‘Kürt-Arap birliğinin bölge krizlerindeki rolü büyüktür’
Kürt-Arap birliğinin Suriye krizinin çözümünün en önemli anahtarlarından biri olduğuna işaret eden MSD’li yetkililer, krizi derinleştirmek isteyen tarafların bu birliği bilinçli bir şekilde hedef aldığını belirtti.
Ulusal ve etnik çoğunluk dünyadaki zenginliğin ve renkliliğin bir parçasıdır. Öte yandan iktidarlar, otoritelerini sağlamlaştırmak aynı zamanda bölgedeki halkları kontrol altına almak için hassas ve düğümlenen davaların fırsatçılığını yapıyor.
Kuzey ve Doğu Suriye’deki halkların birliği son yıllarda hem Suriye’nin örneği haline geldi hem de Suriye krizinin çözümü için fırsat oldu. Aynı zamanda son on yıldır düğüm haline gelen Ortadoğu’daki davaların da örnek çözümü haline geldi.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Halkla İlişkiler Bürosu Üyesi Xelîl Ebdê, Kürt-Arap ilişkilerinin çok derin olduğuna dikkat çekerek, “Bu iki halk tarihten bu yanan egemen sistemler tarafından saldırı ve savaşlara maruz kalmıştır. Bu sistemler bölgenin gücünü, kültürünü ve medeniyetini yok etmek için bu halklar arasında fitne çıkarmada aktif bir rol oynadı” dedi.
Suriye krizinin başlangıcından bu yana bölgenin kontrolünü ele geçirenlerin mezhep, aşiret ve milliyetçiliği kullandığına işaret eden Xelîl Ebdî, “Bölgeyi parçalama siyasetiyle ele geçirmeye çalıştılar. Bütün iktidarlar DAİŞ ve İslami grupların kurulmasına destek verdi” ifadelerini kullandı.
Kuzey ve Doğu Suriye’deki halkların birliğinin bölgeyi dünyanın en büyük terör örgütünden kurtardığın belirten Xelîl Ebdî , halkların Özerk Yönetim’in kurulmasını bölgeyi askeri, siyasi ve ekonomi gibi birçok alanda yönetmesi için çalıştığını kaydetti.
Kuzey ve Doğu Suriye’deki halkların birliğinin Suriye krizinin çözüm noktası olduğunun altını çizen Xelîl Ebdî, “Bölge içinden geçtiği bu zorlu süreçte başta Türk devleti olmak üzere Rusya ve İran gibi devletlerin müdahalelerine maruz kalıyor. Bu devletlerin amacı toplumsal birliği parçalamak” dedi.
MSD Kadın Bürosu Üyesi Debiya El Nasir ise, Suriye halkının siyasi bir bilince sahip olduğunu, kimin krizini derinleştirip kimin çözüm bulmak istediğini çok iyi bildiğini kaydetti.
Kürt ve Arap halkları arasındaki birliğin önemine vurgu yapan Debiya El Nasir, “Bu iki halk da Suriye krizinin başından bu yana birçok zorluk çekti. Bu bağlamda bugün geriye değil ileriye bakmalı. MSD olarak bugün Suriye’deki bütün halkları kapsayan yeni ve demokratik bir Suriye inşa etmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Bugün kimse insanların Kürt veya Arap olduğuna bakmıyor. Herkes Suriyeli olup olmadığına bakıyor. Bunun için Suriye krizinin çözümünün halklar arasındaki birlikten geçmesini istiyor” diyen Debiya El Nasir, halkların birliğinin Suriye ve Ortadoğu’daki bütün davaları çözeceğini belirtti.
(ff)
ANHA
‘Kürt-Arap birliğinin bölge krizlerindeki rolü büyüktür’
Ulusal ve etnik çoğunluk dünyadaki zenginliğin ve renkliliğin bir parçasıdır. Öte yandan iktidarlar, otoritelerini sağlamlaştırmak aynı zamanda bölgedeki halkları kontrol altına almak için hassas ve düğümlenen davaların fırsatçılığını yapıyor.
Kuzey ve Doğu Suriye’deki halkların birliği son yıllarda hem Suriye’nin örneği haline geldi hem de Suriye krizinin çözümü için fırsat oldu. Aynı zamanda son on yıldır düğüm haline gelen Ortadoğu’daki davaların da örnek çözümü haline geldi.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Halkla İlişkiler Bürosu Üyesi Xelîl Ebdê, Kürt-Arap ilişkilerinin çok derin olduğuna dikkat çekerek, “Bu iki halk tarihten bu yanan egemen sistemler tarafından saldırı ve savaşlara maruz kalmıştır. Bu sistemler bölgenin gücünü, kültürünü ve medeniyetini yok etmek için bu halklar arasında fitne çıkarmada aktif bir rol oynadı” dedi.
Suriye krizinin başlangıcından bu yana bölgenin kontrolünü ele geçirenlerin mezhep, aşiret ve milliyetçiliği kullandığına işaret eden Xelîl Ebdî, “Bölgeyi parçalama siyasetiyle ele geçirmeye çalıştılar. Bütün iktidarlar DAİŞ ve İslami grupların kurulmasına destek verdi” ifadelerini kullandı.
Kuzey ve Doğu Suriye’deki halkların birliğinin bölgeyi dünyanın en büyük terör örgütünden kurtardığın belirten Xelîl Ebdî , halkların Özerk Yönetim’in kurulmasını bölgeyi askeri, siyasi ve ekonomi gibi birçok alanda yönetmesi için çalıştığını kaydetti.
Kuzey ve Doğu Suriye’deki halkların birliğinin Suriye krizinin çözüm noktası olduğunun altını çizen Xelîl Ebdî, “Bölge içinden geçtiği bu zorlu süreçte başta Türk devleti olmak üzere Rusya ve İran gibi devletlerin müdahalelerine maruz kalıyor. Bu devletlerin amacı toplumsal birliği parçalamak” dedi.
MSD Kadın Bürosu Üyesi Debiya El Nasir ise, Suriye halkının siyasi bir bilince sahip olduğunu, kimin krizini derinleştirip kimin çözüm bulmak istediğini çok iyi bildiğini kaydetti.
Kürt ve Arap halkları arasındaki birliğin önemine vurgu yapan Debiya El Nasir, “Bu iki halk da Suriye krizinin başından bu yana birçok zorluk çekti. Bu bağlamda bugün geriye değil ileriye bakmalı. MSD olarak bugün Suriye’deki bütün halkları kapsayan yeni ve demokratik bir Suriye inşa etmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Bugün kimse insanların Kürt veya Arap olduğuna bakmıyor. Herkes Suriyeli olup olmadığına bakıyor. Bunun için Suriye krizinin çözümünün halklar arasındaki birlikten geçmesini istiyor” diyen Debiya El Nasir, halkların birliğinin Suriye ve Ortadoğu’daki bütün davaları çözeceğini belirtti.
(ff)
ANHA
