​​​​​​​Newroz Ehmed: Halkların baharı kadının rengiyle yeniden filizleniyor

YPJ’nin kadın birliğinin ve her türlü mücadelenin birleşmesinin sembolü olduğunu belirten YPJ Genel Komutanlık Üyesi Newroz Ehmed, “Burada verilen mücadele kadının örgütlenmesini ve haklarını elde etmesini sağladı. Bu mücadele, kadınların şahsında bütün toplumun ve insanlığın mücadelesidir” dedi.

​​​​​​​Newroz Ehmed: Halkların baharı kadının rengiyle yeniden filizleniyor
3 Mar 2021   01:42
HABER MERKEZİ-CİHAN BİLGİN

Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınlar askeri yönden de dünyada rol model oldu. 2013 yılında Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) çatısı altında kurulan ve çok önemli adımlar atan bölgedeki kadın gücü, bugün dünyada örgütlü özerk bir güç olarak yorumlanıyor. New York’taki bir fabrikada 40 bin işçi kadının direnişinden YPJ’nin kuruluşuna kadar kadınlar gücü hala canlılığını koruyor.

YPJ’nin dünyada örnek olan direnişi ve 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne ilişkin ANHA’ya değerlendirmelerde bulunan YPJ Genel Komutanlık Üyesi Newroz Ehmed, “Verilen mücadele sayesinde halkların baharı,  kadının rengiyle süslendi ve kadının katılımıyla yeniden kuruldu” ifadelerini kullandı.

Kuzey ve Doğu Suriye kadınlarının varlığını korumak için mücadele ettiğini belirten Newroz Ehmed, “Bütün dünyanın gözü önünde bölge halkı özellikle kadınlar vahşice saldırılara uğradı. Bu saldırılara karşı birçok savaşçı ülke dışından gelerek insanlık direnişine katıldı. Bu saldırılar bütün halklara karşı yapıldı. Evet saldırılar Kürt halkının şahsında gerçekleşti fakat amaç sadece Kürt halkını yok etmek değildi. Direnişe dışarıdan katılan arkadaşlar bu gerçekliği ortaya çıkardı. Birbirinin dilini bilmeme veya birbirini tanımama direnmeye engel değildir. Ortak ruh ve ortak acı en önemli farklılıktı. Kadınların öncülüğünde, dünyada milyonlarca insan kadın devrimi için ayağa kalktı” dedi.

‘DÜNYA KADINLARI: YPJ’NİN ARKAMIZDA OLMASINDAN DOLAYI ÇOK MUTLUYUZ’

YPJ’nin kadın birliğinin kuruluş sembolü ve her türlü mücadeleyi birleştirme sembolü olduğunu söyleyen Newroz Ehmed, “Rojava’daki mücadele, kadının örgütlenmesini, haklarını elde etmesini ve her türlü baskıya karşı cesaretli olmasına katkı sağladı. Dünya kadınları ayağa kalkarak, ‘YPJ’nin arkamızda olmasından dolayı mutluyuz’ dedi. Bu mücadele bütün kadınların şahsında bütün toplumun ve insanlığın mücadelesidir” ifadelerini kullandı.

Newroz Ehmed, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne ilişkin, “8 Mart elbette bütün kadınlar için sadece bir gün değildir. YPJ bu günün anlamına göre yaşıyor. Öncelikle varlığı için mücadele etti, örgütlendi, sadece bir günle sınırlı kalmayarak bütün dünyayı kadının rengine bürüdü. YPJ, böyle bir gerçekliği ve bilinci esas alıyor. Bu ruhla mücadelemizi bundan sonra da sürdüreceğiz. Kadınları bir güç olarak değil de bir meta olarak gören yaklaşım, YPJ’nin mücadelesiyle artık geri planda kaldı. Evet, büyük bir mücadeleye halen ihtiyaç var, bunun bedeli de kolay değil. Fakat bu bilinç, bir daha geri dönmemek üzere gün geçtikçe geri planda kalıyor” ifadelerini kullandı.

‘YPJ SAYESİNDE KADINLAR ARTIK ASKERİ ALANLARDA YER ALIYOR’

Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadınların mücadelesinin askeri alana etkisine değinen Newroz Ehmed, “Kadınların mücadelesi büyük bir etki yarattı. Dünya örgütlerinden birçok şahsiyet hem mesaj yolladı hem de bir araya gelerek aktarımlarda bulundu. Kadın, erkek ve toplum arasındaki bütün sınırlar her alanda ortadan kalktı. Kadın gücü, ordu arasında örgütlendi ve bu olumlu bir adım. Eksiklikler muhakkak vardır fakat bugün kadınlar bütün alanlara özellikle askeri alanlara katılıyor. Dünyada atılan bu adımlar, Kuzey ve Doğu Suriye kadınları ve YPJ’nin mücadelesinin ürünüdür. Amacımız da birliğimizi daha da güçlendirmek” dedi.

Kadınların hedef alınmasına dikkat çeken Newroz, “Biz direndikçe, egemen sistem saldırılarını daha da arttırıyor. Çünkü egemen sistem bizim mücadelemizle öleceğini iyi biliyor. Çoğunlukla DAİŞ bilinci ile kadınlara yönelik vahşeti en üst düzeye çıkarıldı. İnsanlığın bütün değerleri ve ölçütleri ihlal edildi. Toplumdaki öncü kadınlar hedef alındı ve onları engellemek için birçok yönteme başvuruldu. Özelikle şehit Seda ve Hind’e yönelik gerçekleştirilen katliam toplumu korkutmak amacıyla yapıldı. Bu saldırı ve katliamlarla, kadının öncülüğünde verilen mücadeleyi yok etmek istiyorlar. Fakat bu saldırılar bizi asla zayıflatmayacak” ifadelerini kullandı.

‘TEHDİTLERE KARŞI HAZIRLIKLARIMIZI YAPIYORUZ’

Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları değerlendiren Newroz Ehmed, “AKP/MHP hükümeti, savaş politikasına devam ediyor ve savaş onlar için temel konu. Uluslararası güçlerin sessizliğinden faydalanıp saldırıları arttırıyor. Biz de her türlü saldırı ve tehdide karşı hazırlığımızı sürdürüyoruz. Çünkü bu bizim için ölüm kalım meselesidir. Onlar bizi yok etmek istiyor biz de yaşamak. Zorlu bir mücadele var elbet. Amaçları kadınların öncülüğünde kurulan sisteme darbe vurmak. İşgal altındaki bölgelerimizde her gün kirli ve vahşice olaylar yaşanmakta. Düşmanın bize dayattığı yaşam, yaşam değildir. Ya özgürce yaşayacağız ya da bunu kabul etmeyeceğiz. Biz Türk devletinin sınırlarına hiçbir zaman saldırmadık. Onlar bize saldırınca meşru müdafaa çerçevesinde cevap verdik. Türk devleti açık bir şekilde ‘sınırlarımı güvenli hale getireceğim’ diyor. Yani işgal politikalarına devam edeceğini söylüyor. Sınır zaten güvenli fakat Türk devletinin amacı var olan sistemi yıkmak ve topraklarımızı işgal etmek. Kürtleri parçalamak ve birbirinden ayırmak için her türlü kirli yola başvuruyor. Bu ihtimaller Türk devletinin Başûrê Kurdistan ve bütün Kürdistan’a saldırı tehlikesini ortaya çıkarıyor” dedi.

İşgal altındaki Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî bölgelerini özgürleştirmenin en önemli sorumluluk olduğunu belirten Newroz, “Bu bölgeleri işgalden kurtarmak için askeri alanda güçlerimizi hazırlıyoruz çünkü bu bizim için yaşam meselesi. Özellikle önümüzdeki yıl mücadelemizi büyütmek istiyoruz” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.

‘BÖYLESİ KAZANIMLARI ELDE ETMEK BİR DAHA MÜMKÜN DEĞİL’

Halkların baharı için verilen mücadelenin özellikle kadının rengine büründüğünü belirten Newroz Ehmed, “Kadınlar, güçlü bir güce ulaşarak Mezopotamya toplumunu da canlandırdı. Herkesin bu değerlere sahip çıkması gerekir. Kazanımlarımızı kaybetmemeliyiz çünkü bir daha elde etmek mümkün değil. Var olan kazanımları bütün saldırılara rağmen geliştirmeliyiz. Devam eden mücadelemizle onurluyuz ve özgürlüğümüz buna bağlı. Bütün dünya kadınları için söylüyorum, nasıl ki birliğimizle mücadelemizi bu seviyeye getirdik bundan sonra da mücadeleyi büyütmeliyiz. Birçok savaşçımız bu değerler için şehit düştü. Bu gün vesilesiyle şehitlerimizi anıyor ve onlara verdiğimiz sözü tekrar ediyoruz” dedi.

‘BU MÜCADELE TÜM GERÇEKLİĞİYLE YANSITILMALI’

Yabancı yönetmenlerin Kuzey ve Doğu Suriye’de verilen mücadeleyi anlatan birçok film çektiğini, bu çalışmalarda bölgede verilen mücadelenin yanlış tanıtılmaması gerektiğinin altını çizen Newroz Ehmed, “Avestalar, Arînler gibi kadın savaşçılar şahsında verilen mücadele dünyadaki bütün kadınlara örnek oldu. Bu mücadeleden pay çıkaranlar oldu ve olacak. Bazıları bunu ticaret aracı olarak kullanmak istedi. Bazıları sadece Enteryonalist savaşçıların direndiğini göstermek istedi. Enteryonalist savaşçılar da bu topraklarda büyük bir mücadele yürüttü. Onların dostluğuyla gurur duyuyoruz. Bunun da dünyaya tanıtılması gerekir. Burada yaşananların hakkının ödenmesi ve olduğu gibi yansıtılması gerekir” dedi.

Bu tür çalışmalarda bulunmak ve gerçeği anlatmak isteyenleri her zaman desteklediklerini belirten Newroz Ehmed, “Kitap yazmak, film çekmek, şarkı bestelemek vs. isteyenlere her ne kadar sorumluluklarımız farklı olsa da yardım edebiliriz. Tarihte, var olan mücadeleyi doğru bir şekilde temellendirmek önemlidir. Çünkü otoriter sistemler bu mücadeleyi kendilerine mal etmek ve tam tersi bir şekilde göstermek istiyor” diyerek sözlerini tamamladı.

(ff/rr)

ANHA