kendisiyle birlikte getiren derinleşen krize rağmen, Suriye’deki çatışmanın çözümü konusunda çatışan güçler arasındaki eylemler, uzun yıllardır devam eden çatışmayı sona erdirme fikrinin önünü açması daha az olasıdır.
ANHA