‘Kapılarının kapatılması ve Türkiye’nin saldırıları anlaşmalıdır’
KDP’nin sınır kapılarını kapatmasına tepki gösteren siyasetçiler, Türk devletinin saldırılarının ve kapıların kapatılmasının komplo olduğunu söyledi.
Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik ambargo derinleşirken, Türk devletinin saldırılarının dozu da artıyor. Her gün yurttaşları hedef alan saldırılarda bulunan Türk devleti, Özerk Yönetim projesini yok etmek için KDP’ye, Rojava’ya açılan sınır kapılarını kapatması için de baskı yaptı. Türk devletinin talimatlarını yerine getiren KDP, Rojava’ya açılan Pêşxabûr ve El Welid sınır kapılarını kapattı.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan siyasetçiler, saldırılar ve kapıların kapatılmasının komplo olduğunu söyledi.
Ulusal Demokratik Kalkınma ve Değişim Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Ebdullah El Riwêşd, sınır kapılarının kapatılmasını ahlaksızlık olarak değerlendirerek, bunun Türk devletine hizmet ettiğini vurguladı.
Yapılanların Suriye halklarına yönelik devreye konulan komploların devamı olduğunu vurgulayan El Riwêşd, “Hep birlikte bu komplolara karşı direnelim” çağrısında bulundu.
‘ÖZERK YÖNETİMİ YOK ETME KONUSUNDA ANLAŞTILAR’
Siyasetçi Mihêdî Dixêm, Türk devleti ve çetelerinin Zirgan, Kobanê ve Til Temir’e yönelik devam eden saldırılarının sözde garantör devletlerin gözleri önünde gerçekleştiğine işaret etti.
Astana görüşmelerine dikkat çeken Mihêdî Dixêm, “Rusya, İran ve Türkiye arasında Özerk Yönetim’i yok etme konusunda anlaşma var. Özerk Yönetim’e baskı yaparak ondan tavizler koparmaya çalışıyorlar. Astana görüşmeleri ile eş zamanlı olarak bölgeye yönelik saldırıların artması bunun kanıtıdır” ifadelerini kullandı.
Ebdullah El Riwêşd değerlendirmelerine şöyle devam etti: “Kuzey ve Doğu Suriye’ye açılan kapıların kapatılmasını sağlayan Türk devleti bölgeye yönelik saldırılarını arttırdı. Özerk Yönetim’i zayıflatmak ve çökertme amacı taşıyan bu saldırılarla bölge halkları arasına fitne sokulmaya çalışıldı. Demokratik ulus projesinden rahatsız oluyorlar. Hainler ve düşmanlar bölgeyi ele geçirmek için anlaşmış durumda.”
‘AMBARGO ULUSLARARASI KAMUOYUNUN YÜZ KARASIDIR’
Kapıların kapatılmasının ve saldırıların eş zamanlı olarak artmasının tesadüf olmadığının altını çizen Mihêdî Dixêm, “Burada uluslararası güçlerin bu komploya sessiz kalması dikkat çekicidir. Bize yönelik işlenen onlarca suça sessiz kalmaya devam ediyorlar. Hepsinin ortak amacı demokratik projemizi yok etmektir. Çünkü bu proje bütün Ortadoğu için model oldu” ifadelerine yer verdi.
Uygulanan ambargodan 5 milyondan fazla kişinin etkilendiğini dile getiren Mihêdî Dixêm, “Bu ambargo uluslararası kamuoyunun yüz karasıdır. Bu halklara yönelik yürütülen bir savaştır. Kuzey ve Doğu Suriye’de hayat bulan demokratik projeyi yok etme amaçlı bu savaşa KDP de ortak olmuştur. KDP’nin tutumu da yeni bir durum değildir. Şengal’de Özerk Yönetim temsilcilerinin hedef alınması da KDP’nin izlediği politikaların sonucuydu” şeklinde sözlerine son verdi.
(rr)
ANHA
‘Kapılarının kapatılması ve Türkiye’nin saldırıları anlaşmalıdır’
Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik ambargo derinleşirken, Türk devletinin saldırılarının dozu da artıyor. Her gün yurttaşları hedef alan saldırılarda bulunan Türk devleti, Özerk Yönetim projesini yok etmek için KDP’ye, Rojava’ya açılan sınır kapılarını kapatması için de baskı yaptı. Türk devletinin talimatlarını yerine getiren KDP, Rojava’ya açılan Pêşxabûr ve El Welid sınır kapılarını kapattı.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan siyasetçiler, saldırılar ve kapıların kapatılmasının komplo olduğunu söyledi.
Ulusal Demokratik Kalkınma ve Değişim Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Ebdullah El Riwêşd, sınır kapılarının kapatılmasını ahlaksızlık olarak değerlendirerek, bunun Türk devletine hizmet ettiğini vurguladı.
Yapılanların Suriye halklarına yönelik devreye konulan komploların devamı olduğunu vurgulayan El Riwêşd, “Hep birlikte bu komplolara karşı direnelim” çağrısında bulundu.
‘ÖZERK YÖNETİMİ YOK ETME KONUSUNDA ANLAŞTILAR’
Siyasetçi Mihêdî Dixêm, Türk devleti ve çetelerinin Zirgan, Kobanê ve Til Temir’e yönelik devam eden saldırılarının sözde garantör devletlerin gözleri önünde gerçekleştiğine işaret etti.
Astana görüşmelerine dikkat çeken Mihêdî Dixêm, “Rusya, İran ve Türkiye arasında Özerk Yönetim’i yok etme konusunda anlaşma var. Özerk Yönetim’e baskı yaparak ondan tavizler koparmaya çalışıyorlar. Astana görüşmeleri ile eş zamanlı olarak bölgeye yönelik saldırıların artması bunun kanıtıdır” ifadelerini kullandı.
Ebdullah El Riwêşd değerlendirmelerine şöyle devam etti: “Kuzey ve Doğu Suriye’ye açılan kapıların kapatılmasını sağlayan Türk devleti bölgeye yönelik saldırılarını arttırdı. Özerk Yönetim’i zayıflatmak ve çökertme amacı taşıyan bu saldırılarla bölge halkları arasına fitne sokulmaya çalışıldı. Demokratik ulus projesinden rahatsız oluyorlar. Hainler ve düşmanlar bölgeyi ele geçirmek için anlaşmış durumda.”
‘AMBARGO ULUSLARARASI KAMUOYUNUN YÜZ KARASIDIR’
Kapıların kapatılmasının ve saldırıların eş zamanlı olarak artmasının tesadüf olmadığının altını çizen Mihêdî Dixêm, “Burada uluslararası güçlerin bu komploya sessiz kalması dikkat çekicidir. Bize yönelik işlenen onlarca suça sessiz kalmaya devam ediyorlar. Hepsinin ortak amacı demokratik projemizi yok etmektir. Çünkü bu proje bütün Ortadoğu için model oldu” ifadelerine yer verdi.
Uygulanan ambargodan 5 milyondan fazla kişinin etkilendiğini dile getiren Mihêdî Dixêm, “Bu ambargo uluslararası kamuoyunun yüz karasıdır. Bu halklara yönelik yürütülen bir savaştır. Kuzey ve Doğu Suriye’de hayat bulan demokratik projeyi yok etme amaçlı bu savaşa KDP de ortak olmuştur. KDP’nin tutumu da yeni bir durum değildir. Şengal’de Özerk Yönetim temsilcilerinin hedef alınması da KDP’nin izlediği politikaların sonucuydu” şeklinde sözlerine son verdi.
(rr)
ANHA
