Gazeteci Evran: Kürtler kendi topraklarını işgale karşı koruyacaktır

İşgalci Türk devletinin Garê’ye yönelik işgal saldırılarını değerlendiren gazeteci Seyit Evran: “Bu tarz işgal saldırılarında belirleyici rol oynayan gerilladır. Dikkat ederseniz, kendileri saldırıyor güç indiriyor güç yığıyor 5,6 saat boyunca bombalıyor. Bir gerilla mermisi ile bütün psikolojileri alt üst oluyor.”

Gazeteci Evran: Kürtler kendi topraklarını işgale karşı koruyacaktır
12 Feb 2021   07:06
HABER MERKEZİ- ZANA DENİZ

İşgalci Türk ordusu, Medya Savunma Alanları'na bağlı Garê 10 Şubat gecesi yoğun hava saldırıları sonrasında asker skorsky helikopterlerle asker indirmek suretiyle işgal saldırıları başlattı. Aynı gece Türk ordusunun işgal saldırılarına karşılık veren HPG gerillaları ile işgalci güçler arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Gerilla kaynaklarından alınan bilgiler Türk ordusunun Garê’de büyük kayıplar verdiği yönünde.

HPG, 10 Şubat öğlen saatlerinde yaptığı açıklamada, Türk devletinin Garê’de birçok noktaya eş zamanlı hava saldırısı düzenlediğini, hava saldırılarından sonra bölgeye asker indirerek bölgeyi işgal etmeye çalıştığını, ancak gerillanın ser direnişiyle karşılaştığını duyurmuştu.

Türk devletinin savunma bakanlığı tarafından yapılan açıklamada da ölü ve yaralıların olduğu itiraf edilmiş, ancak Türk sosyal medya paylaşımlarında Türk savunma bakanlığı tarafından verilen ölü sayısından çok daha fazla askerin öldüğü belirtilmişti.

Garê’ye yönelik işgal saldırılarının amaçlarını, bu sürece nasıl gelindiğin, muhtemel gelişmeleri ve bu bölgede yaşanan son gelişmeleri gazeteci Seyit Evran ajansımıza değerlendirdi.

Faşist Erdoğan hükümetinin iktidara geldiği ilk andan itibaren Kürt kazanımlarına karşı saldırıyı ve ortadan kaldırmayı kendisine amaç edindiğini ifade eden Gazeteci Seyit Evran: “Erdoğan yeni anayasayı, seçimleri ve başkanlık sistemini Kürtlere karşı soykırım saldırıları üzerinden kurguluyor. Bu da AKP ve MHP bloğunun iç ve dış siyasette ne denli sıkıştığını göstermektedir” dedi.

ABD, NATO SALDIRILARDAN HABERDAR

Garê’ye yönelik işgal saldırısının uluslararası boyutu olduğunu, bu saldırıların ABD seçimlerinden hemen sonrasına denk getirilmesinin dikkat çekici olduğunu ifade eden Evran, “ABD’nin yeni başkanı seçimlerden hemen sonra ikili ilişkilere dayalı siyaset yerine kurumsal siyaset yürüteceklerini açıkladı. Trump döneminde Erdoğan ve Trump ikili siyaset yürütüyorlardı. Ancak ABD bu tarz bir siyaseti geride bıraktı. Tabi bu, ABD’nin Türkiye’den vazgeçtiği anlamına gelmiyor. ABD hiçbir zaman Türkiye’den vazgeçmez, Erdoğan’dan AKP’den vazgeçebilir. Erdoğan ve AKP’yi var eden yegane güç ABD’dir.

Erdoğan Trump gitmeden bu tarz saldırı girişiminde bulundu geçiş evresinde de boşluğu değerlendirmek istedi. Şimdi yeni hükümet geldi tam anlamıyla sorunlara hakim olmadan bir şeyler yapmak isteyebilirler. Şunu bir an olsun akıldan çıkartmamak gerekir ki, Türk devletinin Kürt özgürlük hareketine ve Kürtlere yönelik tüm saldırılarda ABD, NATO ve uluslararası güçlerin bilgisi var” yorumunu yaptı.

Evran, AKP’nin, Kürt halkına ve özgürlük hareketine karşı katliam ve soykırım politikalarından asla vazgeçmediğini söyleyerek şu değerlendirmeleri yaptı, “Erdoğan’ın yaptığı bir konuşmasında, ‘Yaşlıda olsa, kadında olsa, çocuk da olsa, güvenlik kuvvetlerimiz gereğini yapacaktır’ demişti. Türk devleti alanları bölmüş ve bu plan doğrultusunda saldırılarını sürdürüyor. 2017 yılının Aralık ayında Bradost’a yöneldi, ara verdiği sırada Efrîn’i gidip işgal etti. 2018 yılında Bradost saldırılarını ilerletmek istedi. Bu sefer 2019 yılında Heftanin’e yöneldi, sonra oraya da ara vererek, Serekaniye ve Gre Spi‘ yi işgal etti. Sonrasında Heftanin’e saldırmaya devam etti. Bu saldırıların dozajı hiç değişmedi.”

Erdoğan ve ortağı MHP’nin Kürtlere bakış açısında ve politikasında hiçbir şeyin değişmediğini, sadece kimi anlarda yürüttükleri politikaların dozajını yükseltip, düşürdüklerini söyleyen Seyit Evran: “ Bu dozajın bu sefer bu şekilde olması, kendini sıkışmışlıktan kurtarma ve MHP’ye kendini ispatlama arayışına girme durumudur. Bundan dolayı genel bir politikalarında değişiklik yok, Erdoğan Kürt halkına karşı topyekûn savaşın mimarıdır.”

HPG İŞGALCİLERE AĞIR DARBELER VURDU

Garê’ye yönelik Türk devletinin başlattığı işgal saldırısına karşı HPG gerillaları büyük direniş geliştirdiğini ve işgalcilere ağır darbe vurduğunu, bunun açıklamalarda da yer aldığını söyleyen Evran şöyle konuştu:

Şimdi gerilla alanlarına yönelik bir işgal saldırısı durumu var. Elbette gerilla da buna karşı direnecektir. Sadece Garê’de değil, diğer tüm alanlarda gelişen saldırılara karşı direniş sürüyor. Eğer keşif uçakları olmazsa Beradost’ta alanındaki tepelerde 24 saat askerin kalması mümkün değil. Heftanin’de ve diğer tüm alanlarda durum böyledir. Bu tarz işgal saldırılarında kontrol gerillanın elindedir. Dikkat ederseniz, kendileri saldırıyor, güç indiriyor güç yığıyor 5,6 saat boyunca bombalıyor, ama gerillanın bir mermisi ile psikolojik olarak alt üst oluyorlar. Tüm saldırılarda gerilla geliştirdiği direnişle işgalcilere büyük darbe vurdu. Hangi ordu olursa olsun, gerilla taktikleri karşısında başarı şansları yoktur. Düzenli olan sabit olan dağda kaybeder.”

Türk devletinin kayıplarını ilk olarak sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımlar ile duyurmasının dikkat çekici olduğunu söyleyen gazeteci Seyit Evran, “Türk devleti kayıplarını yavaş yavaş açıklamaya başladı. Eski Özel harekâtçı Abdullah Ağar savaşı kışkırtmak amacıyla gerçekleri manipüle ediyor. Kaldı ki, Türklere ait sosyal medya hesaplarından çok sayıda ölü ve yaralılarının olduğuna ilişkin paylaşımlar yapıldı” dedi.

BAZI GÜÇLERİN DIŞINDA HERKES İŞGAL SALDIRISINA KARŞI

Hulusi Akar’ın ziyaretinden sonra Garê’ye yönelik işgal saldırısının başlatılmasının, saldırı planının bu görüşmelerde ele alındığını gösterdiğini söyleyen Evran, “19 Ocak günü Hewler’de yapılan görüşmelerde kimi hususlarda mutabık kalındı. Fakat, ben KDP’nini tamamının bu savaştan yana olmadığını düşünüyorum. KDP’li olarak bilinen bazı kesimler bu işgalden yana değil. Örneğin bölgedeki peşmerge güçlerinin bazıları, aşiretler KDP’lidirler. Fakat savaşı istemiyorlar. Halkın desteklediği peşmerge güçleri bu savaşa katılmıyor” dedi.

Mesrur Barzani’nin Kasım ayında bölgeye güç gönderdiğini, Türklerin şu anda yapmak istediğini o dönem kendisinin yapmaya çalıştığını aktaran gazeteci Seyit Evran: “ Kürt kamuoyu, Başûre Kurdistan’ın sosyal yapısı ve aşiretleri karşı koyduğu için bu yapılamadı. Ben sürekli olarak şu soruları soruyorum; 1- İşgal eden gücün dışardan değil de Behdinan’ da ki güçlerden oluşuyor olması. 2- Saldıran helikopterlerin hemen hemen hepsinin Hewler ve çevresinden kalkması, bu duruma kim onay veriyor?  NATO mu, ABD mi, Başûrê Kurdistan hükümeti mi? Bunlar hep açığa çıkarılmalı. 3- Irak neden şu ana kadar sessiz. Neden herhangi bir tepki göstermiyor? Bunlar kesinlikle açıklanmalı diye düşünüyorum.”

Mesrur Barzani’nin işgal saldırısı sonrası yaptığı açıklamaya da değinen Evran’ın değerlendirmesi şöyle: “Kürtler kendi toprakları üzerinde, işgalcilere karşı savaşan bir pozisyondadır. Kemdi ailesi Enfal’den kaçıp Kuzey’e giderken nasıl gidebiliyor? Rojhilat’a giderken nasıl gidebiliyor? Qazi Muhammed’in İran mahkemelerine karşı bir sözü vardı ‘Burası Kürdistan’dır, hiçbir Kürt’ün herhangi birisinden izin alıp gelmesini gerektiren bir durum yoktur. Onun ülkesidir. Ben şimdi Cumhurbaşkanı sıfatıyla mı yargılanıyorum şimdi ben kimseyi davet edip buraya getirmem, o kendi ülkesine geliyor’ Kim işgalciye karşı duran bir Kürt gücüne başkaları diye tanım koyabilir. O zaman sen Kuzey’de ne arıyordun derler. Sen ne arıyorsun Rojhilat’ta derler. Sen ENKS olarak Rojava’da ne arıyorsun diye sorarlar insana. Bu açıklama işgal saldırılarını meşrulaştırma açıklamasıdır. İşgalcileri haklı görüp, işgalcilere karşı direnenleri aslında suçlu görmeye çalışmaktır ki, bunun kimin ve nerenin politikası olduğunu herkes çok iyi biliyor.”

BAYIK’IN ÇAĞRISINA CEVAP YOK

KCK Yürütüme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, bundan kısa bir süre önce KDP’nin Türk işgal saldırılarındaki pozisyonunu, gerillaya karşı tutumunu net ortaya koymasını istemişti. Bu açıklamaya da değinen Evran, “PKK, KCK basın üzerinden çok açık ve şeffaf siyaset yapıyor, kamuoyu nezdinde bir siyaset yürütülüyor. KDP’nin kendisi öyle değil. Kendileri gizli saklı kapalı kapılar ardından siyaset yürütüyor. Resmiyette herhangi bir cevap yok. Fakat el altından gizli bir şekilde bir cevap yollanmış mı bunu bilemiyorum” yorumunu yaptı.

Saldırılara karşı halkın tutumunu da değerlendiren Evran, “İlk gün olması dolayısıyla ciddi tepkiler ortaya çıktı. Kürtler varlık ve yokluklarına yönelik bir saldırı ile karşı karşıya kaldıklarının farkına varmış durumdalar. Bu durumun hassasiyeti ile Kürtler 4 parçada bir birlerine yakınlaşıyor. Kürtler kendilerine karşı topyekûn, bütünlüklü bir savaşın devreye konulduğunun farkında. Tüm Kürt kazanımlarına dönük bir saldırı olduğunun bilincinde herkes. Tabi burada halk adına siyaset yapanlara da sorumluluklarını yerine getirme görevi düşüyor.”

Özellikle işgal saldırısının başladığı andan itibaren YNK, Goran gibi KDP dışındaki partilerin sessizliğine de dikkat çeken gazeteci Seyit Evran, “Başûrê Kurdistan’da sadece KDP yok. Bazı partilerin dolaylı bazı açıklamaları var. Kişiler üzerinden yapılıyor bu açıklamalar. Saldırıları işgal olarak nitelendiren, tutum koyma çağrısı yapanlar da var. Bu saldırılara, Kürt halkının kazanımlarına yönelik saldırı, diyen de var. Ama çok ciddi resmi bir açıklama yok. Birkaç gün içerisinde açıklama yapacaklarını düşünüyorum. Aslında bu bekleme hali, uluslararası ve bölgesel tepkilere endeksli bir durumu da gösteriyor. Tutuma göre rotaya girerler diye düşünüyorum. Bazılarının ilk andan itibaren tutumları nettir, bunu da bilmek gerekir.”

Gazeteci Seyit Evran: “Kürtlerin kazanımı olan her yer, saldırılar için AKP ve Erdoğan faşizmi tarafından stratejik yer olarak görülür. Savaş taktikleri açısından bir yeri hedefe koyar, ancak bir bakarsınız başka bir yere saldırır. Şengal için bir anlaşma yapmışlar, bunu kendileri de deklere ettiler. Bizim adımıza filan güç anlaşma yaptı diye belirttiler. Şengal ve Mexmur için şöyle bir şey söylemiştim, ‘buraları hep hedef gösterir, ama bir bakarsınız başka bir yeri vururlar.’ Nitekim de öyle oldu.”

GARÊ STRTATEJİK BİR ALAN

Garê bu dönemde neden hedef alındığına ilişkin sorumuza ise Evran’ın cevabı şöyle:

Garê stratejik bir bölge. Sınırda olmamasına rağmen stratejik bir yerdir. Bakur, Başûr ve Rojava üçgeninde. Yeraltı kaynakları açısından da zengin bir yer. Erdoğan böylesi zengin kaynaklara sahip yerleri işgal etmeyi de tercih ediyor. Unutulmamalı ki 50 yıllık bir petrol anlaşması yaptılar. Bu petrolü nerden getirip götürecekleri önemli.

Tabi bir de kesinlikli Kürt kazanımlarını yok etme, ortadan kaldırma saldırısıdır. Bunu kesinlikle akıldan çıkarmamak gerekir.”

HALK DİRENİŞİ

İşgale karşı halkın ciddi bir tepkisinin olduğunu görmek gerekiyor” diyen Evran şu değerlendirmeyi yaptı, “Fakat bu tepki tek başına yeterli değildir. İşgalciler de işgalciye göz kırpanda, işgalci ile birlikte hareket eden de halkın tepkisinden korkuyor. Bunun için halk direnişinin daha da büyütülmesi gerekir. Kürt halkı bu işgal saldırısının kendilerine yönelik bir yok etme saldırısı olduğunu biliyor. Bu bilinç ve hassasiyetle hareket edilmeli. İşgale karşı durmak, Kürt ulusal birliğinin gelişmesini dayatmak gerekir. Birliğe gelmeyenleri teşhir edilmeli.”  

ANHA

<iframe width="560" height="315" src="https://www.youtube.com/embed/SozI9XTnzKg" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen></iframe>