Avukat Yusuf Çakas: Tecrit hukuki boyutu aştı

İmralı Zindanı’nda  sürdürülen tecridin hukuki boyutu aştığını ifade eden ÖHD Hapishaneler Komisyonu Üyesi Yusuf Çakas, “İmralı hapishanesinde tutuklu bulunanlar umut hakkından mahrum bırakılıyor” dedi.

Avukat Yusuf Çakas: Tecrit hukuki boyutu aştı
20 Aug 2021   03:31
HABER MERKEZİ- ZANA DENİZ

İmralı Zindanı’nda 22 yıldır tutulan Önder Abdullah Öcalan’a dönük ağır tecrit koşulları devam ederken, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AHİM) Önder Öcalan için verilen ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis’ kararını tekrardan gözden geçirilmesi için toplumun çeşitli kesimlerinden açıklamalar gelmeye devam ediyor.

Önder Abdullah Öcalan’ın ömür boyu hapishanede tutulmasını “hukuksuzluğun zirvesi” olarak tanımlayan Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Hapishane Komisyonu Üyesi Av. Yusuf Çakas, “Önder Abdullah Öcalan’ın İmralı hapishanesinde halen tutuklu olması umut hakkından (Umut hakkı, müebbet veya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan hükümlüye serbest kalma imkanının tanınmasıdır) yoksun bırakıldığı anlamını taşıyor. Tutuklu ve hükümlülerin daha öncede defalarca bahsettiğimiz umut hakkı kapsamında cezaevinden çıkma hakları vardır. Avrupa Konseyi’nin yapacağı politik ve yasal baskılarla AHİM kararlarının Türkiye’de uygulatılması gerekiyor. Uluslararası alanda Türkiye’ye bir baskı uygulanmalıdır. Sözü edilen baskıların üçüncü dünya ülkelerine uygulanan klasik baskıların dışında, özgürlükçü demokratik hukukun temel alındığı bir baskı oluşturulmalıdır. Bu durum çarpıtılmamalıdır” ifadesini kullandı.

‘AHİM VE AK İMRALI’DA SÜREN HUKUKSUZLUĞA GÖZ YUMUYOR’

AHİM ve Avrupa Konseyi’nin İmralı adasında süren hukuksuzluğa göz yumduğunu ifade eden Yusuf Çakas, “Sürmekte olan tecrit artık hukuk boyutunu aştı, politik bir bakış açısıyla sürdürülüyor. Sayın Abdullah Öcalan şahsında gerçekleştirilen ağır tecride rağmen AB’nin ve ona bağlı bulunan ülkelerin sessiz kalması, yaşanılan tecridin ve hukuksuzluğun bile isteye gerçekleştirildiğini ortaya koyuyor” diye kaydetti.

“AB’nin Kürt meselesine bakış açısı, tecrit konusunda büyük rol oynuyor” diyen Av. Yusuf Çakas, “Türk devleti, AHİM kararını uygulamaması durumunda bir yaptırımla karşılaşmayacağının rahatlığıyla hareket ediyor. Mahkemelerde kapalı kapılar ardında farklı ajandalarla yürüyen süreçler olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin Avrupa ile farklı gündemi olduğu için Kürt meselesi bu gündemlere yem ediliyor. Kürt meselesini her açıdan kullanıyorlar. İktidar, sizle diğer birçok meselede anlaşabiliriz. Fakat sizde Kürt meselesinde bizim uyguladığımız baskıcı, güvenlikçi politikalarımıza göz yumun anlaşması yapıyor.”

‘TECRİT SİSTEMİNİ DEVLET BU HALE GETİRDİ’

İmralı’da sürdürülen tecrit sisteminin mevcut hukuk sistemini aştığını dile getiren Yusuf Çakas, “Bir hükümlü ailesiyle, telefonla, avukatlarıyla görüşemiyorsa bu tecrit halidir. Bu tecrit sistemini devlet bu hale dönüştürdü. 2018, 2019 açlık grevleri sürecinde yetkililer o dönemde görüşebilirler dediklerinden kısa bir süre sonra görüşme gerçekleştirilmişti. Sayın Öcalan’la yapılan görüşmelerin bir hukuk sitemi içerisinde değil de devlet sistemi içerisinde denetlendiğini görmekteyiz” ifadelerini kullandı.

Önder Öcalan’a uygulanan tecridin coğrafyada birçok yansımasının olduğuna dikkat çeken Yusuf Çakas,  şunları söyledi; “Tecrit ortadan kalktığında, görüşmelerin gerçekleştirildiğinde  Türkiye’de her açıdan bir rahatlamanın yaşanacak. Bugün gelinen aşamada Türk devleti, yaşanan hukuksuzluklarını üstünü her yerde örtmeye çalışıyor. Bugün Karadeniz’de selden kaynaklı kaç insanın yaşamını yitirdiğini söylemek bile yasaklanmış durumda. Bu durum tecridin topluma sirayet etmesinin başka biçimleridir. Bu özgürlük ve demokrasi mücadelesinin iktidar tarafından tamamen ortadan kaldırılmasıdır.”

“AHİM, CPT ve Avrupa Konseyi kendi iç hukuklarını ihlal ediyor. Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa Cezaevi Kuralları var” diyen Av. Yusuf Çakas, “Tük devleti Avrupa cezaevi kurallarına uymuyor. Türk devletinin bu kurallara uymadığına dair birçok rapor ulaştırıldı. Fakat tek bir müdahalede bulunulmadı” dedi.

‘İMRALI’DA ÖZEL BİR SİSTEM UYGULANIYOR’

İmralı adasında 22 yıldır tutulan Önder Öcalan’ın tutulduğu koşulların iyileştirilmesi gerektiğini vurgulayan Yusuf Çakas, “Şunu çok net bir şekilde görüyoruz ki. Sayın Öcalan’ın sağlığı tehlike altındadır. İmralı hapishanesine girdiği ilk andan itibaren bir başına bu ağır tecrit koşullarına karşı direnmektedir. Bu ağır tecrit koşullarına karşı direne bilmek ve halen bir şeyler söylüyor olabilmek, halen bu meselenin çözümünde temel aktör olduğunu, fikirlerinin olduğunu, çözüm noktası olduğunu beyan ediyor olması, gerçekten yaşadığı durumu bize özetliyor. Devlet aklıda Sayın Öcalan’ın temel aktör olduğunu bildiği içinde bu görüşmeleri engelliyor. Bu sürdürülen tecrit sistemiyle aslında toplumda tümden tecrit altında tutulmak isteniyor” ifadelerini kullandı.

‘TECRİT VE KÖTÜ KOŞULLAR ORTADAN KALKANA KADAR AÇLIK GREVLERİNİ SÜRDÜRECEKLER’

Av. Yusuf Çakas, Türkiye ve Bakurê Kurdistan zindanlarında tutsakların başlattığı açlık grevini hatırlatarak, “15’er gün süreli dönüşümlü olarak sürdürülen açlık grevindeki tutsaklar, tecrit ve hapishanelerdeki kötü koşullar ortadan kalkana kadar açlık grevi eylemini sürdürmekte kararlılar. Bunu daha öncede defalarca açıklamalarında beyan ettiler. Açlık grevine giren her bir tutsağa karşı hapishane yönetimi idari cezalar vermekte. En son Urfa hapishanesinde 15’er günlük süreli dönüşümlü açlık grevine girdikleri için birçok tutsak farklı hapishanelere sürgün edildiler. Bunları bir araya getirdiğimizde hapishanelerin hak ihlalleri alanları olduğunu görmekteyiz” şeklinde konuştu.

Süren açlık grevlerine daha güçlü ses olmak gerektiğini vurgulayan Av. Yusuf Çakas; “Tecridin hukuki boyutu artık Türkiye’de tüketilmiştir. Tecride biran önce son verilmelidir. Hasta tutsak Mehmet Emin Özkan’ın ve Ergin Aktaş’ın cezaevinde kalmasının kime ne faydası var. Bunu sürekli dile getiriyoruz. Hapishanelerde yüzlerce hasta tutsak var. Bunların hapishanelerde tutulmasının kime ne faydası var. Hasta tutsakların raporları olmasına rağmen bilerek tahliye edilmiyorlar ve tehdit aracı olarak kullanılıyorlar. Bu durumun ortadan kaldırılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Toplumun tecride karşı sürdürülen açlık grevi eylemini sahiplendiğini söyleyen Yusuf Çakas, “Tamamen bütün toplumsal hak alma mücadelesinin baskıya ve saldırılarla karşı karşıya kaldığı bir dönemde tutsak aileleri ve direnişi sahiplenenler her koşulda seslerini yükseltiler. Halkımız Sayın Abdullah Öcalan şahsında tüm toplumu etkisi altına almaya çalışan tecrit sistemine karşı büyük bir mücadele veriyor. Elbette tecrit halkın en temel gündemidir. Buna karşı eylemler ve hak arayış mücadelesi devam edecektir” diye konuştu.   

<iframe width="560" height="315" src="https://www.youtube.com/embed/pbW3Tpa9f20" title="YouTube video player" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen></iframe>