Hatip Dicle: Herkes öz savunmasını geliştirmeli

Ekim 2014’de gerçekleştirilen MGK toplantısında alınan çöktürme planı kararının 1925’teki Şark Islahat planının güncelleştirilmiş hali olduğunu söyleyen, Kürt siyasetçi Hatip Dicle, “Sadece Kürtler değil, tüm Türkiye halkları demokratik, devrimci güçler de  bu plana karşı öz savunmalarını gerçekleştirmelidirler” dedi.

Hatip Dicle: Herkes öz savunmasını geliştirmeli
2 Aug 2021   03:07
HABER MERKEZİ- ZANA DENİZ

Konya’nın Meram İlçesinde 7 kişilik Kürt aileye yönelik gerçekleştirilen faşist, ırkçı saldırıyı değerlendiren Kürt siyasetçi Hatip Dicle, “Son gerçekleştirilen saldırı çok profesyonelce işlenmiş bir katliam. Saldırganın soğukkanlılığına bakarsak, tıpkı Deniz Poyraz’ı katleden cani gibi özel yetiştirildiği söylenebilir” dedi.

Konya’da Kürt aileye yönelik saldırının stratejik amaçlarının olduğuna dikkat çeken, Hatip Dicle, “Sonuç olarak, Kürt soykırımını hedefleyen bir ırkçı saldırıyla karşı karşıyayız” dedi.

Hatip Dicle’nin katliam hakkındaki yorumu şöyle, “Bunun bir stratejik plana oturtulduğunu görmek gerekir. İmralı’da Sayın Öcalan’ın başkanlığında yapılan müzakere görüşmelerinde, devlet heyetine özellikle şu mesaj veriliyordu: Üçüncü dünya savaşı koşullarında Türk devletinin önünde iki ayrı yol var. Birinci yol demokrasiye sarılan halkların eşitliğine ve kardeşliğine önem veren, tamamen demokrasiyi hedefleyen ve Türkiye’nin Ortadoğu’da bu üçüncü dünya savaşı içerisinde, cazibe merkezi olmasını sağlayan bir yol. İkinci yol ise, tamamen şiddete dayalı ve Türkiye’nin İttihat ve Terakki döneminden beri süre gelen klasik politikasını devam ettirmesiydi. Görüşmeler devam ederken de bu anlaşılıyordu. Bunlar ikinci yola karar verdiler. 30 Ekim 2014 yılındaki MGK kararıyla çöktürme planını devreye koydular” diye konuştu.

Lozan’ın 100’üncü yıl dönümüne kadar İttihat ve Terakki’nin hedeflediği soykırım planının Türk devleti tarafından devreye konulduğunun altını çizen Hatip Dicle, planın 6 yıldır sürdürüldüğünü belirterek, “İlk olarak Sayın Öcalan’a yönelik 6 Nisan 2015 yılından itibaren tecritle başlayan ve 24 Temmuz 2015 tarihinde Lozan’ın yıl dönümünde başlatılan bir savaşla bugünlere kadar gelindi” dedi.

 ‘DEVLET TERÖRÜ SOYKIRIMIN PARÇASIDIR’

Kürdistan kentlerinde Kürt halkına karşı yürütülen devlet terörünün de bu soykırım planının bir parçası olduğuna işaret eden Kürt siyasetçi Hatip Dicle, Rojava ve Başûrê Kurdistan’ın statüsünü ortadan kaldırmaya yönelik saldırıların sürdüğünü de ekledi.

Hatip Dicle, “Şengal’in statüsünün ortadan kaldırılması için yapılan girişimler, Rojava’da Efrîn, Serekaniye, Gire Spi ilhak saldırıları aslında bu konseptin birer parçaları olarak gelişti. Lozan anlaşması 2023’te 100’üncü yılını dolduruyor. Tam da bu dönemde Osmanlı Kürdistan’ı denilen Bakurê Kurdistan, Rojava Kurdistan’ı ve Başûrê Kurdistan’ı bir bütün olarak işgal etmek ve Kürtleri burada soykırımdan geçirmek hedefleniyor.”

Ortadoğu ateşinde Kürt soykırımının tamamlanmak istendiğini söyleyen Dicle, “birinci dünya savaşında gerçekleşen nasıl Ermeni, Süryani ve Rum katliamları gerçekleştirildiyse, üçüncü dünya savaşında da Kürt soykırımını, katliamını hedefliyorlar. Şimdi bunu görmeden, saldırıları tek tek değerlendirmek yetmez” yorumunu yaptı.

HDP’ye yönelik saldırılar, Kürdistan’ın parçalarında yürütülen işgal ve ilhak saldırılarının tamamının aynı yerden hazırlanan plan çerçevesinde yaşama geçirilmek istendiğini vurgulayan Hatip Dicle, “Amaçları çok açıktır. 21’inci yüz yılda Kürt soykırımını gerçekleştirmek ve Kürtleri tamamen statüsüz bırakmak istiyorlar. Tüm kazanımlar hedeftedir. KDP henüz bunu anlamıyor veya anlamak istemiyor. Başûrê Kurdistan’daki statü de bu hedefler arasındadır. Şengal’deki statüyü tamamen dağıtmak istiyorlar. Şengal’deki Êzidî halkına karşı DAİŞ çetelerinin gerçekleştiremediği soykırımı Türk devleti yeni planıyla gerçekleştirmek istiyor. Efrîn’de yapılanlar aslında tüm Kürdistan’da neler yapılmaya çalışıldığını gösteriyor. Bu nedenle bu çöktürme planına ve stratejik plana karşı Kürtlerin de ulusal birlikle karşılık vermesi gerekir. Ulusal birlik güçlendirilmelidir” dedi.

‘KÜRT HALKINI ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNDEN KOPARMAK İSTİYORLAR’

Gelişen saldırıları, “Kürt halkını ve HDP’yi özgürlük mücadelesinden koparmak” olarak değerlendiren Hatip Dicle, HDP’nin dağıtılmaya çalışıldığını, ancak başarılamadığını belirterek şu tespitleri yaptı, “7 Haziran 2015 seçimlerinde HDP, büyük bir başarı kazandı. Sonrasında 1 Kasım’a kadar geçen süreçte birçok katliam gerçekleştirildi. Amed, Suruç ve diğer yaşanan katliamlarla Kürt halkını mücadeleden caydırmak istediler. Bunu başaramayınca, yeni planlarını İzmir saldırısından sonra yürürlüğe koydular.”

“Saldırıların bundan sonraki süreçte de artması kuvvetle, muhtemeldir” diyen Hatip Dicle, “Artık profesyonel ‘sivil’ katliamcılarla, Kürt halkına yönelik yeni bir saldırı dalgası başlatarak, Kürt halkını özgürlük mücadelesinden kopartmak istiyorlar. Dediğim gibi amaçları 2023’e kadar Bakurê Kurdistan’da, Kürt halkını özgürlük mücadelesinden uzaklaştırmak, kültürel ve siyasi soykırım gerçekleştirmektir. Rojava’da ve Başûrê Kurdistan’da Kürt halkının on binlerce şehit vererek kazandığı statüyü yok edeceklerini açıkça söylüyorlar. İçişleri bakanı Süleyman Soylu bundan birkaç gün önce Silopi’de şunu söyledi; Biz yakında Irak ve Suriye’ye yürüyerek gideceğiz diyor. İlhak amaçları olduğunu çok açık ve net ortaya koyuyorlar. Bütün çalışmaları bu yönlüdür” dedi.

‘ÇÖKTÜRME PLANI ŞARK ISLAHAT PLANININ GÜNCELLENMİŞ HALİDİR’

Ekim 2014’de gerçekleştirilen MGK toplantısında alınan çöktürme planı kararının 1925’teki Şark Islahat planın güncelleştirilmesi anlamını taşıdığını dile getiren Kürt siyasetçi Hatip Dicle, “Bunun içinde Kürt soykırımı vardır. Onlar bakımından Kürt soykırımını gerçekleştirmenin bir tek yolu vardır. O da direniş güçlerinin HPG, Rojava’da YPG dahil bütün özgürlük güçlerinin direncini kırmak ve onları tasfiye etmektir. Şimdi bunun için 24 Nisan’dan bu yana büyük bir saldırı başlatıldı. Gerilla direnişi onlara bu saldırıları sonuca götürme fırsatını vermiyor. Bundan kaynaklı saldırı planlarını yeniden gözden geçiriyorlar ve bu sefer de sivil halkı hedef alan saldırılar gerçekleştiriyorlar. Gerillayı tasfiye etseler amaçlarını da büyük oranda gerçekleştirmiş olacaklar. Sıra bu sefer Başûrê Kurdistan’da olacak. Gerilla direnci kırıldıktan sonra sıra Rojava’ya ve Kürtlerin diğer kazandığı statülerin dağıtılmasına gelecek. Planları bu yönlüdür. Bunu adım adım uygulamaya çalışıyorlar. Ama karşılarında direnen bir Kürt halkı var. Direnen özgürlük gerillası var. Bu öyle kolayda olmuyor. Bunu başaramıyorlar. Fakat amaçlarının bu olduğunu biz Kürtlerin bilmesi gerekiyor” dedi.

‘ÖZ SAVUNMA GÜÇLENDİRİLMELİ’

Öz savunmayı her yerde güçlendirmek gerekiyor diyen Hatip Dicle, “Bu saldırı planının bütün Kürtleri hedeflediğini görmek gerekiyor. Öz savunmayı her yerde güçlendirmek gerekiyor. Sadece Kürtler hedefte değil, demokrasi güçleri de hedeftedir. Özellikle Suruç katliamında da gördük. Kürtlere yakın duran devrimci ve sosyalistler yine Türkiye halkları ve demokrasi güçleri de kesin hedef durumundalar. Kürtlerle dayanışma gösteren, Türk demokratları ve sosyalistleri düşman hukukuyla karşı karşıya kalarak tasfiye edilmesi planlanıyor. Dolayısıyla bu zihniyete karşı sadece Kürtler değil, Türkiye halkları ve demokratik, devrimci güçleri de öz savunmalarını gerçekleştirmeliler” şeklinde konuştu.

Bütün Kürt halkının saldırı tehdidi altında olduğu uyarısını yineleyen Hatip Dicle, “Biz 70’li yılların gençliğiyiz. Biz faşistlerin saldırılarına karşı öz savunmamızı geliştirmiştik. Faşistler silahlıydı, saldırıyorlardı. Bizlerde onların anladığı dilden öz savunmamızı yapabiliyorduk. 12 Eylül’de faşist diktatörlük gelinceye kadar da bu böyle devam etti. O günlerden dersler çıkartarak Türkiye ve Kürdistan gençliği kesinlikle öz savunmalarını geliştirmeli ve halkımız da bu konuda sorumlu yaklaşmalıdır. Aksi takdir de tarih bizi affetmez” dedi.

  ANHA