‘Muhtemel bir saldırıya karşı Arap ve Kürt halkı birlik olmalı’
Reportaj Summay
KDP’ye işgalci Türk devletiyle işbirliğini bırakma çağrısı yapan Kurdistan Yenilikçi Hareketi Başkanı Rizgar Qasim, bir saldırı olasılığında Arap ve Kürt halkının birlik olması gerektiğine dikkat çekti.
Kurdistan Yenilikçi Hareketi Başkanı Rizgar Qasim, işgalci Türk devletinin Başûrê Kurdistan’a yönelik saldırılarını, gerillanın direnişini ile Kürt ve Arap halkının olası bir saldırıya karşı nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğini ajansımıza değerlendirdi.
Röportaj şu şekilde:
*İşgalci Türk devleti 23 Nisan’dan bu yana Başûrê Kurdistan Bölgesi’ne yönelik kapsamlı bir saldırı başlattı. Size göre bu saldırıların amacı nedir?
Yıllardır işgalci Türk devleti tarafından bu saldırılar gerçekleştiriliyor. Saldırılardaki amaç Kürt halkının varlığını yok etmek. Türk devleti PKK’ye karşı savaş yürüttüğünü iddia ediyor fakat saldırılardaki amaç PKK değil Kürt halkının kazanımlarını yok etmek.
Kürt halkının en büyük düşmanı işgalci Türk ordusu, Misak-ı Milli dahilinde Kerkûk’ten Musul’a kadar işgalini açık bir şekilde gerçekleştirmek istiyor. Refaranduma karşı çıkan Türk devleti, Başûrê Kurdistan’da bulunan Türkmenlere destek veriyor, Kürt halkının kazanımlarını baltalamak için nerede olursa olsun her türlü girişimde bulunuyor.
Türk yetkililer Irak Federal Anayasası’nda yer alan Başûrê Kurdistan’ı açık bir şekilde tanımadıklarını söylüyorlar. Başûrê Kurdistan Irak Federal Anayasası’nda belirtilmiştir. Ancak Türk faşizmi işgalci adıyla diğer işgalci devletlerden farklıdır. Türkiye işgalci bir devlettir. Zenginlikleri, kültürleri hedef alıyor ve demografik değişim yapıyor.
Ancak bütün bunlarla birlikte Türk devleti bütün politika ve çalışmalarını Kürtleri kamuoyuna karşı karalamak için kullanıyor. Bunu filmlerinde Kürtleri her yerde teröristmiş gibi gösteriyor. Bunun en canlı örneği Kerkük Türkmenleriyle ilgili Türk filmidir. Gerçekleri kendi çıkarları için nasıl çarpıttığı görülüyor. Başûrê Kurdistan yetkilileri ve sorumluları bu gerçeği anlamalıdır.
İşgalci Türk devletinin bu zihniyetle dost olması mümkün değildir. Bölgeye yönelik saldırı ve savaşlarında en başta halkımızın kazanımlarını hedef alıyor.
*5 HPG gerillası KDP’nin pususunda şehit düştü. KDP’nin mevcut rolünü, Kürt mücadelesine ve kazanımlarına etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tarih, Türklerin Kürtlere yönelik işgal ve kardeş savaşı çıkarma yönteminde “böl, parçala, yönet” politikasıyla bir ölçüde istediğini elde ettiğini ispatladı.
Türk faşizmi her zaman bir Kürt partisini satın alıp, bu partinin Kürdistan özgürlüğü için mücadele eden partilere karşı savaşmasını istemiştir. Kürt devrimleri Bakûrê Kurdistan’da Ağrı İsyanı’ndan Şêx Seid İsyanı’na, Seyid Rıza İsyanı’ndan PKK devrimine kadar Türk faşizminin imparatorluğunu salladı. Kurulduğu 1984’ten bu yana bütün gücüyle Kürt partilerini kendisine karşı seferber etmeye çalışan Türkiye nerde oldukları fark etmeksizin Kürtlerin yaşadığı tüm parçalarda Kürt kazanımlarını hedef alıyor. Bu yüzden KDP ve Başûrê Kurdistan’daki tüm partiler Türkiye’nin onları da hedef alan politikalarına aldanmamalı, Başûrê Kurdistan kazanımlarını korumak uğruna DAİŞ vahşetine karşı tereddüt etmeden mücadele eden kutsal gerillalara saygı göstermelidir. Başûrê Kurdistan ve diğer parçalardaki tüm partiler Türklerin oyun ve planlarının farkında olmalıdır.
Esasen kardeş savaşı haramdır. Gerillaların kardeşleriyle birlikte Başûrê Kurdistan’da verdiği fedakarlıklar ve kahraman direnişleri olmasa, sonuç Kürdistan Bölgesi’ni bile tanımayan Erdoğan hükümeti ve DAİŞ’in çıkarlarına göre olabilirdi. Bu nedenle bölgedeki siyasetçiler ve üstlerinin Türkiye başta olmak üzere Kürdistan sömürgecisi devletler yerine, PKK ve diğer parçalarla Kürdistani ilişkiler kurması gerekmektedir. Ulusal bir kongre aracılığıyla bütün Kürt tarafları arasındaki anlaşmazlıkları sonlandırabilecek Kürdistani bir strateji belirlemeliler.
Her bir gerillanın kardeşinin eliyle şehit edilmesi her şekilde kınanır. Xelifan bölgesinde yaşananlar yalnızca Kürt düşmanlarına hizmet ediyor.
* Türk yetkililerinin son günlerde Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine yönelik saldırı tehditlerini nasıl okuyorsunuz?
AKP hükümeti hem içte hem dışta kötü bir süreçten geçiyor. Gördüğüm kadarıyla Rusya ve ABD ile pazarlık siyaseti yürütüyor ve son süreçlerini yaşıyor. Çünkü Suriye konusu çözüm için yeni bir yola girdi. Türk devletinin bugünkü tehditleri, Orta Asya'dan işgalci olarak geldiğinden beri savaş ve yıkım üzerine kurulu zihniyetinin devamıdır. Erdoğan bugün bir karışıklık içindedir. Gördüğüm kadarıyla ne Rusya ne de ABD Erdoğan’ın yeni bir saldırıya başlamasına izin vermeyecek. Buna rağmen Kürt varlığına dönük vahşi politikalarını göz önünde bulundurmalıyız.
*Saldırılara karşı Kurdistan ile Kuzey ve Doğu Suriye halklarından istenilen nedir, saldırılara karşı nasıl cevap olmalılar?
İşgalci Türk devleti, Osmanlı’nın işgalinden bu yana farklılıklar gözetmeksizin işgalci planlarıyla tüm bölge halkını hedef alıyor. Osmanlı, 400 yıl boyunca Arap ülkelerine hükmetti. Bana göre Araplar, ister Suriye'de olsun ister tüm Arap ülkelerinde, Osmanlı'nın arkasında bıraktığı tarihten ders çıkarmalıdır. Kuzey ve Doğu Suriye ile Rojava halkı özellikle de Arap halkı saldırılara karşı birlik olmalı, direniş için güçlü birlik kurmalı, işgalci Türk devletinin işgal ettiği toprakları özgürleştirerek, Özerk Yönetimi savunmalı, korumalı.
(na/hb)
ANHA