Bağdat-Kürdistan bölgesi hükümetlerinin Şengal üzerindeki hesapları

Bağdat-Kürdistan bölgesi hükümetlerinin Şengal üzerindeki hesapları
18 Oct 2020   08:22
KAWE NADIR QADIR

Bağdat hükümeti ve Kürdistan Bölgesi hükümeti, 9 Ekim’de Şengal’in yönetimi konusunda bir anlaşmaya vardıklarını açıklayarak anlaşmayı "tarihi" olarak nitelendirdi.

Şengal, 2014 yılının Ağustos ayında, DAİŞ’e bağlı vahşi terörist grupların soykırım saldırılarıyla karşı karşıya kalmış, halkının çoğunluğu saldırılar nedeniyle göç etmiş bir kent. Pêşmerge güçleri saldırılar karşısında Êzidî halkı korumak yerine kenti terk ederek Şengallileri büyük bir felaketle karşı karşıya bıraktı. Şengal’de terörist gruplar tarafından gerçekleştirilen katliamın izleri hala canlı.

DAİŞ saldırılarında Şengalin savunmayan Bağdat hükümeti ile Kürdistan Bölgesi hükümeti arasında Şengal’e ilişkin yapılan anlaşma, kafalarda soru işareti bırakıyor.

İki hükümet arasındaki anlaşmanın, 140’ıncı maddeye göre tartışmalı bölgelere ilişkin yapıldığı belirtilse de Kerkük, Mexmur, Xaneqin, Germiyan ve diğer tartışmalı bölgeler bu anlaşma kapsamına alınmamış. Yine, taraflar Şengal’in geleceğine ilişkin kader belirlemeye çalışırlarken, Şengal halkının ve katliamda yaşamını yitirenlerin ailelerinin de görüşünü dikkate almadı.

Açıktır ki, Irak hükümeti ve KDP, 2014’te gerçekleştirilen katliamın ardından kendilerine tepkisi nefret düzeyine varan halka üstten dayatmalarda bulunuyor. Her ikisi de bölgeyi yönetme konusunda yasal haklarını talep ediyorlarsa, o zaman terörist DAİŞ gruplarının vahşi saldırılarına neden Şengal’i savunmadıklarını açıklamak durumundadırlar.

Açıktır ki, taraflar arasında yapılan anlaşma Irak ve Türkiye’nin ortak bir planı sonucu geliştirilmiştir. Amaç, Türkiye’nin Tilefer, Şengal ve Musul bölgelerine geçmesi için yeni bir ticaret koridoru açmaktır. Zira bu koridorun Kürdistan Bölgesi’ndeki İbrahim Halil sınır kapısının yerine geçmesi de ön görülüyor.

Bu nedenle anlaşma kesinlikle Kürtlerin çıkarlarına hizmet etmeyeceği gibi karşı da olacaktır. Çünkü Rojava ve Şengal arasında bölge kontrol edilerek oluşturulursa, Êzidîlerin özgür iradeleri tümden yok edilmeye çalışılıyor ve böyle de yapılacaktır.

Gözlemciler söz konusu anlaşmanın yapılmasında, Rojava’da Kürt partilerinin kendi aralarındaki birlik görüşmelerinden sonra Türkiye İran, Irak arasında 2020’nin Eylül ayından imzalanan güvenlik anlaşmasının etkisine dikkat çekiyor.

Türkiye güvenlik anlaşmasında İran ve Irak’tan Kürtler arası anlamaya karşı durmalarını istemişti. Ayrıca Türkiye, Bağdat ve Kürdistan Bölgesi hükümeti arasında yapılan bu anlaşmayı doğrudan imzalanmasını istemiş, ABD Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey de destek vermiştir.

Öte yandan Şengal dağı askeri stratejik öneme sahip bir dağdır. İsrail, 1991 de ve ikinci körfez savaşında Saddam Hüseyin yönetiminin Şengal Dağı'ndan İsrail'e 39 füze fırlattığı gibi, İran’ın Şengal dağlarını kendisine karşı uzun menzilli füze saldırılarını gerçekleştirmek için kullanacağından endişe ediyor.

Anlaşma maddelerinden şu sonuçları çıkarmak mümkündür.

-Bölgedeki durumun, KDP’nin ısrar ettiği gibi 2014 Ağustos öncesine dönmesi zordur. Çünkü bölge halkı bu partiye olan inancını yitirmiştir.

-Irak hükümeti veya KDP bu anlaşmayı uygulayamazsa, Türkiye farklı bahanelerle doğrudan askeri müdahaleye başvurur ve El Nusra, Tahrir El Şam, Sultan Murat ve diğer terörist grupları kullanarak bölgeyi işgale kalkışabilir. Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî’yi işgal ettiği gibi, DAİŞ’in Şengal’e yönelik katliamlarını yeniden yaşatmak isteyebilir.

-Buna karşın, Kürt halkının etkin mücadele yürüttüğü bu dönemde, Ortadoğu'da yaşanan değişimlerin Kürdistan'da ve diyalog masasında sonuç aldığı dolayısıyla, Kürdistani taraf, parti veya iktidarların çıkarlarına göre değil, Kürdistanlıların çıkarlarına göre hareket etmeleri gerekmektedir.