Türk devletinin ‘truva atı’, roj peşmergeleri

Türk devletinin ‘truva atı’, roj peşmergeleri
23 OCAK 2021   03:49
MUNZUR ŞÎYAR

Ülke, memleket ya da Welat; üzerinde doğduğumuz topraklar... ‘niştîman’  da kullanılır. Hayalimizde, ruhumuzda farklı bir yeri vardır. Yaşama gözlerimizi açtığımız yere karşı derin sevgi ve bağlılık kuşku götürmezdir. Bundandır ki yurtseverlik; doğduğun topraklara bağlılık ve fedakarlıktır. Eskilerin bir sözü vardır: “kendi toprağını sürmek, dışarda para saymaktan iyidir.”

Bu ruhsal bağlılık nasıl oluşuyor? Bu soruya vereceğimiz temel yanıt elbette emektir. Sen ülkene, ‘Welat’ına emek verir, onun için fedekarlık yaparsan o da senin gelişmen için bütün yolları açar, seni sonsuz kucaklar. Toprağını, ülkeni korursan kendini korumuş olursun kaldı ki o da seni kollamak için bağrına basar.Toplum- birey arasındaki diyalektik gibi yani.
Öyleyse; yurtsever, toprağına bağlı, sorumluluklarını yerine getiren ve özgür yaşamak isteyen her kadın, erkek, çocuk, yaşlı acılara karşı güçlü olmalı, bedel ödemeli.

‘KUZEY VE DOĞU SURİYE İÇİN CANLARINI FEDA ETTİLER’

Ödüyorlar da... 15 bin genç kadın, erkek Kuzey ve Doğu Suriye toprakları için canını feda eti. En zor zamanlarda, en yoğun saldırılara karşı direndi, düşmana geri adım attırdı. Toprakları için bütün limanları yaktı, yorulmaya vakitleri olmadı, duraksamayı, geri adım atmayı ruhlarına ve sevgilerine yakıştırmadılar. Topraklarını bırakmadılar.
Kimi evden 5’er kimi evden 3’er 4’er savunma güçlerine katıldılar. Bedel ödediler, şehit düştüler. Böyle ağır zamanlarda can kolay vazgeçilir oldu ülke savunmasında.
 İşgale boyun eğen, işgalciye yaltaklanan, bedel ödemeyen, sorumluluklarını yerine getirmeyen kimi çevreler de ödenen bedeller üzerinden kendini yaşattı, pazarlık masasında birbiriyle yarıştı. Kendine pay kapmak için pazarlıklara oturdu.
Efrîn, Serêkaniyê, Girê Spî işgal edilirken ardına bakmadan kaçan şimdi nasıl Kuzey ve Doğu Suriye üzerine pazarlıklar yapar. İşgalcinin safında, meclisinde yer alanlar; şehitlerin kanıyla yeşertilen bu topraklarda nasıl yaşıyabiliyorlar. Alın teri dökmeden, şehit vermeden nasıl Rojava’yı yarı yarıya paylaşalım diyorlar.

‘ENKS TABURLARI EFRÎN İŞGAL OPERASYONUNA KATILDI’

Peki, yüzlerce şehit veren Efrîn halkı, işgalci Türk devleti ve çeteleriyle işbirliği yapanları nasıl affeder? Efrîn halkı şahittir ki; birçok ENKS üyesi, YPG-QSD güçlerinin koordinatlarını elleriyle işgalci devlet ve çetelerine vererek onlarca gencin şehadetine yol açtı.
Aynı zamanlarda Fûad Elîko, Îbrahîm Biro gibi ENKS’li kişilikler işgalci Türk devletiyle görüşmeler yapıyor, desteklerini belirtiyor, işgali yücelten bildiriler dağıtıyordu.
Bildirilerde şöyle yazıyordu: “6 ENKS taburu, Türk Devletiyle birlikte ,Efrîn’in özgürleştirme operasyonuna katıldı.”
Bu taburlar hangileridir, kimlerden oluşmaktadır.

ENKS ve Fûad Elîko, Efrîn halkına bu sorunun cevabını vermelidir

‘ROJ PEŞMERGELERİ TRUVA ATIDIR’

Diğer bir yandan Fûad Elîko ‘smart’ dergisine konuşarak: ‘” Türk devletiyle görüşmelerimiz sonucunda ortak kapalı bir oda oluşturduk” demişti. Konuşmanın devamında şu sözler yer alıyordu: “aramızda yürütme meclisi oluşturduk,  yerel adaylar çıkardık.”

Herkes biliyor ki; Roj peşmergeleri Roj peşmergeleri, işgalci Türk devletinin projesidir. Kuzey ve Doğu Suriye halkının yaşadığı bu kritik süreçte, Kürtleri birbirleriyle savaştırarak Kuzey ve Doğu Suriye’nin statü kazanmasını engellemek temel hedefleridir. İşgalci Türk devleti, Başika’dan çetelerini çekmeden önce orada askeri karargah oluşturdu. Nasıl ki İran Heşdî Şabî’yi kurdu. Bu karargahta oluşturduğu eğitim devrelerinde Musul ve Telafer Türkmenlerini, sünni Arapları ve Roj peşmergelerini eğitti.
İşgalci Türk devletinin bütün yöntemleri tutmayınca şimdi de Roj peşmergelerini truva atı gibi kullanarak amacına ulaşmak istiyor.  Onlar da kendi projeleri için ulusal orduyu(Heşdî Wetanî) kurdu.

‘ROJ PEŞMERGELERİ ŞENGAL’E SALDIRDI’

Ondandır ki; sayın Aldar Xelîl’in roj peşmergeleri için “çete” tanımı kusur değil hakikattir. Yapılan değerlendirmenin pratik karşılığı, hakikati göz önündedir. Hiçbir şey saklanamaz.
Dönemin Dişişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu; kendi askerine moral ziyareti gerçekleştirmiş gibi  ‘roj peşmergelerini’ ziyatet etti, selamladı. Görüntüler sosyal medyada mevcut, isteyen bakabilir.ENKS üyeleri onlarca kez Mesûd Barzanî yönetiminde Hewlêr’de ‘Suriye muhalefeti’ ve başkanı Nesir Herîrî’yi ziyaret etmiş, Kuzey ve Doğu Suriye üzerine planlar yapmışlardır. Yine şunu sormak gerekir; işgalci Türk devletinin talimatıyla Şengal-Xanesora saldıranlar ‘roj peşmergeleri’ değil miydi? Geri dönmeleri için ricada bulunan, panzerlerinin önüne geçen 2 gerillayı ve kadın gazeteciyi kameraların karşısında alçakça kurşunladılar. İşgalci Türk devletinin isteğini yerine getirdiler.

‘İŞGAL SONLANDIRILIRSA, KRİZ ÇÖZÜLÜR’

Kuşkusuz şehitler üzerinden yaptıkları hesaplar, pazarlıklar, işgalcilerle ortaklıkları ulusal birliğin önünü tıkayan asıl nedendir. Ne zaman ki ENKS işgalci Türk devleti ile arasına mesafe koyar, ondan ayrılır o zaman Kürt ve Bölge sorunları kendi içinde, işgalcilerin ya da başka bir gücün aracılığına gerek kalmadan çözülür. Ne zaman işgal sonlanırsa siyasi kriz de o zaman çözülür.

(ma)

ANHA