​​​​​​​Rizgar Qasim: Gerilla gücünü Kürt halkından alıyor

Reportaj Summay

​​​​​​​Rizgar Qasim: Gerilla gücünü Kürt halkından alıyor
3 Aralık 2021   00:43

Gerilla direnişinin, Türk devletini temelden sarstığını söyleyen Rizgar Qasim, bu direniş karşısında Türkiye’deki tüm hükümetlerin yok olduğunu ve kullanılan tüm teknolojik silahlara rağmen gerillanın hep zafere ulaştığını belirtti.

Çağdaş Kürdistan Hareketi Başkanı Dr. Rizgar Qasim, PKK’nin kuruluş yıldönümü, Türk devletinin 44 yıllık saldırıları, buna karşın gerillanın görkemli direnişi ve KDP’nin gerillaya Kürt halkına ihanetine ilişkin ANHA’nın sorularını yanıtladı.

Röportajın tamamı şu şekilde:

*23 Nisan’dan bu yana işgalci Türk devleti ağır silahlarla Başûrê Kurdistan’a saldırılarda bulunuyor. Kimyasal silahların dahi kullanıldığı bu saldırıların amacı sizce nedir?

Türk faşizminin Başûrê Kurdistan’a yönelik saldırıları yeni değil. Yıllardır Türk devleti her türlü silahla saldırılar yapıyor. Daha önce de defalarca kimyasal silahlar kullandı. Faşist Türk devletinin amacı Kürt halkını ortadan kaldırmak. Gerilla şahsında amaçlanan budur. Ama bütün siyaseti de savaşı da gerilla karşısında kaybetti. Gerilla hep zafere ulaştı.

*HPG Türk ordusunun Werxelê ve Arap Taburu’na yaptığı saldırılarda başarısız olduğunu ve geri çekilmek zorunda kaldığını açıkladı. Bunları nasıl yorumluyorsunuz?

On yıllardır Türk devleti HPG’yi yok etmek üzere olduğunu söylüyor. Bu sadece askeri bir savaş değil, aynı zamanda ciddi bir özel savaş yürütülüyor. Bu özel savaş yalana dayanıyor. Yalanlarının amacı PKK’nin iradesini kırmak ve PKK’ye olan inancı kırmaktır. Gerilla büyük bir direnişle Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit gibi hükümetlerin yok olmasını sağladı. Bugün aynı kararlılıkla Erdoğan hükümetine karşı direnişini sürdürüyor.

Gerillanın tarihi direnişi Türk devletinin temellerini sarstı. Türkiye’deki bütün hükümetler artarda gitti. Hepsi ortadan kayboldu. Gerillanın direnişi baki kaldı. Dünyanın en vahşi düşmanına karşı verilen direniş soluksuz bir şekilde sürüyor. Bugün kimyasal silahlara karşı verilen bir direnişe dönüşmüş durumda. Her türlü teknik üstünlüğe ve kimyasal silaha rağmen Türk devleti geri çekilmek zorunda kalıyor.

*Türk devletinin saldırılarına karşı Kürt güçlerinden beklenen nedir?

Türk devletinin Kürt düşmanlığı yüz yıllara dayanıyor. Orta Asya’dan gelerek Anadolu ve Mezopotamya topraklarını işgal eden Türk devleti, bu toprakların kadim sahibi olan Kürt halkını buradan çıkarmaya çalışıyor. Türk devleti bu gerçekliği çok iyi biliyor. Bu nedenle Kürt halkına karşı açıktan bir savaş yürütüyor. Her türlü silahın yanı sıra ekonomi, su ve kullanabildiği her türlü argümanla Kürt halkına saldırıyor. Bakurê Kurdistan’da 5 binden fazla köy yakıldı. Rojava’da binlerce Kürt aile zorla göç ettirildi. Kürt uygarlığına ait ne varsa yok edildi. Kürdistan’ın tarihini tahrif ettiler.

Bütün bunlara karşı Kürdistan’ın her parçasında yaşayan Kürtler işgalcilerin gerçekliğini bilmeli ve ona göre davranmalıdır. Her alanda Kürtleri hedef alan düşmana karşı, her alanda birleşmeliyiz.

*PKK’nin geride bıraktığı 43 yıllık direnişi nasıl değerlendiriyorsunuz?

1978’de PKK’nin ortaya çıkışı tarihi bir adımdı. Türk devletinin vahşi uygulamalarına dur denildi. Bakurê Kurdistan’da Türk devleti neye uğradığını şaşırdı. Atatürk döneminden bu yana devam eden Kürt soykırımına karşı yeni bir soluk ortaya çıktı. Daha önce yaşanan Agirî, Şêx Seîd, Seyit Rıza ve Dersim isyanlarından farklı olarak ortaya çıkan PKK, Türk devletinin klasik Kürt isyanlarını bastırma yöntemiyle yok edilemedi.

PKK, Kürt tarihini ve direnişini yeniden hafızalara taşıdı. Direniş ruhunu güçlendirerek, Kürt halkının iradesini sağlamlaştırdı. Kürdistan’ın dört parçasına yayılarak gücünü Kürt halkından aldığını gösterdi.

*Başûr hükümeti Başkanı Mesrûr Barzanî, Türk devletinin Kürt halkıyla bir sorunu olmadığını ve sadece PKK ile sorunu olduğunu söyledi. Rojava’nın PKK ile ilişkisini kesmesi gerektiğini çünkü Türk devletinin bundan rahatsız olduğunu belirtti. Bu açıklamaları nasıl yorumluyorsunuz?

Siz güneşi elekle engelleyemezsiniz. Bu bir gerçektir. Türkiye’nin bir Kürt partisine karşı olduğunu diğerlerine karşı olmadığını söylemek mümkün değildir. Mutlak hakikat şudur: Türk devleti Kürt halkının düşmanıdır. Dört parça Kürdistan’da bu böyledir. Bu tartışılamaz bir gerçektir. Kürt halkının bu gerçekliği iyi tanıması çağrısında bulunuyorum.

Geçtiğimiz hafta Türk Savunma Bakanı faşist Hulusi Akar, Kürdistan diye bir yer olmadığını söyledi. Sayın Mesrur Barzani’nin hükümet başkanlığını yaptığı Kürdistan bölgesi Irak Anayasası’na göre Federal Kürdistan Bölgesi olarak kabul ediliyor. Burada şöyle bir soru ortaya çıkıyor. Başûrê Kurdistan’ı PKK mi yönetiyor? Buradan Türk devletinin topyekun Kürt düşmanlığı söz konusu. Türk devletinin Başûrê Kurdistan’daki referanduma karşı çıkması en büyük düşmanlıklarının kanıtıdır. Yani sadece PKK’ye karşı değiller, asıl karşı oldukları şey Kürt halkının onlara karşı direnmesidir.

Başta Erdoğan olmak üzere hiçbir Türk yetkili Başûrê Kurdistan’daki kazanımlardan duyduğu rahatsızlığı gizlemedi. Kürdistan bölgesi dahi demiyorlar. Bunun yerine Kuzey Irak ifadesini kullanıyorlar. Bu bile tek başına Kürtlere olan tahammülsüzlüğü gösteriyor. Saddam Hüseyin hükümeti de aynı yöntemi kullanıyordu. Kürtlerle kardeş olduğunu ancak KDP ve YNK’nin düşman olduğunu söylüyordu. Bu nedenle Başûrê Kurdistan hükümeti Erdoğan’a hizmet etme yanlışlığına düşmemelidir.

*Son dönemde PKK’nin ‘terör listesinden’ çıkarılması için çok sayıda inisiyatif kuruldu. Bu inisiyatifleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

PKK ‘terörist’ değildir. Asla böyle bir uygulaması da olmamıştır. Bu tür listelere konulmasının nedeni uluslararası çıkarlardır. Bu listelerden çıkarılması için her türlü çalışma yürütülmelidir.

(rr)

ANHA